İş Dünyasının Amazonları
Derin bir nefes aldı. Etrafta bir ölüm sessizliği vardı ve aldığı her nefesin sesini duyabiliyordu. Yayını gerebildiği kadar gerdi hedefine baktı tam bu sırada okunun ucundaki geyik kafasını kaldırdı ve çevreye dikkatlice baktı.
Derin bir sessizlik, hiçbir şeyden şüphelenmeyen geyik tekrar kafasını yere çevirdi toprağı koklamaya ve eşelemeye devam etti.
İyi ki sağ göğsünü dağlamışlardı ki zaten ulusunun adeti buydu tüm kadınların sağ göğüsleri dağlanırdı yayı tam gerebilmek, savaşabilmek ve yaşayabilmek için bu şarttı.
Havayı, rüzgarı ve hatta avının nefesini bile sezebiliyordu. Bu an ve bu ana benzer binlerce an için fedakarlık yapmış ve artık büyük bir savaşçı olmuştu.
Bekledi, bekledi, bekledi, yayını gerdi, gerilmiş yayın esen rüzgarı ikiye böldüğünü duyuyordu, gözlerini kırpmadan hedefinin tam kalbine nişan aldı. Hava oldukça sakindi yakınlarda bir yerde bir arı uçuyordu, hafif bir esinti yüzünü okşadı ve parmaklarını zarifçe açtı kadın.
Ok, uzun süre özgürlüğü tatmamış bir mahkumun ilk özgürlük anı gibi yayından boşanmış ve o büyük özgürlüğe ilk adımını atmıştı çoktan, geri dönüşü yoktu artık. Ok ıslık çalarak ve tam olarak kadının istediği çizgide ve yüksek hızda ilerlerken kadın hedefi vuracağından emin yayı tutan elini hafifçe gevşetti.
O bir “Amazon Kadını”ydı. Bir Amazon avlanabilir, kendi başına yaşayabilir ve en önemlisi savaşabilir ve bunun için asla ve asla kimseye ihtiyaç duymazdı. Amazonları biraz araştırınca yaşamak ve kazanmak için yaptıkları fedakarlıklar karşısında etkilenmemek elde değil. Bütün ulusu tek başına yöneten bir kraliçe, kadın komutanlar ve kadınlardan oluşan bir halk.
Amazonları tarihteki saygın yerlerine bırakıp tarihe iz bırakan diğer kadınlara bakalım bir de;
- Billie Jean King; 1943 doğumlu halen hayatta sporda cinsiyet ayrımcılığına başkaldırmış, teniste toplam 67 madalyası var bunların 20 tanesi Wimbeldon’da.
- Coco Chanel: 1883 doğumlu 1971 yılında hayata gözlerini yummuş. Devrimci ve kendinden ödün vermeyen bir tarzı var “Moda geçicidir ama stil kalıcıdır” demiş ve moda alanında çok büyük değişimlere imza atmış.
- Dorothy Hodgkin: 1910 doğumlu ve 84 yıllık hayatının tam 35 yılında çalışarak insülin yapısını çözmeyi başarmış. Florence Nightingale’den sonra başarılı çalışmalarından dolayı 60 yılda bir kraliyet tarafından Başarı Ödülü’ne atanan ikinci kadın olmuş.
- Indira Gandhi: 1917 yılında doğup 1987 yılında hayata gözlerini yumdu. Biz adını ve soyadını ard arda okuduğumuzda argoda “parayı cebe indirmek” manasında kullansak da kendisi Hindistan’ın ilk kadın başbakanı. Zor dönemlerde başa geçmiş ve uzun süre başbakan olarak görevinin başında yer almış.
- Kleopatra: Sadece 39 yıl yaşamış ve tahta geçtiğinde sadece 18 yaşındaymış. “Bana karşı zafer kazandırtmayacağım” sözünü söylemiş ve zamanın tüm erkek kral ve komutanlarına kök söktürmüş.
- Maria Curie: 1867 yılında doğmuş hayatını kaybettiği 1934 yılına kadar radyoaktiviteyi buldu ve bugün içimizi açmadan dışarıdan görüntülemeyle birçok hastalığa erken teşhis konulmasını sağlayan radyoloji bilim dalının kurucusu olmuş. Tanımadığı insanların sağlığı için radyoaktif maddelerle çalışmış. Çalışmaları ile çığır açtı Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın ayrıca bu ödülü iki kere alan ilk bilim insanı olmuş.
- Sabiha Gökçen: 1913 yılında doğmuş, Atatürk’ün manevi kızı ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın pilotu. 1991 yılında ise Uluslararası Havacılık Federasyonu Altın Madalyası’nı almaya hak kazanmış. Bu sayede Gökçen, ABD’de düzenlenen Kartallar Toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacı arasından bu ödülü alan ilk kadın olma ünvanına da sahip olmuştur.
Hedy Lamarr aktrislikten sıkılıyor biraz da icat yapayım diyor GPS, Bluetooth ve en önemlisi Wi-Fi teknolojisinin geliştirilmesinde pay sahibi oluveriyor yani rahmetli Hedy olmasa yolumuzu bulamayacağız daha da ötesi Wi-Fi’nin olmadığını düşünün.
Araç silecekleri örneğin Mary Anderson’ın icadı, bulaşık makinesini de bir başka kadının Josephine Cochrane icat etmiş, COBOL yazılım dilinin mucidi Grace Hooper, Patrica Bath lazer ile katarakta çare buluyor.
Daha birçok kadın var tarihe iz bırakmış, kahramanlıklar yapmış.
Biraz daha ileri götüreyim tezimi, dünyayı sadece kadınlar yönetti ve hala da onlar yönetiyor desem bence çok abartmış da olmam hatta tam olarak doğruyu söylemiş olurum. Tezimi kanıtlamak için “İnsan psikolojisinde annenin rolüne” odaklanalım. Bebeklik çağında elde edilen güven duygusunun niceliği, bebeğe verilen besinlerin ya da yapılan sevgi gösterilerinin niceliğine değil, daha fazla anne çocuk arasındaki ilişkinin niteliğine bağlı diyor uzmanlar. Yaşamın ilk yılında çocukla kurulan duygusal iletişim, çocukta güven ya da güvensizlik duygularının oluşumuna neden olmaktadır. Psikoloji dalında dünya çapında üne sahip Erik Erikson’a göre, bu dönemde çocuk, kurduğu güvenli ilişkilerle kendine ve çevresine güvenmeyi ya da kurulan yetersiz temaslarla kendisine ve çevresine güvenmemeyi öğrenir. Bu da bebeğin, ileride çevresi ile kuracağı ilişkilerin temelini belirlemektedir. Erkek de olsak kadın da bir zamanlar hepimiz bebektik ve annelerimizden etkilendik. Şu halde dünyayı doğrudan ya da dolaylı yoldan anneler yani kadınlar yönetmektedir demek çok da yanlış sayılmaz.
Öte yandan; yapılan küresel araştırmalarla da özellikle kadınlara tanınan fırsat eşitliği, deneyim eşitliği ve ücret eşitliği alanlarında eşitsizlik ön plana çıkmaktadır. ABD’de yapılan bir araştırmada aynı sürede aynı işi yapan kadın ile erkek arasında yüzde 25’lik bir ücret farkı olduğu belirlenmiş ve işin acı yanı bu oran uzun yıllardır elde edilen en iyi oran olarak gösteriliyor.
Sonuç olarak; elbette sadece kadının ya da sadece erkeğin egemen olduğu bir dünyayı savunmuyorum ancak günümüzde bile hala kadının haklı eşitliğini tanımaya çalışıyoruz. Aslında bence eşitliği bu kadar öne çıkarmaya çalışmak bir nevi hak aramaktır ve bir yerde hak aranıyorsa o yerde haksızlık var demektir. Yani eşitliği savunmak aslında eşitsizlik olduğunun da kabulüdür.
Bu yazıyı okuyan iş dünyasının yöneticileri karar anlarında umarım bu yazı ve anneleriniz aklınıza gelir ve dilimizin eşitlik dediği şeyi gerçek hayatta da başarırız ve “İş Dünyasının Amazonları’na” biraz olsun güveniriz.
Devrim Zımba
devrimzimba@yahoo.com