KENDİNİ SÜREKLİ YENİLEYEBİLEN KAZANIR!
Dijitalleşme ile öne çıkan akımlar geleceğin iş yapış şeklini değiştirerek, kurumların dijital dönüşümlerini tetikleyecek. Bu dönüşüm, kurumların işleyişleri ve stratejileri üzerinde etkili olacak, sürekli değişime adapte olabilmek için kurumların stratejilerini bu yönde belirlemesi ve düzenli olarak geliştirmesi önemli olacak. Yeni teknolojileri, platformları, çalışma şekillerini ve sürekli değişimi takip edip dijitalleşmeyi önceliklendirerek yol haritası hazırlayan ve yatırım yapan kurumlar dijital dönüşümde önemli etki yaratacak. Kurumların dijital hedeflerini gerçekleştirebilmesi için ise performans hedefleri koyması ve bu süreci hızlandırabilmek için ekosistem paydaşları ile çalışması önemli olacak. “Kurumlar yeni kuralların belirlenmesine liderlik etmeli” yorumunu yapan Accenture Digital Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Erdal Güner’e göre, lider olanlar, yeni ekosistemlerin merkezinde yer alırken, risk almayanlar geride kalacaklar. Sürekli gelişim için kurumlar birden fazla ekosistemin içinde yer aldığı ekosistem stratejisi oluşturarak ilerlemeli. Bu sayede, işletmelerini, ürünlerini ve hatta pazarın kendisini bile değiştirecek değer zincirleri tasarlayacaklar. “Accenture olarak biz işbirlikçi, paylaşımcı, hızlı, ulaşılabilir, entegre ve görünür çözümler ile dijital evrimi kurumsal yapıların bir parçası haline getirmeyi hedeflemekteyiz” bilgisini veren Erdal Güner, her ölçekte şirketin bu yolda nasıl bir önceliklendirme yapması gerektiğini şu sözlerle anlattı:
Farklılaşma, dijitalleşme ile sağlanacak
“Accenture olarak biz her sektör veya şirket için dijitalleşmeyi iki ana boyutta inceliyoruz; sunulan ürün/servis portföyünün, pazarlama, satış ve servis kanallarının dijitalleşmesi ve operasyonların dijitalleşmesi. Türk şirketleri dijital ürün / hizmetler ve müşteri etkileşimi gibi müşteriye yönelik dışsal yetkinliklerden ziyade, içerideki kabiliyet ve süreçlerde dijitalleşmeye odaklansa da dijitalleşme evresinde her iki boyutun da dengeli olarak ele alınması gerek. Dijital evrimi tamamlamak için de şirketlerin dijital hizmet ve operasyonel yetkinlik alanlarında dönüşümlerini tamamlamış ve kurumsal yapılarını yeni dijital iş modellerinden maksimum faydayı sağlayacak şekilde yapılandırmış olmaları gerekiyor. Başlangıçta durum tespiti yapılarak yol haritasının oluşturulması ve üst yönetim desteği ile doğru yönetişim yapılarının oluşturulması öncelikler arasında olmalı. Bunlarla beraber; organizasyon, süreçler, veri yönetimi, sistemlerin dönüşümü, altyapı ve güvenlik ile ilgili doğru adımların atılması dijitalleşme sürecinin temellerini oluşturacak. Böylece şirketlerin dijitalleşme ile farklılaşması, operasyonların verimlileştirmesi, müşteri merkezli deneyimler sunması, dijital ekosistemlerin kurulması ve yenilikçi şirket kültürünün oluşması için temeller atılmış olacak. Yol haritasında bu adımları izlerken, aynı zamanda sivil toplum ve meslek kuruluşları, üniversiteler ve kanun koyucu resmi kurumlar ile işbirliklerinin yapılması ve yönetilmesi de önem kazanacak. Özellikle büyük ölçekli şirketlerin analitik yetkinliklerini geliştirmesi yol haritasının kritik parçalarından biri olacak. En son olarak da bu dönüşümü başarıyla gerçekleştirmek isteyen her kurumun başarı ve gelişimini doğru performans göstergeleriyle ölçmesi ve takip etmesi gerekiyor.”
Dijital asistanlar vazgeçilmez olacak
Accenture’ın dijital dönüşüm için öngördüğü beş ana teknolojik akım; yapay zekanın yükselmesi, ekosistemlerin güç teşkil etmesi, işgücü pazarındaki değişimler, insanlar için tasarımın gelişimi ve keşfedilmemişe ulaşmak olarak gruplandırılabilir. Bu noktada Erdal Güner’e göre yapay zeka, kurumlar için sadece arka planda çalışan bir araç olmaktan çıkıp daha sofistike roller üstlenecek ve firmaların dijital temsilcileri haline gelecek. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde müşteriler şirketleri hizmetleri ve markaları yerine, yapay zeka kullanımlarına göre tercih edecek. 7 yıl içerisinde ise çoğu arayüzün bir ekranı olmayacak ve günlük görevlere entegre edilmiş olacak. 10 yıl içerisinde de dijital asistanlar bir hayli yaygın hale gelecek ve her türlü günlük etkileşimimizin parçası haline gelecekler.
İşbirliği anlayışı ve ekosistemi değişecek
Şirketler de ana iş gücü kabiliyetlerini üçüncü partiler ile entegre edecekler. Bunun için her kurum dijital dönüşümü kendi içinde gerçekleştirmek yerine, değer zincirinde yer alan farklı kurumlarla bir ekosistem stratejisi oluşturmalı. Bu yorumu yapan Erdal Güner, ekledi: “Rekabet avantajı, seçilen ortakların ve ekosistemin gücüne bağlı olacak. 5 yıl içerisinde tüketiciler ürün veya servislerin büyük çoğunluğunu dijital aracılarla satın alacaklar. Şirketlerin en büyük varlıkları dijital platformları olacak.”
İsteğe bağlı işgücü platformlarının ve online iş yönetimi çözümlerinin daha da hızla artmasıyla, yeni yetenek pazarları oluşacak. Bu yeni çalışma şeklini etkili bir şekilde kullanabilmek için işbirliği ve uzaktan çalışmayı kesintisiz hale getiren çalışan platformlarının kurumlar tarafından kullanılması önem kazanacak. Sanayi çağının geleneksel şirketleri ve yönetim modelleri değişerek, yerini dijital olarak birbirine bağlı pazarlara bırakacak. Güner, beklentilerini şu sözlerle devam ettirdi:
“İnsanlar için tasarım kapsamında ise 5 yıl içerisinde hükümetlerin kurumlarla olan işbirliği sürdürülebilirlik kavramını kuvvetlendirecek. Enerji verimliliği, karbon azaltımı ve depolama dolaşımları ilk hedefler olacak. 7 yıl içerisinde şirket içi performansa dayalı geri bildirimin tonunu ve tarzını değiştiren çalışanlara yönelik teknolojiler geliştirilecek. Gelişen teknoloji ve dijital dönüşüm ile keşfedilmemiş alanlara girileceğinden yeni regülasyonlar ve yeni endüstriler oluşacak. 5 yıl içerisinde, akıllı sözleşmelerin kullanılmasını gerektiren ekosistemler ortaya çıkacak.”