İstanbul Büyükşehir Belediyesi CIO’su Erol Özgüner: TEKNOLOJİDE TAKİPÇİ KONUMDAYIZ
İBB büyük bir organizasyon. 32 tane iştirak şirketimiz, 90 bine yakın çalışanımız var. 16 milyon İstanbullu var ama 20 milyon tekil İstanbul kartımız var. İstanbul’a günlük gelen çok insan var. Bu kartlar aktif, ayda en az bir kere kullanılıyor. Bu önemli bir büyüklük. Ama bizdeki regülasyon biraz daha sıkı. Bizim avantajımız kendi veri merkezimiz. Şimdi Bulutistan’la da görüşüyoruz. Farklı nasıl yönetebiliriz diye. Son dönemlerin en sıcak konusu yetişmiş insan kaynağını elde tutabilme veya bulabilme. Masanın en şanssızlarından biriyim. Çünkü kamunun özel sektörle maaş düzleminde avantajlarla rekabet etme şansı yok. Bizimkisi gerçekten gönüllük esasına dayanmaya başladı. İBB olarak son derece modern teknoloji ile kurulmuş ama verimli işletilmeyen bir veri merkezi organizasyonu vardı. Son iki yılda orayı yüzde 300 büyüttük. Verimlilik de yüzde 12’den yüzde 87’ye çıktı. Veri merkezi ve KVKK Regülasyonlarının disiplinli bir şekilde ele alınmasıülkemize Microsoft, Amazon, Google, Alibaba gibi büyüklerin de yatırım yapmasını sağlar ve Türkiye’yi önemli bir merkez haline getirebiir. Ekonomik durumu düşünürseniz bu yatırımın gelmesi, insan kaynağının burada kalması, verinin de burada kalması adına önemli. İşin yatırım bacağı ve Türkiye’de yaratacağı ekonomisi açısından baktığımda, bizim bu büyük oyuncuları Türkiye’ye getirmemiz lazım diye düşünüyorum. Pandemi sonrasıdönemi ele aldığımızda, bu dönemin bacasız sanayisi teknoloji, teknolojik çözümler, teknoloji üreten şirketler, startup’lar veya olgunlaşmış şirketler. Bu sebeple teknoloji konularında regülasyonların çok hızlı düzenlenmesi gerekiyor. Yerli bir veri merkezi yapalım dediğimiz zaman kaç yıl sürer, sorarız. Dünya bu kadar teknolojik hızla ilerlerken, biz an itibariyle teknoloji üreten değil, takip eden pozisyondayız. Üreten olma noktasına geldiğimiz zaman oturup konuşalım diyelim. Ama böyle kısıtlamalar koyup o aradaki farkı uzatırsak olmaz. Mobile World Kongresi’ndeydim ve teknolojik olarak geriye doğru gitmeye başladığımızı hissetmeye başladım. İnsanlar orada ulaşımda mobilite kullanımlarında, bayağı ileri gitmişler. Biz de İstanbul kartı kare kodlu hale getirdik. Şehrin ne önemli dijital dönüşümlerinden birisi oldu diye düşünüyorum. Şu anda19 milyon kart sahibi içince 100 bin kullanım var. Ama biliyoruz ki hemen herkeste bir akıllı telefon var. Kullanımın yaygınlaşması, insanlarımızın teknolojiyi içselleştirmesi son derece önemli. Çok iyi biliyoruz ki, ekonomiyi canlandıracak hamleler artık teknolojiden gelecektir. Tüketen değil, üreten ülke olma anlamında, teşviklerin ve regülasyonların o anlamda düşünülmesi ve ona göre hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. An itibariyle Türkiye en ucuz insan gücü kaynağı haline gelmiştir. Ülkemizde ve dünya genelinde çok ciddi bir yetişmiş teknoloji insan gücü ihtiyacı var. 1 milyon yazılımcı yetiştiriyoruz programına başlıyoruz. Eğitim bitiyor elimizde yazılımcı yok. Program içeriklerinin gerçekten zorlayıcı ve meslek sahibi yapacak nitelikte olması zorunludur. Zorunlu kılalım, gerçekten zorunlu kılalım. bir yıldan uzun süredir iş bulamamış üniversite mezunu akıllı telefonu olan herkesi yazılımcı, helpdesk uzmanı, network uzmanı, siber güvenlikçi yapmakla ilgili bir zorunluluğumuz olsun. Devlet koysun bu iradeyi ortaya. ‘Boşta gezme yok, seni teknoloji insanı yapacağım’ desin.