Korsan ticaretin ağır bedeli
Türkiye, gümrüklerde dört veya daha fazla sektörde sahteciliğin tespiti ile en fazla raporlanan 10 ülke arasında ön sıralarda. OECD’nin Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi EUIPO ile birlikte hazırladığı son rapora göre, Türkiye dünyanın en büyük sahte ürün üreticisi Çin’in ardından ikinci sırada. Yasadışı ticaret ile mücadele ve ticari marka haklarının etkin korunması için kurulan ve Türkiye’de faaliyet gösteren 300’e yakın yabancı, 30’dan fazla da yerli markayı temsil eden Marka Koruma Grubu (MKG), taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti nedeniyle Türkiye’nin uğradığı zararların büyük boyutlara ulaştığını açıkladı. MKG Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Dünya Gümrük Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’de yerli ve yabancı yatırımlar açısından büyük sorun oluşturan yasadışı ticaretle mücadelede devletin gerek yasal gerek idari tedbirler vasıtasıyla etkin mücadele yürüttüğünü belirtti. Dr. Ali Ercan Özgür, tüketicilere de kamu sağlığını ve ülke ekonomisini tehdit eden kaçak ve sahte ürünlere karşı duyarlı olma çağrısını yaptı.
Küresel bazda sahte, taklit ve kaçak mal ticareti yılda ortalama yüzde 15,6 oranında artıyor. Gümrüklerden elde edilen verilere göre, bu yasadışı faaliyetin boyutu 461 milyar dolara ulaştı. Türkiye’de ise bu yasadışı ticaretin büyüklüğü 17,2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Dr. Ali Ercan Özgür’ün verdiği bilgiye göre, bu ölçekte yasadışı ticaret sonucunda kamunun vergi kaybı da yaklaşık 7,2 milyar dolara ulaşmış durumda.
Önlemlere rağmen büyüme hız kesmiyor
Taklit, sahte ve kaçak eşya ticaretinin, sadece büyük uluslararası markaların sorunu olarak görülmemesi gerektiğini hatırlatan Dr. Ali Ercan Özgür, bu faaliyetlerin KOBİ’lerin gelişmesinin önünü tıkarken, mevcut ve potansiyel doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının önüne set çekerek, vergi ve istihdam kayıplarına yol açtığını, ekonomiye zarar verdiğini vurguladı. Özgür, tüketicilere, sağlıklarını ve ülke ekonomisini tehdit eden kaçak ve sahte ürünlere karşı duyarlı olmaları ve mücadeleye katkı sağlamaları çağrısında da bulundu.
Dr. Özgür, sahte veya taklit piyasasının mevcut büyüklüğü ile kayıtlı sektörde yaklaşık 90 bin istihdam yaratmanın mümkün olduğunu, İstanbul–Ankara Hızlı Tren Projesi’nin km başına maliyetinin 3.5 milyon dolar olduğu düşünüldüğünde 7,2 milyar dolarlık vergi kaybı ile ortalama 3.000 km’lik yeni hızlı tren hattı çalışması, altı Yavuz Sultan Selim Köprüsü, yaklaşık 200 futbol stadı, 6 Marmaray yapılabileceğini, bu kayıplar giderilebilirse yaklaşık 6 adet İstanbul–Ankara uzunluğunda hızlı tren projesinin hayata geçebileceğini de söyledi.
Gümrüklerde kaçakçılıkla mücadele adına nükleer madde detektörleri, uzaydan araç takip sistemleri, hareket kabiliyeti yüksek deniz botları, kapalı devre plaka okuma sistemleri gibi birçok yeni sistemin devreye sokulduğunu belirterek, bu çalışmaların taklit, sahte ve kaçak ürün girişini önemli ölçüde azalttığına işaret eden Özgür, ekledi: “Ancak, önlemlere rağmen sektörün giderek büyüme eğiliminde olduğunu gösteren birçok bilgi ve veri de mevcut.”
Korsan ve kaçak piyasasının büyüklüğünün doğru ölçümlenmesinin olanaksızlığına dikkat çeken Özgür, Marka Koruma Grubu olarak Türkiye’de taklit, sahte ve kaçak ürünler piyasasında arz ve talebi belirleyen koşulları belli bir teorik çerçeve içinde ortaya koymayı hedefleyen yeni bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bu çalışmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağız” bilgisini verdi.