Kitaplar okunmayı hak eder!
Sıcak yaz günlerinden selam,
Koronavirüs günlerinde maskesini cebine sokan veya bileğine takanlara selam olmasın, kalabalıklara dalıp ‘Bana bişi olmaz’ diyenleri hırpalamak gururumuz olsun. Neyse, bayram sonrası yine tepkiliyim anlayacağın üzere. Bu nedenle tepkilerimi kendime saklayıp gündemime döneyim. Karantina geride kaldı ama e-ticaret ciroları gerilemedi. Küresel pandemi ile evlere kapandığımız karantina döneminde e-ticaret sektörü hızlı büyüdü. Ama gelinen noktada, karantinadan çıkmamıza rağmen e-ticarette daralma yok. Bu saptamayı paylaşan Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Mağazaların yeniden açılması ve dışarı çıkabilir durumda olmamıza rağmen, e-ticarette büyümede gerileme olmadı, Özellikle gıda kategorisinde online alışveriş alışkanlığı yerleşti. Pandemi döneminde e-ticaret sitesi açan veya operasyonlarını e-ticarete kaydıranlar kazanmaya devam ediyor. Bu süreçte altyapısını kurduğumuz e-ticaret sitesi sayısı normalden 2 kat fazla oldu” demiş. Her şerde bir hayır var diyelim. En azından birçok insan bu vesileyle online alışverişi tanıdı, görünen o ki iyice benimsedi.
Bu sayede kargo dünyamız da kendini yeniliyor. Lojistik ve yazılım tecrübelerini birleştiren kurucular Mustafa Karataş, Ali Akdeniz ve Bülent Bulut, konum bazlı bir uygulama olan gelal.com ile pratik bir çözüm sunuyor. “Biz Bize Teslimat” sloganıyla yola çıkan girişim, kargo sektörüne hız, güven ve hassasiyet kazandırmayı hedefliyor. Uygulama, aynı yöne giden kişiler sayesinde kargo taşımaları için gün ve saat sınırlamasını ortadan kaldırıyor. Akşam saatlerinde ya da hafta sonunda kargo teslimatını mümkün hale getiriyor. Göndericiler ve taşımacılar da kendi numaralarını paylaşmadan, uygulama üzerinden iletişim kurabiliyor.
Şu satırlara kadar koronavirüsün ağırlıklı olarak bireysel hayata etkilerine dokundum. Peki ya kurumsal dünya? Orada da büyük bir değişim emin adımlarla gelecek. HSBC Grubu’nun ‘Navigator: Daha İyisini İnşa Etme’ Raporu’na göre; acil durum planlarının pandemi etkileriyle ile baş etmede yeterince güçlü olmadığının fark edilmesinin ardından küresel bazda iş dünyası daha dirençli hale gelmek için büyük operasyonel değişiklikler gerçekleştiriyor. Ve bu daha başlangıç… 14 ülkeden 2 bin 600’den fazla şirketin katılımıyla Nisan ve Mayıs 2020’de gerçekleştirilen anket sonucu oluşturulan rapora göre; çok sayıda şirket kriz öncesinde teknoloji, finans ve sürdürülebilirlik gibi kilit önemde operasyonel alanlarda acil durum planlamalarını ihmal etmiş. Hatta yine rapora göre; uzaktan çalışma uygulamasına geçilmesi bazı şirketlerde iş sürekliliği hazırlıklarındaki zayıflıkları da açığa çıkarmış. Bu pandemi süreci tüm şirketleri yeni koşullara uyum için resmen zorluyor ve şirketler de bu yolda kolları sıvamış. Rapora göre, bina kullanımı azaltılıyor, daha bir esnek çalışma düzeni öne çıkıyor, teknoloji de demirbaş olarak bu süreçte yine başrolde ve birçok şirket de gerçek ‘sürdürülebilirlik’ gerekliliklerinin farkına varıp, bunları fiiliyata geçirme eğiliminde. Çeviklik her zamanki gibi başroldeki gereklilik ve şirketler arasında işbirlikleri de öne çıkıyor. Bundan sonraki aylar kurumsal devamlılık için zorlu olacak, hepimiz bunu kabul ediyoruz, tedarik zincirlerinden operasyonel süreçlere her şey aslında yeniden tanımlanacak. Benden bu kadar, dahası için hedefimiz www.business.hsbc.com/navigator/resilience.
Bu gibi dönüşümlerde başı kamunun çekmesi önemli, ki bizde atılan son derece yapıcı adımlar var. Ama burada örneğim Estonya ve vatandaşlarının kamu hizmetlerinin yüzde 99’unu dijital olarak alabilmesi hedefiyle başlattığı atılımların sonuçlarını almaya devam ediyor. Yıllardır dijitalleşmeye yatırım yapan ve resmen bir e-devlet inşa eden Estonya, ulusal yapay zeka (AI) stratejisi ‘KrattAI’ doğrultusunda yaptığı yatırımlarla kamu hizmetleri için konuşlanmış 30’un üzerinde yapay zeka çözümü kullanıyor. KrattAI, Estonya Hükümeti’nin 2014’te hayata geçirdiği e-oturum (e-residency) programından sonraki en büyük inovasyon projesi. Burada Estonya vatandaşlarının yapay zeka tabanlı sanal asistanlarla devlet dairelerindeki işlerini kolayca halletmesi hedef ve şu an tarım alanları ile ilgili analizlerden pasaport başvurularına kadar 30’u aşkın yapay zeka hizmeti halka sunuluyor. Bizim niye olmasın? Hele de az zaman ve sınırlı kaynakla bu noktaya geldikten sonra…
Sıra çevrede… Canon Avrupa, uluslararası iklim koruma çözümleri sağlayıcısı ClimatePartner ile sürdürdüğü iş ortaklığının 10’uncu yılını kutluyor.
Yaratıcılık dedik, burada çocuklara da dokunalım. Duracell, 2016, 2025 ve 2032 lityum düğme pillerinde, Bebek Güvenliği Teknolojisi ile yeni bir inovasyona imza atmış. Pilin yüzeyindeki acılaştırıcı madde, çocukların pili ağızlarına sokmaları durumunda içgüdüsel olarak hemen tükürmelerini sağlıyor ve pilin yutulması riskini düşürüyormuş. Duracell Bebek Güvenliği Teknolojisi, çocukların güvenliği konusunda bu yönüyle önemli bir nokta.
İkinci kitabım VakıfBank Kültür Yayınları’ndan “Sanat Neye Yarar?”. Sanat ve edebiyat eleştirisi iç içe ve İngiliz edebiyat profesörü ve kültür eleştirmeni John Carey, nükteli dili ve zengin örneklerle sanatın işlevleri konusuna eleştirel bir yaklaşım getiriyor. Tartışmalı bir mevzu her devirde, bize de okumak düşer. Haftaya noktayı yine bir kitapla koyuyorum: Gazeteci-Yazar Muharrem Değirmen’in dördüncü kitabı ‘Önce Vatan Dediler’. 3. Ahmed’in Sadrazamı Orhangazili Şehit Damat Ali Paşa’dan Osmanlının savaştığı cephelerdeki şehitlerden Çanakkale’de Şehit Düşen Orhangazililer ile Güneydoğu’da şehit düşen Orhangazililere kadar birçok şehidimiz bu kitapta. Şehitlerimize vefa adına okuyalım.
Haftaya da yeni mektupta buluşalım,