İş sürekliliğine hazır olmak gerek
Veriteknik’in Kurucusu ve Genel Müdürü Cem Karaca, Veriteknik’in en başta bir mühendislik firması olduğunu vurgulayıp sundukları ürünleri veri merkezi hizmetleriyle bütünleşik verdiklerini kaydetti.
Bütçenin yurt dışına çıkmaması fikriyle, daha 1996 yılında Türkiye’de veri merkezi açılması gerektiği düşüncesine sahip olan Cem Karaca, 2004 yılında ‘hosting’ hizmetleri vermeye başlayarak kurduğu şirketi Veriteknik’in öyküsünün aşamalarını şöyle aktardı: “O dönemde veri merkezi mantığı kimsede yoktu. ‘Hosting’ yapalım, web sitelerini barındıralım, hatta web tasarımı yapalım gibi fikirlerimiz de vardı ama kısa sürede vazgeçtik. Asıl iş; veri merkezi işiydi. Türkiye’de sürdürülebilirlik üzerine bir çalışma yoktu, bunun üzerine bir altyapı kuralım dedik. İstanbul’da birkaç sene sonra iş sürekliliğini sağlamanın mümkünatı olmayacak. İş sürekliliği sağlamak istiyorsanız, İstanbul dışına çıkılmalı. Ankara’da özellikle veri merkezi hizmetlerinde iş sürekliliğini sağlamak için müdahale edebilir durumda olmak gerekiyor.”
İstanbul’da bu iş ticaret, Ankara’da mühendisliktir
Karaca, hedef noktasında müşterilerinin ağ altyapısı, veri merkezleri hizmetleri ve bunların sürekliliği üzerine uzmanlaştıklarına işaret ederek “İş kalitesi için çok yakında olmak gerekmiyor. Ankara’daki veri merkezi firmaları işe mühendislik olarak yaklaşıyor. Istanbul’da bu iş ticarettir, Ankara’da mühendisliktir. İstanbul’da sayılar, kaç tane müşteri olduğu önemlidir, bizde ne kadar kaliteli hizmet verdiğimiz… Eğilimleri görebiliyoruz; sayıları yüksek tutup yurt dışındaki diğer veri merkezlerine, büyük kapitallere veri merkezlerini satma eğilimindeler” dedi. Güvenliğin; tamamıyla bütçeyle doğru orantılı olduğunun altını çizen Karaca, “Bunun ucu yok; müşterilerim benden muhteşem bir güvenlik isterse, onun para karşılığını istemek durumundayım ve NATO standartlarında bunu sağlayabiliyoruz. Örneğin bir inşaat firmasının, yurt dışındaki şantiyesiyle burasının arasındaki uydu bağlantısını ya da diğer tüm bağlantılarını sağlayabilmemiz için elimizde bütün cihazlar, ‘know how’ ve mühendesliğimiz bulunmakta. Cep telefonları üzerinden şifreleme yapan kriptoloji cihazlarımız mevcut ve askeri ürünlerimiz de var. Veriteknik en başta bir mühendislik firması. ‘Know how’ımızı sürekli geliştirip kendimiz de ürün üretiyoruz” açıklamasını yaparak ürünleri anlatmaya şu şekilde devam etti: “4 tane ana ürünümüz var; bir tanesi internet üzerinden windows sistemlere gelen atakları önlemeye yönelik ‘Eguardo’ ki Türkiye’de hiç satmadık ama yurt dışında internet üzerinden sürekli satılan bir yazılım, en azından ihracata katkımız var. Atakları anında engelleyen bir sistemdir; güvenlik duvarıyla da bütünleşik çalışır. Ayrıca felaket yedeklemesi yazılımımız da var; veri merkezimizle bütünleşik durumda. Yüzde 100 yerli malı ve Türk mühendislerinin gerçekleştirdiği bir sistemdir; biz tasarladık. Adı ‘Rescuever’; felaket yedeklemesinin içinde, arşivleme de versiyonlama da bulunuyor. Bu farklı terimler Türkiye’de yavaş yavaş oturmaya başladı, biz bunları senelerdir anlatıyoruz. Türkiye’deki müşterilerimizin bunların hepsine aynı anda ihtiyacı oluyor. Birçok kurumda da referansımız mevcut. Veriteknik’te toplamda çekirdek mühendis altyapımızda 4 kişi bulunuyor. Büyük kadroların çok büyük işler yapmadığını herkes biliyor, her nedense bütün teşvikler de onlara veriliyor! Örnek olarak; buranın Ar-Ge merkezi olabilmesi için 20- 30 tane mühendis çalıştırmam gerekiyor. Keşke bu teşvikler doğrudan mühendislik firmalarına verilebilse!”
Esas işimiz veri merkezi hizmetleri
3. ana ürünleri oalarak ‘QuadProtect’i sayan Karaca, bu sisteme eklenen dosyaların hiçbir şekilde silinemediğinin ve değiştirilemediğinin altını çizerek 4. ana ürün olarak da QuadReport’ı sayıp şunları aktardı: “Bu sistemle; kendi raporlarınızı yazılım bilgisine ihtiyaç duymadan kendiniz de tasarlayabiliyorsunuz. Hepsi de özel yazılımlar; piyasada çok fazla alternatifi bulunmuyor. Bunları da mümkün olduğunca veri merkezi hizmetlerimizle bütünleştiriyoruz. Esas işimiz veri merkezi hizmetleri. Bankacılık-finans sektöründe uzmanlaştık; yaklaşık iki sene önce, ödeme kayıt cihazlarının barındırılmasıyla ilgili çalışmalarımız oldu. Sadece bankacılıkla ilgili 6 tane Ar-Ge ürünümüz var; tamamen şifreleme üzerine ATM’lerde ve bankaların kendi içinde kullanılıyor. Müşterilerimize danışmanlık hizmetlerini de burada sistemlerini barındırdıkları sürece ücretsiz olarak sağlıyoruz. Bu büyük bir tercih sebebi oluyor çünkü çok büyük paralar harcıyorlar. Bankacılık-finans sektörü dışında genelde kurumsal birçok yere hizmet vermekteyiz. Hem Ankara’dan hem şehir dışından ve aynı zamanda yurt dışından müşterilerimiz bulunuyor. Yurt dışı portföy oranımız yüzde 30 civarında.”
Felaket yedeklemesi için tercih edilen bir markayız
Cem Karaca, “Veriteknik olarak makale yazma zorunluluğumuz var. Şirket politikamızdır, her personel makale yazar onu da internette yayınlarız çünkü bizim için bilgi altındır. Hem kişisel eğitim hem de bilginin paylaşımı bizim için çok önemli. Bu nedenle yurt dışına çok kolay hizmet verebiliyoruz” diyerek kamuya özel eğitim verdiklerini ekledi ve “Veri merkezi olduğumuzdan acil durumlarda nasıl hareket edebileceklerini anlattığımız bir eğitim paketimiz bulunuyor. ‘Rescuever’ paketi kamuda beğeniliyor. Felaket yedeklemesi için tercih edilen bir markayız. Yurt dışı müşterilerimiz de süreklilik, stabilite ve konuşabildikleri, muhatap buldukları için bizi tercih ediyor. Aslında Türkiye’de yurt dışı pazarıyla rekabet edebilecek düzeyde imkânımız bulunmuyor. OECD ülkeleri arasında kurumsal olarak en pahalı internet Türkiye’de. Vergilerimiz çok ağır. Veri merkezleri yurt dışında internet için para ödemiyor çünkü internet değişim noktaları var. Dünyada internet kimsenin malı değil. TBD’de ulusal veri merkezi için yaptığımız çalışmaya da isteyen herkes ulaşabilir” açıklamasını yaptı. Dünyada tek olacak çevreci veri merkezi planları olduğunu söyleyen Karaca, “Müşterinin ihtiyaçlarına kalıcı çözümler bulabilmek için çalışıyoruz. Optimum sistemi en uygun maliyete hazırlayıp bunu süreklilik içinde sağlayabileceğimizi iddia ediyoruz. Biz alanında 3 adet TSE belgesi olan ve Ankara’daki PCI-DSS v3 onaylı ilk sunucu merkeziyiz. Son olarak Türkiye’nin ilk PCI DSS 3.1 sertifikasını da aldık. Veri merkezlerine kamunun da güvenmesi ve destek olması gerek. Maliyetleri düşürdükten sonra artık yurt dışıyla rekabet edebilir seviyeye geleceğiz. Toplumsal olarak bir gelişmişlik düzeyini yakalamamız şart. Toplumsal refah, bireysel refahın önünde olmalı; kamunun sağlaması gereken şey de bu. Her bireyin yurt dışına bir şeyler satabilmesi lazım; bu mutluluk getirir.”