Kamu Entegre Veri Merkezi ve Türkiye: Bizi neler bekliyor?
Veri merkezini yönetmek dediğimizde karşımıza çıkan en temel bileşenler sunucular, depolama üniteleri, enerji altyapısı, soğutma sistemleri, fiziki ve siber güvenlik, yönetim merkezi ve nitelikli insan kaynağı olarak görülmektedir. Tüm bu bileşenler ile sürdürülebilirliği sağlamak ciddi maliyetlere sebep olmaktadır. Nitekim 2012 verilerine göre dünyada yıllık veri merkezi harcamaları 1.5 trilyon dolar iken bunun yüzde 75’i işletme masrafları adı altında, bahsettiğimiz kalemlerin ayakta tutulmasına harcandığı, sadece yüzde 25’inin veri merkezine ilişkin yeni projelere aktarılabildiği ölçülmüştür.
Bu kapsamda ele alınabilecek başlıklardan birisi olan enerji verimliliği, veri merkezlerinde en öne çıkan konulardan birisidir. Dünyada BT tarafından tüketilen yıllık enerji 1.500 TeraWatt saat ile toplam enerji tüketiminin yüzde 10’u iken, veri merkezlerinde bu enerjinin yüzde 30’u iletişim altyapısı, yüzde 30’u soğutma ve yüzde 30’u da sunucular için harcanmaktadır. Veri merkezlerinin birleştirilmesi ile sadece soğutma ve iletişim altyapısından yüzde 60 civarında enerji tasarrufu sağlanacağı ve daha çevreci bir yapıya kavuşulacağı görülmüştür.
Fiziki ve siber güvenlik, nitelikli insan kaynağı, yangın koruma, soğutma, enerji, iletişim vb. altyapılar ile bunlara ait yedeklilik maliyetleri, standartlara uyum, çevresel yükümlülükler, teknik ve idari yönetim gibi işletmeye yönelik zorluklar ve maliyetler, veri merkezi sahipliğinde ciddi bir yük oluşturmaktadır. Bu hususlar ile konsolidasyondan doğacak tasarruf fırsatları dikkate alınarak, son yıllarda ülkelerde, kamu kurumlarının veri merkezlerinin birleştirilerek bütüncül bir yapı oluşturma çabaları boy göstermiş ve bu deneyimi yaşayan ülkeler sağladıkları kazanımları ölçümlemeye başlamışlardır. Örneğin ABD’de 1998 yılında 432 veri merkezi mevcut iken bu sayı 2010 yılında 2094’e ulaşınca, benzer hedefler çerçevesinde veri merkezlerinin birleştirilmesine ilişkin karar alınmış, 1 Ekim 2014 tarihine kadar 962 veri merkezinin birleştirilmek suretiyle kapatılması hedeflenmiş, bugüne kadar 746’sı kapatılmış, bu sayede 3 milyar dolar tasarruf öngörülmüştür. Güney Kore’de benzer yaklaşımla 2006 yılında dünyadaki ilk Kamu Entegre Veri Merkezi kurulmuş ve 48 bakanlık 2 ayrı şehirdeki yedekli merkezde bir araya getirilerek yıllık 550 milyon dolar tasarruf elde edilmiştir.
Ülkemizde de benzer hedefler doğrultusunda, 15.01.2013 tarihinde Bilim, Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararı ile, “Türkiye Kamu Entegre Veri Merkezi (KEVM)” kurulma çalışmalarının yapılmasına karar verilmiştir. Bu konudaki başarılı ülkelerin oldukça uzun süreçler neticesinde ciddi analizler ve aşamalı geçişler ile tamamladığı bu çalışmaların ülkemizde de en verimli biçimde hayata geçebilmesinde; kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının etkin katılımı ile oluşacak ortak aklın önemi büyüktür. Bu yaklaşım bize, ulusal siber güvenlikte güçlü bir altyapı, büyük veri ve açık veride daha büyük ekonomik fırsatların oluşacağı bir ortam, kamu bilişim projelerine KOBİ’lerin katılımı ile sektör desteği gibi önemli fırsatları da beraberinde getirecektir.