Kamu dünyada da buluta güvenmiyor
Sağlayıcılar ve araştırma şirketleri bulut bilişim çözümlerinin kamuda yaratacağı faydaları aktarırken, kamu kurumları temkinli yaklaşıyor.
Bulut bilişimin sağladığı faydalar her sektörü olduğu gibi kamuyu da cezbediyor. Özellikle yurtdışında birçok kamu kuruluşunun buluta geçiş sürecine girdiği gözlemleniyor. Kamu kurumlarının elinde biriken verilerin de işlenmesi amacıyla büyük çözümlerinin de kamuda yaygınlaştığı biliniyor. Ancak Türkiye’de hâlâ kendi veri merkezlerini kurarak bir sistem oluşturmaya çalışıldığı göze çarpıyor. Geçtiğimiz haftaki sayımızda büyük verinin kurum ve bireylere neler sağlayabileceğini anlatan bir haber paylaşmıştık. Bu kez de bulut bilişim ve büyük verinin kamuya etkisini ele alıyoruz.
Kurumlar devletten, devlet saldırılardan çekiniyor
Türkiye’de son dönemde sıkça haber olan siber saldırılar dünyanın da gündeminde. Bu sebeple kamu kurumlarının buluta geçişi oldukça zor görünüyor. Zira kurumların kritik verilerini buluta taşıması, risk olarak görülüyor. Oysa her zaman bulut sağlayıcılarının savundukları tam tersi. Genellikle bankaları örnek veren bulut sağlayıcılar, paraların bir yerde toplanmasının daha güvenli savunma sağladığı fikriyle bulut için kurulan merkezlerin de aynın paralelde seyrettiği görüşünde.
Kurumlar için de güvenlik ve uyum endişeleri sürüyor. Güvenlik şirketi Lieberman tarafından gerçekleştirilen bir ankete katılanların yüzde 48’i kamu ve yasal yaptırımlardan endişe ettiği için kritik verilerini buluta taşımak istemediğini ifade ediyor.
ABD’de gerçekleştirilen bir başka ankette de katılımcıların yüzde 88’i hassas verilerinin bulut üzerinde kaybolması ya da haklanmasından endişe ediyor. Sonuç olarak da yüzde 86’sı kritik kurum verilerini buluta taşımıyor. Hatta katılımcıların yüzde 51’i buluta herhangi bir kişisel verisini de taşımaya yanaşmıyor.
Kurumlar, herhangi bir kamu yetkilisinin şirket verilerinin bulut üzerinde tutulmasına yasal olarak aykırı olduğu gerekçesiyle ceza uygulamasından endişe ediyor. Daha önce Trend Micro ve Symantec gibi güvenlik şirketleri de buluta geçişte en büyük engellerin güvenlik ve uyum endişesi olduğunu raporlarında belirtmişti.
Yerel yönetimler bulut bilişimi yakalamalı
Yakın zamanda yapılan bir IDC araştırmasına göre, kamu kuruluşlarında bulut bilişim kullanımı konusuna en az istekle yaklaşan birimlerin yerel yönetimler olduğu açıklandı.
Yerel yönetim, devlet ve federal hükümetler kapsamında yapılan ve 400 bilişim teknolojisi çalışanının fikrinin aldındığı araştırmaya göre, yerel alanda çalışan bilişimcilerin yüzde 14,7 oranlarıyla bulut bilişim alanında en az iyimserliğe sahip kesim oldukları açıklandı.
Federal hükümetlerde çalışan BT çalışanları açısından sonuçlara bakıldığında yüzde 10,4 oranında aynı tepkinin verildiği görülürken, güvenlik birimlerinde görevli BT çalışanlarında yüzde 8 oranında, kamuda görevli BT çalışanlarında ise en az oran olan yüzde 7,1 oranında aynı cevabın verildiği belirtildi.
Anketi yürüten IDC analistlerinden Shawn McCarthy sonuçlarla ilgili yaptığı açıklamada yerel ve genel olarak devleti bulut bilişim için büyük bir gelişim alanı olarak gösteren verilere sahipken bu sonuçlara ulaşılmasına oldukça şaşırdığını belirtti.
Federaller liderlik ettikçe yerel yönetimler takip edecek
Birçok yerel yönetimin yaşadıkları bütçesel sıkıntılardan dolayı bulut bilişime çok fazla kaynak ayıramadıklarının belirtildiği açıklamada, birçok kişi ise uzun vadede kendilerine para kazandıracak bu uygulamalara para harcanabileceğini düşünüyor.
Yerel yönetimler aslında bulut tabanlı teknolojilerin uygulanmasına imkan tanıyan bir yapıya sahip oldukları belirtilirken, büyük bir bulut altyapısına dahil olmanın uzun vadede maliyet düşürücü etkilerinin yadsınamaz olduğu vurgulandı.
Bulut bilişimin potansiyelinin yerel yönetimler tarafından kavranamamasının aslında bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığının belirtildiği araştırmada, yerel yönetimlerin bulut bilişimin onlar için sunduğu olanaklarla ilgili yalnızca buzdağının görünen kısmını dikkate aldıkları belirtildi.
İngiltere’de ise yedi şehir meclisinde bulut bilişim stratejileri ile ilgili olarak planlama çalışmaları başlatıldığının açıklandığı araştırmada, bu şehirlerin, finans, tedarik, insan kaynakları ve ödeme hizmetleri gibi alanlarda bulut bilişim çözümleri kullanacağı açıklandı.
16.6 milyar dolar tasarruf sağlanabilir
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) iş kritik uygulamaların buluta taşınma süreci yaşanıyor. Bu süreçte bazı uygulamaların modernize edilerek buluta aktarılması büyük önem taşıyor. Hem bulut hizmeti, hem de bu taşıma sürecindeki uyum süreciyle ilgili yepyeni bir ekonomik ortam yaratılırken, bulut sayesinde kamunun tasarruf edeceği görülüyor.
ABD’deki eyaletlerin BT yöneticileri arasında yapılan ankete göre, katılımcıların yüzde 46’sı bulut tabanlı iş kritik uygulamaların verimi artıracağını görüşünü savunuyor. Bunun yanında yüzde 35 buluta geçiş konusunda kararsızlık yaşıyor. Bir başka soruyaysa yüzde 45’i cevabı uygulamaların yeniden yapılandırılması yönünde oluyor.
İş kritik uygulamaların taşınmasıyla en fazla tasarruf unsurunun öne çıktığı belirtiliyor. Rapora göre, kamunun BT yöneticileri, altyapılarını buluta taşımaları durumunda 16 milyar dolardan fazla tasarruf edilebileceğini aktarıyor.
Güvenlik endişe yaratıyor
Kamunun buluta geçişindeki en önemli sorun olarak yine güvenlik öne çıkıyor. Kritik iş uygulamalarının buluta taşınmasının önünde veri sızıntısı riski görenlerin oranı yüzde 73’ü buluyor. Katılımcıların birçoğu -ülkemizde de olduğu gibi- melez ya da genel bulut yerine özel bulutu tercih edeceklerini söylüyor.
Ankete cevap verenlerin yüzde 40’ı uygulamalarını özel buluta -kendi veri merkezlerine- taşıdıklarını ifade ederken, yüzde 11’i melez bulut, yüzde 10’u da genel buluta özelleştirilmiş uygulamalarını taşıyor.
Kamuda büyük veri
Bulut ve büyük veri gibi teknolojilerin ilk olarak hayat bulduğu yerlerden biri olan ABD’de federal ajanslar, eğitim kurumları ve özel sektör birçok büyük veri projesini kullanıyor. İsveç, Danimarka ve Kanada gibi yerlerde geliştirilen projeler daha çok Hadoop gibi platformlar, veri ambarı teknolojisi ve çevrimiçi analitik işlemleri gibi alanlarda çalışıyor.
Daha önceleri vatandaşlardan toplanan devasa verileri, anlamlı bilgilere, dolayısıyla da hizmete dönüştüremeyen kamu kurumları, önemli tasarruflar sağlayabiliyor. Örneğin, akıllı şebeke sistemleri sayesinde enerji üretimi ve tüketimi daha iyi anlaşılabildiği için daha verimli hesaplamalar yapılıyor. Özellikle yurtdışındaki öğrenciler ve akademiler kamuya özel büyük veri projeleri geliştiriyor. Bu projeler sonucunda sertifikalandırılan öğrenciler, edindikleri tecrübelerle sektördeki yetişmiş eleman sıkıntısına da çare oluyor.