İSBAK Akıllı Ulaşım Sistemleriyle İstanbul’un Trafiğini Rahatlatmayı Hedefliyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden İSBAK, geliştirdiği teknolojileri sadece İstanbul’a değil, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şehirlerine de ulaştırıyor.
Akıllı şehirler ve sürdürülebilirlik konulu etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren İSBAK Genel Müdürü Mesut KIZIL, şunları söyledi:
“Biz yazılım ve donanımları şehirlere uygulayan, tam entegratör, en önemlisi de akıllı ulaşımı odağına almış bir teknoloji şirketiyiz. 35 yıllık deneyimimizle 23 ülkede, 43 şehirde uçtan uca çözümler sunuyoruz. Lisanslı Ar-Ge merkezimizle akıllı ulaşım sistemlerinde yerinde Ar-Ge hizmeti sunuyoruz. Yaklaşık 60 mühendisimizle akıllı ulaşım sistemleri üzerine projeler yürütüyoruz. Yönetim merkezimiz, akıllı entegre çözümlerimiz ve akıllı ulaşım sistemlerimiz mevcut. Fakat tüm bunları yapmadan önce şehrin trafik yönetimiyle ilgili doğru bir planlama yapmak gerekiyor. Biz bu planlamayı yapıyoruz. Sonra bunu yönetmek için kavşak yönetimi ve trafik sinyalizasyonuyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Daha sonra bunları ölçümlüyoruz. Bu sayede enerji ve yakıt tasarrufu sağlayarak trafik yoğunluğunu azaltmayı hedefliyoruz.”
İstanbul’un bu anlamda çok zor bir yer olduğuna değinen KIZIL, şunları kaydetti:
“İstanbul trafiğindeki araç sayısının artması, özellikle de trafiğin pandemi sonrasında entegre ulaşımdan bireysel ulaşıma kayması bizi çok zorluyor. Bu anlamda farklı ulaşım teknolojilerinin sunulması adına Ulaşım Daire Başkanlığı ve İSPARK’la bir çalışma içerisindeyiz. Metronun, tramvayın yanında İstanbul’da e-bike, düzgün ve yönetilebilir bir scooter ağı, mini elektrikli araçlar gibi ulaşım alternatiflerini yaygınlaştırmak, Tarihi Yarımada’da başlayan yayalaştırma projesini İstanbul’un daha fazla bölgesinde yaygınlaştırmak gibi projelerimiz var. Bisiklet yolu ağının geliştirilmesi gibi bir hedefimiz var.
Son yıllarda özellikle toplu taşıma sistemlerinin dönüşümünde varız. Şehirlerin salt akıllı olmaktan ziyade yaşanabilir, sürdürülebilir akıllı şehirler haline dönüşümü için ne gibi projeler üretebiliriz bunu çözmeye çalışıyoruz.”
Kara Kutu Projesi’yle Yüzde 7 Yakıt Tasarrufu Sağlandı
İETT filosunda halkın güvenli bir şekilde seyahat etmesi ve aynı zamanda sürüşün de güvenli hale gelmesi için çalışmalar yaptıklarını ifade eden KIZIL, şöyle devam etti:
“Bunun için de farklı teknolojiler geliştirdik. İSBAK’ın geliştirdiği yapay zekâ ile şoförün yorgun olup olmadığını, kemer takıp takmadığını, sigara içip içmediğini algılayan bir yapı kurduk. Böylelikle şoförlere yönelik şikayetleri minimuma indirmek gibi bir hedefimiz var. Otobüsün gün içinde kaç kişi tarafından kullanıldığına bakıp İstanbul’daki İETT hat revizyonunu buna göre planlıyoruz. Çözüm ortağımızla birlikte yaptığımız Kara Kutu Projesi’ni geliştirirken İETT otobüslerinde yaklaşık yüzde 7’lik bir yakıt kaybının olduğunu fark ettik.. Araçları rölantide tutuyorlar ve ciddi yakıt kaybı oluyor. Biz bunun önüne geçerek tasarruf sağladık. Ayrıca kablosuz internetle birlikte yakında İETT otobüslerinde eğlence sistemleri de devreye girecek.”
Elektrikli Araç Dönüşümü Aslında Bir Ölümsüzlük Hikâyesi
Ulaşımı elektrikli hale getirmenin önemine de değinen KIZIL, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu aslında bir ölümsüzlük hikâyesi. İETT’nin hurdaya çıkardığı 16 yaşındaki 108 otobüsü tekrar kullanılabilir hale getirdik. Otobüslerin tümü yenilendi, dizelden elektrikli aksama çevrildi. Bu çalışma yerli pil teknolojisiyle yapıldı, hatta bunu yapan hocamız çalışmasının patentini de aldı. Pilin kendi içinde yangın önleme sistemi var. Bu proje için Kanada’da araç başı 700 bin dolarlık Almanya’da 400 bin euroluk teşvik var. Türkiye’de böyle bir teşvik yok. Biz 250 bin euroya bu değişimi gerçekleştirmiş olacağız. Bizim vizyonumuzda artık sadece İstanbul yok. Bu, dünyaya doğru açılan bir proje olacak. Savunma sanayi ile iş birliğine gideceğiz. Hedefimiz 2023’te 50 elektrikli otobüsü sahaya indirmek.”
Aynı zamanda mobil uygulamalar da yaptıklarını söyleyen KIZIL, çalışmalarını şu şekilde detaylandırdı:
“Göreve geldiğimizde en büyük şikayetlerden biri MOBİETT uygulamasına dairdi. Bu sadece bir yazılım güncelleme işi değil, yeni teknolojilerin uygulanması lazım. Doğru durak-araç haberleşmesi ve doğru tahminlemeyle insanlara doğru bilgi vermek lazım. MOBİETT’nin doğru çalışması için çok ciddi efor harcadık. Tüm araç içi teknolojilerimiz değişti.
Aynı zamanda Deniz Taksi projemiz var; İstanbul Şehir Hatları’nın güzel bir uygulaması… Biz onunla da teknolojik anlamda iç içe olduk. Bu sayede de ilk defa yapay zekâ algoritması geliştirdik. İSBAK olarak dışarıdan teknoloji almak yerine yeni hikayeler yaratmayı seviyoruz.”
Akıllı Direkler İhtiyaca Göre Modüler Hale Geliyor
KIZIL, ikinci başlıkta yer alan entegre çözümlere şu sözlerle değindi:
“Biz konuyla ilgili kendimize bir alan daha açtık. Şehre eğlence katalım, gürültü ve kaosun dışında yeni hikâyeler yaratalım istedik. Hikâyemiz ilk olarak Bebek Parkı’nda başladı. Fuzuli’nin seslendirmesini yaptık, anıt, önüne geldiğinizde Fuzuli’nin kendisiyle ve şiirleriyle ilgili bilgi veriyor.
Akıllı su sistemimizle insanlar bir şekilde temiz suya ulaşabilsin, matarasını doldurabilsin istedik.
Bizce kitabın paylaşılabilir olması gerekiyor. 12 kitap otomatımız metro istasyonlarında devreye girecek. Bu otomatlardan kitabı aldığınızda İstanbulkart üzerinden bedel kesilecek, kitabı okuyup iade ettiğinizde bedel iade edilecek. Aynı zamanda bağış kutularıyla da kitap otomatları beslenir hale gelecek.
Çocuklar eğlenceli bir şekilde yolculuklarına devam etsinler diye İstanbulkart okutulduğunda yaklaşık 300 farklı hikâyeyi kâğıt üzerinde sunabilen Hikâyematik projemiz var. Bu projede toprakla bütünleşebilen, gübre haline gelebilen bir kâğıt türü kullandık.”
KIZIL, halihazırdaki diğer projelerine dair şu bilgileri paylaştı:
“Vatandaşlarımızın bankta kitabını okurken bisikletini, scooter’ını güneş enerjisiyle şarj edebileceği sistemler kuruyoruz. İSPARK’larda da yaygınlaşırsa keyifli hale gelecek. Bu bağlamda projeyi İstanbul Enerji, İSTON ve İSPARK ile entegre etmeye çalışıyoruz. Parklarda, karanlık ortamlarda ve geç saatlerde güvenliği sağlama fikriyle Güvenlik Direği Projesi ortaya çıktı. 360 derece dönen kamera sistemleriyle herhangi bir tehlike anında olay algılama ve panik butonuyla olay bildirme sistemi devreye giriyor. Sonra bu çalışma daha da gelişti. Wi-Fi istasyonu kurduk, üzerine güneş panelleri koyduk, ürünümüzü temiz enerjiye kaydırdık. Daha sonra olası bir depremde toplanma alanlarında internete erişilmesini sağlayan, uydunet ile haberleşebilen, aküsü olan, gerektiğinde güneş enerjisiyle beslenen bir nevi acil toplanma alanına, deprem direklerine doğru döndü iş. Modüler oldu, ihtiyaca göre inove edilebilir hale geldi.
Enerji durağı ile elektrikli araçların şarjında hikayeler yaratalım istedik. Yurt dışında parklarda, açık alanlarda elektrik enerjisi satılabilir ve temin edilebilir durumda. O yüzden bu çalışmamızın da belli alanlarda yaygınlaşacağını düşünüyoruz.”
Bölgedeki Ülkeler de Projelere İlgili
Yaptıkları tüm işlerde ciddi bir bilgi birikimine sahip olduklarını ifade eden KIZIL, “Özellikle otobüs dönüşümleriyle ilgili Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan, Azerbaycan’dan çok ciddi talepler gelmeye başladı. Bu konuda tek problemimiz insan kaynağı. İnsan kaynağı deyince sadece mühendislik anlaşılmasın; meslek yüksekokulları, meslek okulları, teknik meslek okullarından teknisyenlerle ulaşmada çok ciddi problemler yaşıyoruz. Devlet politikası eğitim anlamında biraz daha ilerler ve bizim gibi şirketleri destekler hale gelir diye umut ediyoruz.
Paydaşlarımızdan da herhangi bir proje geliştirmek, ortaklık yürütmek isteyen olursa, bilinmesini isterim ki kapımız herkese açık. Çünkü şehir sürdürülebilirliği aynı zamanda genç nesle de birçok fırsat yaratarak yoluna devam edecektir. Biz de bu mottoyla iş birliklerimizi artırmaya çalışıyoruz,” dedi.