İstanbul: 74/120. sırada
Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından Citigroup için yapılan bir araştırmada İstanbul, dünyadaki 120 şehir arasında, 74. sıraya yerleşti. Birinci sırada New York, ikinci sırada Londra var.
“Küresel Şehirler Rekabetçilik İndeksi” (Global Cities Competitiveness Index) başlıklı 392 sayfalık araştırmada İstanbul, bazı ölçütlerde ilk 60 şehir içine giremedi: Finansal olgunluk. Kurumsal etkinlik. Sosyal sermaye. Çevresel ve doğal tehditler.
İstanbul’un aldığı en yüksek sıralama (22), “cazibesi”nden… Ekonomik bir güç olarak 120 şehir arasında 41. sırada. Finansal olgunlukta 33. sırada (ama burayı 28 şehirle birlikte paylaşıyor). Sosyal ve kültürel “karakter” bakımından İstanbul, 55. sırada Birmingham ile Bangkok arasında.
İndeksi oluşturan 31 ölçütün başında şehrin “ekonomik gücü” geliyor. ABD, indekste 10 şehriyle var. Londra, Singapur, Hong Kong ve Paris (4. sırada beraberler), Tokyo, Zürih, Washington, Chicago, Boston diye gidiyor. 120 şehrin yarattığı toplam gelir (GDP) 20.24 trilyon Dolar olarak hesaplanmış.
Rapor ardından, dünyanın “en” rekabetçi şehrinin belediye başkanı Michael Bloomberg’e Financial Times, sütunlarını açtı (28.03). Başkan Bey çok şey diyor. Ama yerimiz dar. Dediklerini, “dünya şehri” olmaya hevesli herkesler okumalı ve düşünmeli:
“Dünyanın en çok çeşitlilik barındıran şehriyiz. Çeşitlilik, yeni fikirleri ve yeni inovasyonları tetikler. Yetenekli insanlar, kendilerine sadece en iyi kariyer fırsatı sunan yerlerde değil, en kaliteli kültürel etkinlikleri, en yüksek yaşam kalitesini de sunan yerlerde yaşamak ister.”
“Sermaye, yeteneği çeker ama, esasen yetenektir sermayeyi çeken. En yaratıcı yetenekler, bireysel özgürlüğü en iyi koruyan ve sağlayan, çeşitliliği en iyi ödüllendiren ve yığınla kültürel olanaklar sağlayan yerlerde yaşamak ister. Bir şehir, eğer yaratıcılığı cezbetmek istiyorsa, yeni fikirler ve inovasyonlar için bereketli bir ortam sağlamalıdır.”
New York şehri, rekabetçiliğini artırmak için şimdi de Cornell Üniversitesi, şehrin içinden geçen East River üzerindeki Roosevelt Adası’nda yeni bir kampüs kuruyor. Burada, Technion-Israel Teknoloji Enstitüsü’yle ortak, uygulamalı bir bilim-teknoloji okulu hizmete girecek. Sadece bu okulun yaratacağı ekonomik “hareketlilik” 6 milyar Dolar olarak hesaplanıyor. Buraya bir milyar Dolarlık özel sermayenin akması ve binlerce kişiye açılacak yeni iş alanları da cabası… Bütün bunlar, Toronto’lu iktisatçı Richard Florida’nın, “İnovasyon için 3 şey gerekir: Yetenek. Teknoloji. Hoşgörü=Çeşitlilik” formülünü düşündürüyor.