İstanbul’un dünyaya açılan dijital kapısı
İstanbul’da inşası devam eden yeni havalimanı önümüzdeki yıl faaliyete geçecek. Yeni çağın tüm gerekliliklerinin yerine getirildiği ve dünyanın ilk “Dijital Havalimanı” olma özelliğini taşıyan havalimanın teknoloji altyapısının kurulum çalışmaları da hızla devam ediyor. Bu kapsamda 26 farklı BT paketi hayata geçiriliyor.
Dünyanın en büyük havalimanı İstanbul’da inşa ediliyor. Üç pisten aynı anda iniş ve kalkışların yapılabileceği havalimanından dünya genelinde 350 noktaya uçuşlar gerçekleştirilecek. Yaklaşık 100 bin kişiye yeni iş olanağı oluşturacağı ekosistem ile de 1.5 milyon kişiye gelir kaynağı oluşturacak olan yeni havalimanının 2018 yılı içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor.
Yeni çağın tüm gerekliliklerinin yerine getirildiği ve dünyanın ilk “Dijital Havalimanı” olma özelliğini taşıyan havalimanın inşası ve faaliyete geçmesiyle birlikte işletmesi İGA Konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilecek. Devasa bir kampüs içinde yer alan havalimanının teknoloji altyapısının kurulumu da hızla devam ediyor. İGA havalimanları inşaatı CIO’su Ersin İnankul, gerçekleştirilen projeler ve yapılan çalışmalar konusunda sorularımızı yanıtladı:
İstanbul’un yeni havalimanı, oldukça iddialı teknoloji projelerini bünyesinde barındırıyor. Bu konuda nasıl bir yapı kuruyorsunuz?
Havalimanı kapsamında pistlerin ve terminal ana binasının yanında 130'a yakın destek binası yer alıyor. Tabii bunun yanında bir veri merkezi binamız da var. 3500 metrekarelik bu veri merkezimiz, havalimanı içinde yer alan ilk TIER 3 sertifikasına sahip dünyadaki ilk veri merkezi olacak. Haziran 2017’de açılacak olan bu veri merkezimizde sistemlerin kurulumlarına başlıyoruz. Veri merkezinin kapasitesi 12 bin metrekareye kadar çıkabilecek bir yapıda.
Bu veri merkezi üzerinden tüm havayolu şirketleri de hizmet alabilecek. Biz bu veri merkezini bir teknoloji üssü olarak da görüyoruz. Türkiye'nin en akıllı binasını oluşturuyoruz. Biz BT bölümü olarak şu anda 48 kişilik bir ekibiz. Bu ekibin içinde farklı ülkelerden arkadaşımız var ama çoğu Türk mühendislerinden oluşuyor. Toplam 26 BT paketine ait tasarım, ilgili iş ortaklarının seçilmesi, ihale şartnamelerinin oluşturulması, uygulamaların takip edilmesi gibi çalışmaların hepsi bu ekip tarafından yapılıyor. Ekibimiz hızlı büyüyor. Tabii bir de bizim alt yüklenicilerimiz var. Bunların sayısıyla birlikte BT olarak toplamda 850'nin üzerinde bir insan kaynağımız olacak. Bu 26 paketin oluşturulması çalışmalarına yapısal kablolama ile başlıyoruz. 4.500 km bakır, 2.000 km fiber kablo kurulumu yapılacak. Terminal binası ve diğer binalarda 700'e yakın haberleşme odası oluşturuyoruz. Switch'lerin yer aldığı bu 700 oda ve iki tane de büyük sunucu odası ile bütün kampüs ağına hizmet vereceğiz. Toplamda 80 bin portluk bir yapıdan bahsediyoruz.
Güvenlik yaklaşımlarınız konusunda bilgi verebilir misiniz?
Ağ altyapısı tarafında bir üst katmana çıktığımızda bu yapıda 3 bine yakın cihaz yer alıyor. Siber güvenlik bizim için en önemli paketlerden bir tanesi. Bu proje ile birlikte aslında Türkiye'deki ilk siber güvenlik şartnamesini yazmış olduk. Siber güvenlik konusunda birçok devlet kurumunun çalışması var ve biz bunların hepsi ile görüşerek, bir kurumun siber güvenlik açısından nasıl korunması gerektiğinin topolojisini çıkardık. Daha sonra da 110 sayfalık bir şartname yazdık. Bu şartnamenin içinde 24 farklı kalem yer alıyor.
Bir diğer önemli konuyu da fiziksel güvenlik sistemleri oluşturuyor. Havalimanının çevresi 24 km'lik çit ile korunacak. Bu çitin güvenliği radar sistemleri, kamera sistemleri ve analitik yazılımları ile sağlanacak. Onun dışında havalimanı kapsamında 9 bine yakın kamera yer alıyor. Bu kameraları, yolcunun havalimanına girişinden uçağa binene kadar tüm hareketlerini izleyebilecek şekilde yerleştiriyoruz. Ayrıca bu kameraların izlenmesi için 800 metrekarelik bir operasyon merkezi oluşturduk. Personel, parmak izi ve göz retinasını okutarak girişlerini yaparken, yolcular da yüz tanıma sistemleri ile takip edilecek. Ayrıca dünyada ilk olarak, tüm uçakların yerdeki hareketlerini yönetmek üzere sanal kule projesini hayata geçiriyoruz.
Dijital havalimanı konseptini kullanıyorsunuz. Bu konsept içinde neler var?
Bir sonraki adımda, havalimanı yolcularının memnuniyetine yönelik sistemleri kurguluyoruz. Yolcularımız, havalimanına gelmeden önce İGA'nın uygulamaları üzerinden evden çıkıştan, uçağa biniş kapısına gelene kadar tüm süreçleri takip edebilecek. Bu arada biz onlara kampanyalarla ilgili mesajlar da gönderebileceğiz. Yolcularımız, bagaj teslim de dahil olmak üzere tüm süreçlerde hiç kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan ve hiçbir sıraya girmeden tüm işlemleri kendisi yapabilecek. Biz bu sistemin altyapısını yapıyoruz ve bunu da havayolu şirketlerinin kullanımına sunuyoruz. Havalimanında 100’e yakın havayolu şirketi yer alacak. Ayrıca Türk pasaportu olan dış hat yolcularımız, biyometrik uygulamalar ile pasaport kontrol aşamasında herhangi bir memur ile muhatap olmayacaklar. Bu açıdan bakıldığında da dünyadaki en akıllı havalimanlarından bir tanesini inşa etmiş oluyoruz. 18 bini kapalı olmak üzere toplam 40 bin araçlık bir otoparkımız mevcut. Ödeme sistemleri tamamen dijital bir ortama taşınırken, otoparkta aracının yerini bulamayan yolcuların sorunlarını çözmek için de mobil uygulamalar geliştiriyoruz.
Havalimanı yönetim sistemleri konusunda ne tür çalışmalarınız var?
Havacılık tarafında bir yandan yolcuların kullanımına yönelik sistemler yer alırken bir yandan da arka planda çalışan uçuş sistemleri, kaynak yönetim sistemleri ve tüm sistemleri entegre eden platformlar bizim tarafımızdan geliştiriliyor. Bu konuda firmalarla entegrasyon ve detay dizayn çalışmaları başladı. Yaptığımız çalışmalara baktığımızda aslında bir entegrasyon projesini hayata geçiriyoruz. 72 adet sistemin, 101 arayüz ile haberleştiği ve mili saniyelerle işlemlerin gerçekleştiği bir havalimanından bahsediyoruz.
Farklı kamu kurumları ile entegrasyonlarınız oluyor. Bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Gümrük, emniyet gibi birçok konuda farklı bakanlıklarla entegrasyon çalışmalarımız devam ediyor. Örneğin pasaport sistemini emniyetin istediği şekilde dizayn ediyoruz. Bunların yanı sıra yolculara uçuş bilgilerinden gidecekleri lokasyona ait hava durumuna kadar çeşitli bilgilerin yer alacağı 4 bine yakın Uçuş Bilgi Monitörleri’nin kurulumu yapılacak. Kameralar üzerinden yoğunluk analizleri yapılıp, yolcuların izleyeceği en kısa güzergahlar belirlenecek.
Bu havalimanında biz BT açısından merkezi yönetim modelini hayata geçiriyoruz. Tek bir merkezden tüm kampüsün yönetildiği bir yapı oluşturduk. Tabii böyle bir kampüsü yönetmek için 2.400 metrekarelik bir operasyon merkezi oluşturduk. Bu operasyon merkezinde yaklaşık 44 kişi aynı anda çalışacak. Her birim kendileri ile ilgili sistemlerin monitör edilmesini sağlayacak. Burada güvenlik, hava operasyonları, BT, mekanik – elektrik servisleri gibi yapılar bu merkez tarafından izlenecek ve yönetilecek. Bu kapsamda İGA çağrı merkezi hem iç hem de dış kullanıcılara hizmet verecek.
Bunun dışında herhangi bir kriz esnasında değerlendirmelerin yapılacağı bir merkezimiz olacak.
Peki bir felaket durumuna karşı sistemlerinizi nasıl yedekleyeceksiniz?
Terminal binasının içinde 600'er metrekarelik iki tane sunucu odamız yer alıyor. Bu iki sistemin yedeği veri merkezi olacak. Aynı zamanda İstanbul dışında da finansal ve kritik verilerimizin korunduğu sistem merkezimiz olacak.
Havaalanı kapsamında toplam kaç kişiye hizmet vereceksiniz?
İGA çalışanlarının yanı sıra havayolu şirketleri, kargo merkezi, alışveriş merkezleri, oteller vb. gibi tüm unsurların teknoloji altyapısını biz sunacağız ve kampus dahilinde yaklaşık 35 – 40 bin kullanıcıya hizmet vereceğiz. Havalimanı genelinde, kablosuz network kapsamında, tek bir SSID yayını yapacağız ve konuklarımız IGA kimliği üzerinden internete erişecekler. Böylece herkes kendi erişim noktasını kurmayacak ve bir Wi-Fi kirliliği de olmayacak. Bizim kurduğumuz altyapı üzerinden telekom operatörlerinden aldıkları hizmetlere ulaşabilecekler.
Nesnelerin interneti konusunda ne tür uygulamalarınız var?
Yenilikçi bir yaklaşım açısından önemli gördüğümüz bir konu da nesnelerin interneti (IOT) olacak. Bu alanda yoğun çalışmalarımız var. Dünyada havalimanı özelinde bitirilmiş bir IOT projesi yok. Gerçekleştireceğimiz “Akıllı havalimanı” kapsamında devreye alacağımız, bir havalimanı için bir ilk olacak, IoT ortamı ile tüm havalimanında bulunan, sisteme anlamlı veri sağlayabilecek aygıtlar, sensörler, güvenlik kameraları ve bilgisayar çevre birimleri ortak bir platformda toplanacak. Havalimanına özgü; BHS (Baggage Handling System), LET (Lift, Escalator and Travelator), EDS (Explosion Detection System), X-Ray’ler gibi kritik sistemlerin operasyonel sürekliliğinin sağlanması, KPI’larının (Key Performance Indicator) izlenmesi, enerji ve çalışan verimliliğinin takibi için havalimanı akıllı hale getirilecek.
Ayrıca dünyada bir ilk olarak “Follow the Greens” uygulamasını hayata geçireceğiz. Bu konsept ile tekerin piste değdiği andan itibaren uçağın yeşil “pist çıkış” ve “taxi yolu orta çizgisi” ışıklandırması ile park yerine götürülmesini gerçekleştireceğiz. Böylece özellikle gece ve görüşün az olduğu ortam koşullarında güvenli ve hızlı bir operasyon elde edilmiş olacak. Bu sistem, dünyada örneği olmayan bir bilişim entegrasyonuyla, RMS (Resource Management System) ve A-SMGCS (Advanced-Surface Movement Guidance and Control System) teknolojileriyle entegre edilerek, doğru kaynağın, doğru yer hareket verisi ile zamanında hizmet verilmesini sağlayacak.
Yeni havalimanının teknolojik altyapısı pek çok BT projesinin entegrasyonundan oluşuyor. Bu projelerde iş ortaklığı stratejiniz nedir? Yerli firmaların buradaki konumu hakkında bilgi verir misiniz?
Bu proje ile birlikte Türkiye’nin teknoloji resmi de ortaya çıkıyor. Toplamda 15’e yakın alt yüklenicimiz olacak ve bunların hepsi de Türk firmalarından oluşuyor. Biz bu konuya oldukça önem veriyoruz. Bu know-how’ın Türkiye’de oluşmasını çok önemsiyoruz. Bu çalışma aslında klasik BT projelerine benzemiyor. Çünkü klasik yapıda örneğin bir ERP projesi bir yıl kadar sürer. ERP projesi bizde sadece 26 paketten bir tanesi. Biz BT bölümü olarak Türk mühendislerin katkılarıyla oluşturduğumuz know-how ile birlikte dünyanın en büyük ve Türkiye’nin en akıllı binasını yapıyoruz.
Bulut yaklaşımınız nasıl olacak?
Biz hem son kullanıcılarımıza bulut üzerinden hizmet vereceğiz hem de IoT platformunu tamamen bulut ortamında konumlandıracağız. Ama genel olarak dünyanın hiçbir yerinde havalimanı sistemleri tamamen bulut ortamında olmaz. Çünkü düzenlemeler buna izin vermiyor. Burası dijital havalimanı olduğu için aynı zamanda bir teknoloji merkezi de. Bu havalimanına aynı zamanda “hub” diyoruz. Bunu dememizin sebebi transit yolcuların çok fazla olması. Aynı zamanda biz bu binayı bir teknoloji hub’ı da yapmak istiyoruz. Onun için Fast Direct, siber güvenlik, IoT, Follow the Greens, MSI konsepleri ya da sanal kule gibi dünyada ilk kez uygulanacak yenilikçi yaklaşımlar burada uygulanacak.