İş zekâsı uygulamasına kurumunuz hazır mı?
Proje öncesinde kurumun ihtiyaçlarını tespit ederek gereksinimlere uygun, beklentileri karşılayan çözümler sunabilmek, projenin başarıya ulaşmasında önem taşıyor. İş zekâsı çözümünün, şirket çalışanlarının tespit edemediği ve işletme açısından önem arz eden konuların açığa çıkmasını sağlayarak, iş süreçlerinde eksik noktaların kalmasını engellediğini belirten Elsys Satış ve Pazarlama Müdürü Armağan Aydın, “Bu nedenle, yapılacak çalışmaların önemini proje öncesinde çalışanlara aktarmak gerekiyor. Şirket tarafından çalışanlara gereken eğitimin verilmesi, bilgi aktarımının sağlanması ve projenin kurum için ne kadar önemli olduğunun vurgulanması, projenin başarıya ulaşmasında rol oynuyor” dedi.
HP BIS Ortadoğu ve Doğu Avrupa Bölgesi Yöneticisi ve Danışmanı Behçet Tolga da bir iş zekâsı uygulamasının önünde duran en önemli sorun adayını, olası veri kalitesi sorunları ve benzer sorunları gidermek için sarfedilen çabaların uygulamanın kaynaklarını ve zamanını tüketerek başarısını tehdit etmesini gösteriyor. Behçet Tolga, bu tehdidi asgariye indirmenin en iyi yolunun, veri kalitesi sorunlarının iş zekâsı uygulamasının öncesinde tespit edilip gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacak olan Veri Uygunluk Çalışması’nın (data availibility study) gerçekleştirilmesi olduğunu söylüyor.
İş zekâsının birden çok teknoloji içerdiğini belirten Intellica Genel Müdürü Dr. Kemal Ünaltuna şunları kaydetti:
“Ayrıca bu teknolojileri kuruma uygun bir şekilde kombine etmek ve gereken organizasyonel değişimleri de yapmak şarttır. Bu yüzden kurumlar zaman içinde iş zekâsı konusunda doğruları bulmada kafa karışıklığı yaşayabilmektedir. En doğru yaklaşım, bu konuda uzmanlaşmış ve mümkün olduğu kadar bağımsız bir danışmanlık şirketiyle çalışmaktır. Yoksa bizim çok kez karşılaştığımız gibi 2-3 senede bir yeniden yapılandırma projeleri yapmak zorunda kalınabilmektedir.”
İş zekâsının iş kullanıcıları ve başta tepe yöneticileri tarafından sahiplenilmesi gerektiğini dile getiren Obase Genel Müdürü Bülent Dal ise şunları kaydetti:
“İşletmede stratejik, taktiksel ve operasyonel kararların alınması için ne tür bilgilere, metriklere ve gösterge panellerine bakılması gerektiği tayin edilmelidir. Bu üç kategorideki karar süreçleri için birbiri ile ilişkili raporlar ortaya çıkarılmalıdır. Şirketin genel müdürü şirketin gidişatını birtakım temel anahtar göstergelerle takip ederken, aksaklık olan bir süreci takip edebilmek için bağlantılı daha detaylı raporlar olmalıdır. Özet raporlardan detay raporlar arasında bağlantı ve bütünlük tesis edilmeli ve neticede işletme en detayda dahi genel müdürün bakış açısı ile yönetilebilmelidir. İş zekâsı ancak bu ortak bakış açısını, hızı ve esnekliği sağlayarak başarı sağlayabilir. Aksi takdirde karar verme süreçlerinden bağımsız, üst yönetim bakış açısından kopuk bir disiplinle tatbik edilen iş zekâsı çözümleri, başarı yerine zarar getirmektedir.”
SAS Türkiye Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu ise kurumlarda iş zekâsının başarıyla uygulanabilmesi için öncelikle ilgili iş hedeflerinin ve stratejilerin belirlenmesi, iş zekâsının kurumun iş yapış biçimiyle, kurumsal kültürüyle uyumlu olması gerektiğinin altını çizerek, “Bu bağlamda, kurumların, iş zekâsı çözümlerini başarıyla hayata geçirmeleri için iş zekâsının, kurumsal strateji ile uyumluluğunun yanında, yalnızca teknolojinin uygulanmasını değil, kurumsal kültürü, iş süreçlerini ve çalışanları içinde bulunduran kapsamlı bir strateji olması önem taşıyor” dedi.
İş zekâsı alanının şu anda ülkemizde dünyaya kıyasla henüz başlangıç aşamasında olduğunu belirten WorldBI Pazarlama ve Satış Müdürü Cem Yılmaz ise görüşlerini şöyle açıkladı:
“Özellikle KOBİ’lerde iş zekâsının faydalarından yararlanan şirketlerin tüm şirketlere oranı çok az. Türkiye’deki KOBI’ye bakınca fiyatı uygun, kullanımı kolay, kullandığı ticari pakete bütünleştirilmesi hazır ve çok fazla teknik ekibe ihtiyaç olmadan iş zekâsı çözümüne ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla çözüm Türkiye’de KOBİ’lerin ihtiyacını iyi bilen iş zekası çözümünü geliştirmiş olan yerli üreticilere ihtiyaç vardır.”
Netsis Genel Müdür Yardımcısı Timur Turgutlu da bu konuda, “Elbette şirketin iş yapış şekline, sektörel koşullarına, süreçlerine uygun senaryoların oluşturulması gerekiyor. Bazen özellikle yabancı menşeli çözümlerde Türkiye’deki şirketlerin iş yapış şekline uygun olmayan, ihtiyaçların çok ötesine uzanan yapılar sunulabiliyor. Bu da yatırımın maliyetini artırdığı gibi, ihtiyaçları da karşılamayabiliyor” dedi.
Workcube Başkan Yardımcısı Özlem Turhan, iş zekâsı uygulamalarında işletmenin gerçeklerine, operasyonlarına ve kaynaklarına göre temel performans kriterlerinin öncelikle belirlenmesi gerektiğini belirterek, görüşlerini şöyle açıkladı:
“Bunları belirlerken de işletmelerin kendisine sorması gereken sorular vardır. Bunlardan en öncelikli olanı iş zekâsı çözümünden temel beklentisinin ne olduğu. ‘Pazar payını artırmak mı?’, ‘Her bir ürün başına karlılığı artırmak mı?’, ‘Yeni bir gelir kalemi yaratmak mı?’, ‘Süreçleri ve maliyetleri optimize ederek verimliliği artırmak mı?’ gibi. Diğer yandan işletmelerin veriyi nerelerden elde ettiklerini ve bu veri kaynaklarının güçlü ve zayıf yönlerini belirlemeleri de gerek. Veri nereden geliyor? POS sistemden mi, ERP veya CRM uygulamasından mı, pazarda yapılacak anketlerden mi, pazar araştırmalarından mı? İş amaçlarımıza ulaşmak için bu veri elde etme veya kayıt merkezlerine neler eklemeliyiz? Bu soruların cevabını doğru vermek iş zekâsı uygulamasının başarısında büyük rol oynuyor.”
Kurumların kendi beklentilerini net olarak tanımlayabilmeleri gerektiğini belirten Arete Genel Müdürü Bahadır Balibaşa, şunları kaydetti:
“İkinci önemli nokta, konunun uzmanı kuruluşlardan ürün seçimi aşamasından itibaren danışmanlık hizmeti alınmasıdır. Başka bir kritik adım ise yaklaşımdır. Kurumlar, iş zekâsı projelerine üç farklı açıdan bir bütünlük içinde yaklaşmalılar; ürün seçimi, danışman şirket seçimi, var olan altyapıya uyumluluk. Bu perspektiflerden herhangi birinde yaşanan problem, sağlıklı ve başarılı bir sonuca ulaşmayı engelleyecektir. Önemli bir nokta da kurumların iş zekâsı konusunda beklentilerini tanımlarken ortaya çıkabilecek operasyonel sistemlerindeki eksikleri iş zekâsı çözümleri ile kapatmak yoluna gitmek gibi bir hata yapmamalarıdır.”
İş zekâsı projelerinin başarılı olabilmesi için, öncelikle, şirket üst yönetiminde CFO tarafından bizzat yönetilmesi ve genel müdür/ CEO tarafından da yakın desteklenmesinin şart olduğunu düşünen KoçSistem İş Çözümleri Direktörü Ömer Özgür Çetinoğlu, şunları kaydetti:
“İş zekâsı projelerinde teknoloji tarafına geçmeden, karar vermeden önce şirketin ana süreçlerinde kritik çalışanların ihtiyaçları net belirlemesi ve ihtiyaç durumunda konusunda uzman iş danışmanlığı almasını doğru buluyoruz. Bunun ardından bilgi teknolojisi seçimine, BT geliştirme/uyarlama sürecine geçmenin daha doğru bir yaklaşım olacağına inanıyoruz. Her zaman olduğu gibi proje geliştirme aşamasında tüm kritik süreç sahiplerinin bilfiil içinde yer alması, belli noktalarda ve zamanında ihtiyaçlarını bildiriyor olması, projenin bitiminde ise yoğun bir eğitim ile desteklenmesi gerekiyor. Mümkünse bu tarz projeleri, ana vizyonu, hedefi belirledikten sonra, küçük parçalara ayırıp fazlandırarak ara sürümler ile canlıya alınmasında fayda görmekteyiz.”