Kanal ve Ar-Ge yetkinliği güvenlik için işbaşında
WatchGuard, pandemi paralelinde iş hayatında bütünsel bir reformu tanımlayan ‘yeni normal’ odağında Ar-Ge çalışmalarına, iş ortağı ekosistemine ve bu ekosistemin sürekli bilgilendirilmesine önem veriyor.
Pandemi ile evden çalışma eğiliminin artması, kurumsal devamlılık ve güvenlik riskleri adına çok farklı bir tabloyu ortaya koydu. Çünkü çalışanlar evlerine çekilmek zorunda kaldı, işler ofis dışına taşındı. Çalışanlar kurumsal ağların dışında çalıştığı için uzaktan çalışma da güvenlik açısından birçok soru işaretini barındırır hale geldi. Neredeyse son 1 yıldır, sektör, departman veya kurumsal ölçek fark etmeksizin akıllarda; “Bağlanılan internet hattı güvenli mi?”, “Kullanılan cihaza erişim, VPN erişimi, iş uygulamalarına erişim ve veriler, çok faktörlü kimlik doğrulama gibi çözümlerle güvence altına alınmış mı?”, “Zincirin en zayıf halkası olan çalışan, akıllı çalışmanın riskleri konusunda eğitildi mi?” soruları var. Bu sorulara yanıt niteliğinde acı bir gerçeğe dikkat çekti WatchGuard EMEA Bölgesi Pazarlama Müdürü Francesco Pastoressa: “Faaliyet gösterdiğimiz pazarda, yani KOBİ pazarında, şirketlerin akıllı çalışmanın getirdiği zorluklara karşı hazırlıklı olmadıklarını; bilgi eksikliği yaşadıklarını, yetersiz BT ekiplerine sahip olduklarını ve çoğu durumda bütçe tahsisi konusunda kritik durumda olduklarını görüyoruz.”
Pandemi süreci ve beraberinde hayatımıza giren ‘yeni normal’, doğal olarak ‘yeni riskler’ anlamını da taşıyor. WatchGuard’ın bu yeni risk dünyasında stratejisi hakkında bilgi veren Francesco Pastoressa, güvenliği sınırların ötesinde uygulamak için çözümler sunduklarını belirtti ve “Passport” başlığında üç ürün içeren ticari paketin bu tabloda farkına dikkat çekti. Pakette yer alan AuthPoint; VPN’lere, bulut uygulamalarına, oturum açma işlemleri için MFA ile dizüstü bilgisayarlara ayrıcalıklı kullanıcı erişimini koruyan çok faktörlü kimlik doğrulama içeren bulut tabanlı bir yazılım. Pakette yer alan DNSWatchGO; çalışanları kimlik avına ve kötü amaçlı yazılımlara karşı koruyan çözümler sunuyor. Adaptive Defense 360 ise gelişmiş bir makine öğrenimi biçimi olan Zero-Trust Uygulama Hizmeti ile yeni ve bilinmeyen kötü amaçlı yazılımları tespit edip, bulut tabanlı ve yapay zeka destekli uç nokta güvenlik çözümü sunarken, fidye yazılımlarını yayılmadan durduruyor ve saldırganların istismar tekniklerini kullanmasını engelliyor. ‘Yeni normal’ ile güvenlik başlığında ‘uç’ odaklı değişimi ise Francesco Pastoressa, şöyle açıkladı:
Ar-Ge öncelikleri, gelişen risklerle evriliyor
“Günümüzde BT güvenliğinin Zero-Trust (Sıfır Güven) yaklaşımı etrafında dönmesi gerekiyor. Bu yaklaşım; kullanıcıların, makinelerin ve süreçlerin anormal davranışlarını ortaya çıkarmak ve engellemek için tüm faaliyetlerin sürekli uç nokta izleme, algılama ve sınıflandırılması yoluyla süreçlerin yüzde 100’ünün doğru bir şekilde sınıflandırıldığı anlamına geliyor. Bir tehdit avlama hizmetiyle eşleştirildiğinde ise proaktif olarak yeni bilgisayar korsanlığı ve kaçınma tekniklerini ve taktiklerini de keşfetmekte. Bu mekanizma, ayrıca tüm uç noktalarınızda çalışan işlemlerin yüzde 100’ünü algılamak ve sınıflandırmak için çalışır.”
Gelişen ve sürekli yenilenen risk dünyası, WatchGuard’ın Ar-Ge önceliklerinin de doğal olarak belirleyicisi niteliğinde. Haziran 2020’de Panda Security’nin satın alınması ise Pastoressa’nın tabiriyle portföyün tamamlanmasını sağladı. Francesco Pastoressa, “Bu satın alma WatchGuard’ı; ağ güvenliği, Wi-Fi güvenliği, çok faktörlü kimlik doğrulama ve şimdi de uç nokta güvenliği sağlayan güvenilir bir güvenlik ortağı haline getirdi” açıklamasını da eklemeden geçmedi. Ayrıca, WatchGuard olarak uzaktan çalışanların güvenliğine odaklandıklarını hatırlatan Francesco Pastoressa’ya göre bu, devam ettirilmesi gereken trendlerden de biri olacak.
“Kanal gücümüzle fark yaratıyoruz”
“Türkiye, Güney Avrupa bölgesinde WatchGuard için önemli bir pazar” vurgusunu yapan Francesco Pastoressa, yerel bir özel ekiple burada yıllar içinde önemli bir büyüme elde ettiklerini ifade etti. “Ayrıca, güvenilir iş ortağı distribütörümüz Komtera Teknoloji ile ortaklık yapıyoruz” eklemesini yapan Pastoressa, Türkiye pazarındaki stratejik önceliklerini şöyle anlattı:
“WatchGuard tarafından sunulan güvenliğin ülke çapındaki KOBİ müşterilerine sunulmasına katkıda bulunan sağlam ve yetkin iş ortağı bayi topluluğuna güveniyoruz. WatchGuard, yüzde 100 kanal şirketi ve Türkiye’de iş ortağı tabanımızı daha da geliştirmek için yatırım yapıyoruz. WatchGuard ONE programımız teknik ve satış becerilerine dayanmakta. Bir iş ortağı ne kadar bilgili olursa, program iş ortağına o kadar fazla fayda sağlar. Bizler de son müşterilerin yüksek vasıflı bir iş ortağı tabanına güvenmesini istiyoruz. Teknoloji açısından şu anda NGFW / UTM ürün serimize ve uzaktan çalışanları güvence altına almak için tüm paket programla birlikte uç nokta güvenlik başlığına odaklanmamız devam ediyor.”