İş hayatının ‘mobil’ devrimi
SAP Global Mobil Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı McClain’e göre, mobilite reddedilemez. Tersine, net bir strateji ile yol haritasını netleştirmek artık kurumsal verimin anahtarı. Türlü cihazlarla mobilite fenomenin geliştiği bir dönemde, farklı sektörlerden bilişim uzmanları ve yöneticiler de SAP Teknoloji ve Mobilite Forum 2012’de biraraya geldi. 1 Haziran’da The Marmara Oteli’nde gerçekleşen toplantının açılışını yapan SAP Global Mobil Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Chris McClain ile kurumsal mobilite odaklı bir görüşme yaptık. Chris McClain, konu mobilite olduğu zaman bir gerekliliğe dikkat çekti: Kurumsal bir mobilite stratejisi. McClain’e göre, mobil platformlar olmazsa böyle bir stratejiye de sahip olunamaz. Günümüzde farklı mobil cihazlar iş ortamına çalışanlar tarafından getiriliyor. “SAP’de 17 bin tane iPhone, iPad, 22 bin BlackBerry var” örneğini veren McClain’e göre, ‘kendi cihazını getir’ politikasını birçok şirket analiz etme ve doğru uygulama, bunlar için güvenli yöntem belirleme çabasında. Kurumsal ve kişisel bilgileri doğru ayrıştırabilmek de önemli gereklilik. İşte bunun için McClain’in önerisi, kurumsal bir strateji ile yol almak. McClain’e göre, farklı cihazları destekleyen bir platformun da hayata geçmesi önemli. Bunun için de tüm mobil işletim sistemlerini desteklemek gerek. Farklı cihazlar ve her birinin farklı işletim sistemi göz önüne alındığında, ‘kendi cihazını getir’ politikasını gerekli altyapıyla desteklemek çok önemli. McClain bundan sonraki süreci, “Bu cihazların güvenliğini sağlayabilmelisiniz” sözleri ile özetledi ve şöyle devam etti:
“Bir mobil cihaz çalınırsa, uzaktan erişimle bu cihazı devre dışı bırakabilmelisiniz. Uygulamaları da yönetebilmeniz gerek. Böylece kullanıcı kolayca, istediği cihazla internete bağlanır, sisteme erişir, dilediği bilgiye ulaşabilir. Bu yapıda farklı uygulamaları sunabilmek önemli ve biz sektör bazında bunları sunuyoruz. Kamu, finansal hizmetler ve mobil bankacılık, eğitim, sağlık bunun ilk akla gelen örnekleri. SAP ve iş ortaklarımızla birlikte 200’e yakın mobil uygulamamız var. İş ortaklarımız ve SAP arasında yapılabilecek daha çok şey olduğuna da inanıyoruz. Hedefimiz bu yıl SAP ve iş ortaklarımız toplamında bin uygulamayı kullanıma sunmak.”
Endişeye karşı uzaktan erişim
SAP’nin mobil uygulamalarında kapsamlı güvenlik çözümleri var. Örneğin bu cihazlardan erişmek istenen bilgiyi tanımlamak gerekiyor. Mobil cihaz yönetimi konusunda da alınması gereken önlemlere dikkat çeken McClain, “Örneğin cihaz çalınırsa içindeki bilgileri uzaktan silebilmelisiniz. Bu gibi kilit özellikler önemli” dedi.
İşe uygun uygulamaları çalışana sunmak
Mobil cihaz yönetimi ve stratejisi her ölçekte şirkette oluşturulması gereken bir yapı ve McClain’in tanımıyla standart BT politikasından da farklı. SAP ise bunu müşterileri için oldukça pratik hale getiriyor. Sisteme girip 14 günlük denemeye erişmek, mobil cihazları güvenlik yapısına dahil etmek mümkün. Bu arada McClain, her şeyin bulutta olduğunu hatırlatarak, bir bulut çözümünün gerekliliğine işaret etti. “Giderek daha fazla şirket mobil stratejisi olması gerektiğini fark ediyor” diyen McClain’e göre, aslında buna zorunlular. Çünkü çalışanlarının ofise kendi mobil cihazlarını getirmesini engelleyemezler. Bu yapıda asıl mücadele noktası; tüm bu yapıyı nasıl destekleyeceğini netleştirmeye çalışan BT departmanları. Hızın, detaylı bilgiye anında ve her türlü cihazla ulaşabilmenin önemine işaret eden McClain şunları söyledi:
“Bu konuda zincir misali yapı sunan farklı SAP uygulamaları var. Çok farklı sektörler ve iş birimleri için uygulamalarımız var. Örneğin İK için bir uygulamamızla iş gezisine çıkan bir şirket çalışanı yaptığı harcamanın faturasının fotoğrafını çekip sisteme gönderebilir. SAP sistemi ile bütünleşen bu görüntü otomatik olarak iş sürecine girer. Böylece kağıt işi de ortadan kalkar. Bir örnek de sağlık sektöründe. Hasta bilgilerinin güncel biçimde tek noktada toplanabilmesinde Elektronik Tıbbi Kayıtlar (Electronic Medical Records) isimli uygulamamız tüm güncel bilgileri bütünleşik olarak sunuyor. Almanya’da iki hastane ile yapıyı kurduk, başka hastanelerde de kuruyoruz.”
Uygulama geliştirmenin süresi; niteliğe ve içeriğe göre değişiyor, ama McClain bunun hızlı olduğunu vurgulayarak, iki saat içinde geliştirdikleri bir uygulama olduğu örneğini de verdi. McClain’e göre, konu mobil olduğunda kimleri, neleri sunarak desteklemek gerektiği sorularına yanıtlar bulunmalı. Sonra da bu yanıtlara uygun uygulamalar her seviyede çalışan ve ihtiyaçlarına uygun biçimde sunulmalı. Uygulamalarla sunulan bilgilerin grafiklerle desteklenmesi de önemli.
Başarı hikayeleri örnek oluyor
SAP Global Mobil Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Chris McClain’e göre, düzenlenen etkinliğe katılıma bakınca, çözümlere yönelik ilgi de ortada. Bu tarz uygulamalara Türkiye’de özellikle bankalardan yoğun talep olduğunu söyledi.
McClain, bankalara ek olarak, tüketici ürünleri şirketlerinde, finans ve sigorta şirketlerinde mobilite vizyonunun olduğunu belirterek,
“Bu sektörlerde birçok başarı hikayemiz var ve bunları etkinlikte katılımcılarla paylaştık. Tüm içerikleri anlamlı bir biçimde birbirine bağlamak ve sorulara hızlı ve doğru yanıtlarla dönmek sunduğumuz en temel fayda” dedi.