Julian Assange ‘senatör’ olursa ne olur?
Julian Assange, Avustralya’da 24 Eylül’de yapılacak genel seçimde Victoria Eyaleti’nden senatörlüğe adaylığını koyuyor. Assange Avustralya vatandaşı olarak bu hakka sahip. Ülkesinden en fazla üç yıl uzakta kalmayan bir Avustralyalı aday olabilir, oy kullanabilir. Assange en son 2010’da Avustralya’daymış.
Seçilir mi? O ayrı bir konu.
Sydney Üniversitesi Siyaset Bilimi profesörü John Keane, Avustralya üniversitelerinin bilimsel çıktılarını dünya kamuoyu “anlasın” diye gazeteciler tarafından üniversitelerin ortak denetiminde gündelik dile “çevrilen” Conversation (Sohbet) sitesinde, Assange ile Londra’daki “elçilik hapsinde” yaptığı görüşmeyi 18 Şubat’ta yayınladı.
Assange ile şimdiye kadar yapılmış en odaklı mülakat olan bu görüşmeyi haber siteleri anında dünyaya duyurdu. Çünkü Assange’ın sekiz aydır Londra’da Ekvator Büyükelçiliği’nde nasıl yaşadığı merak konusuydu belki ama, senatör adaylığı ve bunun olası sonuçları çok daha önemliydi.
Assange, kendisiyle yapılan görüşmede WikiLeaks’in bir parti şeklinde örgütleneceğini açıkladı. Bu yeni parti, Avustralya seçiminde çeşitli eyaletlerde aday çıkartacak. Eğer Assange seçilir ama ‘elçilik hapsi’nden çıkmasına izin verilmezse, onun yerine bir başka WikiLeaks adayı Victoria eyaletinden senatör olacak.
Partinin genel sekreterliğini Assange’ın babası mimar John Shipton yapacak. Shipton, “Partimiz saydamlık, devlette hesap verebilirlik ve insan hakları ilkelerine dayalı olacak” diyor (Julian’ın soyadı üvey babasından geliyor).
Avustralya’daki müşterek bahisçilere göre Assange’ın seçilme şansı “yediye iki”. 2012 Mayıs anketine göre “Assange ABD’e iade edilirsei hukuki bir yargılama yapılmaz” diyenler yüzde 43. Avustralya Yeşil Partisi’ne yakınlık duyanlarda bu oran yüzde 66. İşçi Partisi yandaşlarında yüzde 45.
Doğrudan “Assange’ı senatör seçer misiniz?” sorusuna seçmenin yüzde 27’si evet demiş.
Seçilse bile ABD Yönetimi bu seçimi tanır mı? ABD tanımazsa, İngiltere haydi haydi tanımaz. Hapisteyken milletvekili seçilenler oldu tarihte. Örneğin Kuzey İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmasını savunan Sinn Fein’in adayı Bobby Sands seçildi ama serbest bırakılmadı, açlık grevinde öldü. Birmanya muhalefet lideri Aung San Suu Ki seçildi ama uzun bir süreçten sonra serbest kalabildi. Başka örnekler de var.
Eğer Assange seçilirse, dünyada “politika yapıcılık” tanımı değişmeye devam edecek. İsveç’ten kaynaklanarak çeşitli ülkelerde örgütlenen “Korsan Parti”ler, önce yerel yönetimler, sonra da Avrupa Parlamentosu gibi daha ağır kurumlara seçimle girerek bir ilki gerçekleştirdi.
ABD gibi bir süper gücün gizlini saklısını ortalığa döküp saçanlar şimdi partileşmek üzereler.