İşinizi almayacak, işinizi ‘paylaşacak’
Yapay zeka gerçeğine karşı insanın kendini geliştirmesi, TEİD Yönetim Kurulu Üyesi Altuğ Özgün’e göre, insanın gerçek gücünü kullanmasını, her sektörde insan-yapay zeka işbirliğini beraberinde getirecek.
Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu Üyesi Altuğ Özgün
Yapay zeka, robotlar ve ileri teknolojiler istihdam pazarında giderek daha fazla yer alan ve potansiyeli de yüksek olan yeni oyuncular. Türkiye özelinde bu alandaki gelişmeler henüz yeni olsa da, küresel bazda yapay zeka artık hukukçuların, muhasebecilerin, hakimlerin, doktorların hatta çiftçilerin bazı görevlerini üstlenmeye çoktan başladı. Bir taraftan da yapay zeka, bazı yeni iş kolları yarattı ve gelecekte de hızla yaratmaya devam edecek. “Mesela gelecekte bilgisayar mühendisleri, robot mühendisleri ile beraber; robot psikoloğu, yapay organ tasarımcısı gibi meslekler de ortaya çıkacak” beklentisini dile getiren Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu Üyesi Altuğ Özgün, yapay zekadan korkmak veya bilinçsizce benimsemek yerine onunla verimli bir işbirliğini hayata geçirmenin önemini anlattı:
Gerek çalışanlar gerekse patronlar ve üst düzey yöneticiler yapay zekayı ne kadar biliyor?
Yapay zeka geliştiren veya bu teknolojiye yatırım yapan şirketler haricinde yapay zeka konusu henüz yeterince bilinmiyor. Oysa ki, dünyada yapay zekanın insanla beraber aynı işyerinde çalışacak yeni bir çalışan türü olduğundan bahsediliyor. Özellikle derin öğrenme yoluyla kendini geliştiren insan görünümlü robotların iş hayatında yer almasıyla birlikte yan masada oturan yeni çalışma arkadaşımız pekala bir robot olabilir. Robotlar iş hayatının her kademesinde, mesela mavi yaka görevleri hatta yöneticilik, danışmanlık ve denetim işlerini bile yapabilir. Gelecekte bir departmanın müdürü olarak bir robot atanabilir, hatta robotlar insanların performanslarını değerlendirebilir. Yapay zekanın iş hayatında doğru kullanımı ile şirketlerin süreçlerini daha hızlı geliştirme, ürünlerini daha hızlı ve verimli müşterilerle buluşturma imkanları var. Bu konuda farkındalığı olan şirketler de zaten çalışanlarını eğitmeye ve dijital dönüşüme yatırım yapmaya karar verdi.
Yapay zeka ve öğrenebilen sistemler gerçekten insanları işsiz mi bırakacak?
Robotlar ve yapay zeka bilimkurgu filmleriyle beraber zihinlerimizde eskiden beri varlığımızı tehdit eden bir öğe olarak işlendi. Eskiden “dünyayı ele geçirecek” dediğimiz robotların şimdi de iş hayatımızı ele geçirmeleri, işlerimizi elimizden almaları gündemde. Hatta robotların hangi işi insanlardan yüzde kaç alacağına dair analiz yapan willrobotstakemyjob.com gibi web siteleri bile kuruldu. Bu konuda farklı iki uçta görüşler olsa da, genel olarak kabul edilen teori; gelecekte robotların bir kısım işleri değil, görevleri insanlardan alması yönünde. Özellikle kontrol, analiz ve rutin değerlendirme ve tekrar gerektiren işleri yapay zekalı sistemler daha hızlı ve sorunsuz yapacağı için bu görevleri insanlardan alacak. Ancak insan etkileşimi, muhakeme ve stratejik düşünme gerektiren işler yine insanlarda kalacak.
Bazı sektörlerde insan yetileri ve duygusal zekanın öne çıkmasının, yapay zekanın bu gibi sektörlerde gelişimini önleyeceği üzerinde duruluyor. Siz bu konuda, sektörel öncelikler ve yapay zeka etkileri konusunda neler düşünüyorsunuz?
Yapay zekanın her sektörü belli bir oranda etkileyeceği konuşuluyor. Özellikle yakın zamanda yapay zekalı bir robotun başarılı bir teşhis yapması, yapay zekalı bir avukatlık programının da davaların analizinde ve sözleşme incelemelerinde hızlı ve başarılı olmasına dair örnekler gördük. Ancak hukuk, tıp gibi sektörlerde insan etkileşimi önemli olduğundan bu sektörlerde çalışan insan gücüne ihtiyaç devam edecek. Buna karşılık, hukuk ve tıp alanında çalışan profesyonellere yapay zeka da ‘çalışma arkadaşı’ olarak yardımcı olacak.
Gerek Türkiye’de gerek küresel bazda şirket yönetimlerinin ve farklı birimlerdeki çalışanların yapay zeka odaklı farkındalığı nasıl, hangi adımlar ve önceliklerle geliştirilmeli? Bu konuda nasıl bir danışmanlık ve rehberlik desteği almak gerek?
Yapay zeka konusunda öncelikle farkındalık ve dünyadaki gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Şirketler artık özel yapay zeka birimleri kurmaya ve hızla çalışanlarını eğitmeye başladı. Çok uluslu şirketlerin departmanları kendi süreçlerinde mükemmeliyet ve hız geliştirmek için yapay zeka projeleri geliştiriyorlar. Dünyada çok değil 10-15 yıl önce en değerli şirketler sıralamasında enerji, finans gibi sektörlerden şirketler varken, günümüzde ise teknoloji şirketleri ilk 10 listesinde. Ülkemizde devletin, üniversitelerin desteği ile özel sektör de bir an önce dijital dönüşüm konusuna eğilmeli. Yapay zeka konusunda şirketlerin en başta ne alanda ilerlemek istediklerini, bu teknolojiyi nasıl kullanacaklarını belirlemeleri önemli. Daha sonra şirketlerin yöneticilerine yapay zekanın ne olup ne olmadığını anlatmak gerek. Çünkü konu hakkında çok yanlış uygulamalar da var. Yapay zeka derin öğrenme yoluyla öğrendiği için onu besleyen algoritmalar ve veri de doğru kullanım için çok önemli. Hatta bu nedenle şimdiden yapay zekanın hukuk ve etik alanında sorunları görülmeye başlandı. Bu örnekler ışığında, şirketlerin yapay zekanın etik kullanımı için şirket içi prosedür ve kuralları da yapay zeka ile beraber tasarlaması ayrıca önem taşıyor.