Kitleden, müzeye veri
Kitle kaynaklı (Crowdsourcing) bilgi toplamaya bazı müzeler de katılıyor. Dünyada tek olan eser ve kaynaklar için değil bu katkı. Daha farklı: Toplumsal olaylara tanık olanların bireysel katkılarını istemeye başladı müzeler. Tıpkı, medyanın, “fotoğraflarınızı bize yollayın, haber yapalım” demesi gibi. Müzeler de “anılarınızı bize yollayın, müzeye koyalım” diyor.
• New York’ta kurulmakta olan 11 Eylül Müzesi’ne malzemeyi halk da sağlayacak: Fotoğraf. Video. Ses kaydı. Mektup. Her türlü iletişim materyalini halk, damla damla bu müzenin belleğine atmaya başladı.“Tarih Yap” (Make History) adlı bölüme şimdiye kadar bini aşkın kişi katkıda bulunmuş.
• Polonya’da Nazi Dönemi’nde yok olan Yahudilerin kültür mirası çevrimiçi toplanıyor: Ölüm kamplarından kurtulanlar. Onların çocukları ve torunları. Polonya dışında yaşamış Polonya Yahudileri. Ve daha başkaları… Herkes, elinde ne kadar mektup, resim, anı defteri v.b. varsa müzeye bağışlıyor: “Shtetl” (Kasaba) adlı müzede şimdiye kadar 30 binden fazla materyal toplandı. Polonya’daki bini aşkın kasaba ve köye ait bilgiler, anılar… Müze bu işi Flickr, YouTube ve Facebook’ta da sürdürüyor. (Bizde, alaturka gerekçelerle kapatılan YouTube, dünyada başka hangi işlere de yarıyor! Eğer bu satırı okuyan yüksek yetkilimiz varsa, bir an durup düşünse).
• ABD’de kültür mirasının bekçisi Smithsonian Müzeler Grubu’nda yer alan Amerikan Sanat Müzesi, sanatseverlerden, müze duvarlarına hangi tabloların asılmasına dair görüşlerini istiyor. Bunu, Flickr’da açtığı “Boşluğu Doldurun” (Fill the Gap) adlı sayfada yapıyor.
• Aynı Smithsonian, sitelerini kullanan sanatseverlerin, kendi koleksiyonlarını oluşturmaları için “sınırlı telif hakkı” uygulaması başlattı. “Creative Commons” olarak bilinen bu post-modern telif hakkına göre kişi, tanımlanmış bazı işlevler ve durumlarda, kuruma telif hakkı ödemiyor. Buna imza atan sanatsever, Smithsonian’dan indireceği materyali, hukuksal sınır içinde kalmak şartıyla kamusal düzeyde paylaşabilecek.
• Afganistan’da savaş ve kargaşa nedeniyle ortadan silinmeye başlayan kültür mirasını çevrimiçi dahi olsa yaşatmak amacıyla Paris’te bir müze kuruluyor. Afgan Uygarlık Mzüesi’nin materyalini, ülkesinden kaçmak zorunda kalmış Afganlı aydınlar ve sanatseverler oluşturacak.
Müzelerin, kitle kaynaklarına bu denli açık olmasının yaratacağı sorunlar var elbette. Her türlü “kitle kaynaklı” girişimde, kitlenin yaratabileceği sorunlar aynı: Yalan yanlış bilgi olasılığı. Hatalı ve haksız yorum olasılığı.
Bunlar, kitle kaynaklarına kapılarını açan medyanın sorunlarından farklı değil. Burada önemli olan, materyali kitleden talep ederken, bunu ciddi bir değerlendirme süzgecinden geçirmek.