John McAfee’den haberler
ABD 2016 Başkanlık Seçimi’ne aday adaylığını açıkladığından beri John McAfee, medyanın iyice gözdesi oldu. Egzantrik tavırları, deli-dahi halleri, özel hayatıyla medyanın zaten ilgi alanındaydı, ama başkanlık aday adaylığıyla ilgi arttı. McAfee, bugüne kadar kendisini milyarder yapan işi sayesinde (bilişimde güvenlik) diğer aday adaylarından daha dikkate değer şeyler söylüyor. Çünkü aslında, ABD ile Çin arasında şu sırada bir sibersavaş yaşanmakta. Bu savaş topsuz, tüfeksiz, öleni kalanı (henüz) olmayan, sessiz ve sadece ekranda görünen post modern bir savaş. Üstelik, sadece ABD-Çin arasında da değil. Ülkemiz bile bu savaştan payına düşeni alıyor: Geçen yılki duruma göre Türkiye bot saldırısı sıralamasında 8’inci sırada. Spam sıralamasında 5’inci sırada. Saldırı kökenli sıralamada 12’insi sırada. Bizim bilgisayarların % 45’i saldırıya uğruyor. Web uygulamalarına ataklarda Türkiye dünyada 5’inci sırada. Avrupa’da ise 4’üncü ülke. (Fortinet 2014 Threat Landscape Report).
McAfee, bu konulardaki üstün bilgisiyle, seçmenin de zihnini çelecek konuşmalar yapıyor. Hele Cumhuriyetçi Parti’nin her biri tuhaf adaylarının sibergüvenlik vaadleriyle adeta alay ediyor. En çok sesi çıkan aday adayı Donald Trump, “Ben hayatta eposta kullanmadım” dediği için McAfee, “Buna ekleyecek sözüm yok” dedi sadece. HP yöneticiliğinden aday adaylığına transfer Carly Fiorina’nın “Siber savunma konusu, Savunma Bakanlığı altında örgütlenmeli” önerisini eleştirdi. “Merkezileşmiş uygulamalar, siber güvenlik için güvensiz ortamlardır” dedi. Bir şey kesin: McAfee elbette seçilemeyecek. Ama söyleyeceklerine herkes dikkat kesilecek.