İnsanın ‘vazgeçilmezliği’ pekişiyor
İnsanları ve sistemleri birbirine bağlayan bir köprü görevi görecek olan giyilebilir teknolojiler başlığında ProGlove, reel sektörde birçok başlıkta fayda sağlıyor.
ProGlove CEO’su Thomas Kirchner
Münih merkezli ve giyilebilir akıllı teknolojiler üreten ProGlove, ürettiği giyilebilir ürünler ile imalat ve lojistik süreçlerini önemli ölçüde geliştiriyor. Bu portföyde yer alan ProGlove Mark, anlık geri bildirim özelliği ile kurumsal kaliteyi iyileştirirken, ergonomik yapısıyla çalışanlara daha hızlı iş yapabilme olanağı sağlayarak, kurumsal verimliliği artırıyor. ProGlove CEO’su Thomas Kirchner, hem ürünleri hem Ar-Ge öncelikleri ve 2018 yılı stratejileri hakkında bilgi verdi:
ProGlove ne zaman kuruldu ve çalışmalarının temelinde neler var?
Alexander Grots ve ben ABD merkezli tasarım firması IDEO’nun eski çalışanlarıyız, Paul ve Jonas ise Alman otomotiv sektörü çalışanları. Intel, 2014 yılında Silikon Vadisi´nde `Make it Wearable´ yarışmasını düzenledi ve biz de bu yarışmaya katılmak istedik. Paul, BMW şirketinde PhD öğrencisi olarak çalışırken, üretim ve imalatta çalışanların sürekli eldiven giydiklerini fark etti. Fabrika çalışanlarının, özellikle de lojistik ve montaj hattında görevli olanların sürekli barkod okuyucu taşıdıklarını da biliyorduk. Düşündük ki; çalışanları akıllı eldivenler ile yeni endüstri devrimi olan nesnelerin internetine bağlayabilir miyiz? Akıllı eldiven konseptimizi Intel´in yarışması için tasarladık ve yarışmada üçüncü olduk. Asıl büyümememiz Intel Capital, GettyLab ve Bayern Kapital´dan 2016 yılında 2.2 milyon dolarlık yatırımı alarak geçekleştirdik. Sağladığımız akıllı eldivenlerle, barkod okuyucuları ergonomik olarak eldivenin üstüne entegre ettik. Şu anda imalat ve lojistik departmanında çalışanlar böylece elleri serbest olarak daha güvenli ve hızlı olarak çalışabilmekte.
Giyilebilir ürünlerle hedeflediğiniz sektörler ve onlara erişim stratejiniz, pazarlama yönteminiz nasıl şekilleniyor?
Ürettiğimiz giyilebilir teknolojiler ile lojistik ve imalat sektörlerine odaklanıyoruz. Fuarlara katılarak ve farklı sektörlerde yarattığımız başarı hikayeleri ile pazarlama stratejimizi güçlendiriyoruz. Müşterilerimizdeki projelerimiz başarılı olduktan sonra bu bizim o alandaki diğer müşterilerimize ulaşmamızda etkili bir referans oluyor. Şu anda BMW, Festo, Bosch, Skoda, DB Schenker gibi otomotiv üreticileri ve tedarikçileri ile e-ticaret ve lojistik alanlarında birçok müşterimiz bulunmakta.
ProGlove Mark, endüstriyel bazda nasıl bir artı değer sunuyor?
ProGlove Mark; kullanıcılarına verimlilik, ergonomi ve kalite alanlarında değer sağlıyor. ProGlove, teknoloji ile çalışanların endüstride kullandıkları eldiveni birleştirerek bu üç temel değeri ortaya çıkarıyor. Akıllı eldiven ile hız artırılıp, insan kaynaklı hata azaltılarak kalite artırılıyor ve bilginin toplanması kolayca süreçlere entegre edilebiliyor. Bizim amacımız çalışanları dijital dünyaya bağlayarak değer yaratmak. İnsan faktörünün endüstride her zaman önemli bir yere sahip olacağına ve otomasyon ne kadar yaygınlaşsa da, bu faktörün hep var olacağına inanıyoruz. Robotlar her alanda insanların yerine geçemeyeceği için giyilebilir teknolojilerin, insanları ve sistemleri birbirine bağlayan bir köprü görevi göreceğini düşünüyoruz.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
2016 yılında ilk ürünümüzü Avrupa pazarında başarılı olarak piyasaya sürdük. Şu anda 200’den fazla müşterimiz ve birçok farklı endüstride başarı hikayelerimiz bulunmakta. 2018 yılında ise Türkiye, ABD ve Kanada pazarlarına girmeyi planlıyoruz.
Reel sektörde bir tesise söz konusu giyilebilir teknolojileri sunmanın yanında, söz konusu işletmeden ne gibi teknolojik gereklilikleri bekliyorsunuz?
Müşterilerimizden dijitalizasyonun ilk aşamasını tamamlamaları beklemekteyiz. ProGlove Mark özellikle barkod okuyucuların kullanıldığı her yerde söz konusu işletmelere yardımcı olabilmekte.
Gerek 2018 yılı gerekse orta vade için hedef ve stratejileriniz neler?
Ekibimiz sürekli olarak büyüyor ve bugün ProGlove´da 70 yaratıcı beyin çalışmakta. Kullandığımız tasarım odaklı düşünme (design thinking) ile müşterilerimizi odak noktamıza alarak ve sürekli ‘iteratif’, yani tekrarlayan prototipler yaratarak en iyi ürünü geliştirip müşterilerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Avrupa’da yakaladığımız başarıyı Türkiye ve Amerika başta olmak üzere genişletmeyi, çalışanları 4. Sanayi Devrim olan ‘nesnelerin internetine’ bağlama hedefimizi devam ettirmeyi amaçlıyoruz.