Kripto Para Gerçeği ve Regülasyonu
*Av. Ayça Berker
Kripto paralar, dünya çapında 1.5 milyar doları geçen piyasa hacmi ile hız kesmeden popülerlik kazanmaya devam etmektedir. Ülkemizde de özellikle 2020 yılında sonra her kesimden insanın bilgi sahibi olduğu kripto paralar, yüksek enflasyonla mücadele eden ülkelerde sıklıkla tercih edilen bir yatırım aracı haline gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda şu an için kullanılan paralar yerine kripto paraların dijital para olarak kullanılacağını tahmin edilmektedir.
Bu yazımızda Türkiye’de kripto paraların hangi hukuki düzenlemelere tabi olduğuna değinip, gelecekte ne gibi düzenlemelerin söz konusu olabileceğine değineceğiz.
1-) Kripto Para Nedir?
Kripto paralara ilişkin düzenlemeleri açıklamadan önce, kripto paranın ne olduğu sorusunu cevaplamak gerekecektir. Kripto paralar, merkezi otoriteye bağlı olmayan bir başka deyişle merkeziyetsiz, güvenliği kriptografi ile sağlanan, dijital bir varlık olarak tanımlanabilir. Şu anda 6000’nin üzerinde farklı kripto para olmakla birlikte, bunların bazıları para niteliğinde olup, ödeme aracı olarak kullanılmakta; bazıları menkul kıymet olarak değerlendirilip finansal enstrüman görevi görmektedir. Kripto paralar ülkemizde en çok yatırım aracı fonksiyonu ile gündeme gelmekte, çeşitli borsalarda listelenen kripto paraların fiyatlarında meydana gelen ani ve büyük değişimler, risk almak isteyen yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Nitekim işlem hacminin ve volatilitenin bu kadar yüksek olduğu bir piyasada regülasyon ihtiyacı duyulmaktadır.
2-) Türkiye’de Kripto Para Regülasyonu
A. Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılması
Ülkemizde doğrudan kripto paralara ilişkin tek düzenleme 16/04/2021 tarih ve 31456 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmasına Dair Yönetmelik’tir. Yönetmelik, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından çıkarılmıştır.
Yönetmelik’te göze çarpan ilk önemli husus, 3. maddede yer verilen kripto varlıklar tanımıdır. İlgili hükme göre kripto varlıklar, “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları” ifade etmektedir. Yapılan bu tanım öncelikle, kripto varlıkların temelini oluşturan dağıtık defter teknolojisine (distributed ledger technology) atıf yapmasıyla önem arz etmektedir. Madde hükmünde yalnızca dağıtık defter teknolojisi değil, benzer teknolojiler de Yönetmelik kapsamına alınmıştır. Bu, nispeten yeni sayılabilecek ve hala gelişmekte olan dağıtık defter teknolojisinin uğrayabileceği değişimlerin de göz önünde bulundurulduğunu ve kanun koyucunun ileride kripto varlık ekosistemine şekil verebilecek farklı teknolojileri de düzenlemek istediğini göstermektedir. Keza kripto varlıkların menkul kıymet yahut ödeme aracı olarak nitelendirilmemesi de düzenlemedeki önemli noktalardan biridir.
Yönetmelik’in asıl getiriliş amacı kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasını yasaklamaktır. Keza Yönetmelik’in 3. maddesi “Kripto varlıklar ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz. Kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamaz.” demek suretiyle bu hususu düzenlemiştir. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, kripto varlıklar ile yapılan ödemelerde, taraflar açısından telafisi mümkün olmayan mağduriyetlerin gündeme gelebileceğine dikkat çekilmiş ve düzenleme ile bunun önüne geçilmesinin hedeflendiği belirtilmiştir. Kripto varlıklar ile ödeme kabul eden şirketlerin sayısının dünya çapında gün geçtikçe arttığı düşünülürse, böylesine yasaklayıcı bir düzenlemenin kripto para ekosistemine zarar vereceği şüphesizdir.
Yönetmelik ile getirilen bir diğer düzenleme ise ödeme ve elektronik para kuruluşlarının, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemeyeceğine yönelik düzenlemedir. Bu düzenleme ile başta, ödeme ve elektronik para kuruluşlarından, kripto para borsalarına para akışının kesilmesi hedeflenmiştir. Dolayısıyla yatırımcılar artık kripto para borsalarında işlem yapmak için, bankalar aracılığı ile borsalara para aktarabilecek ya da borsadaki sıcak cüzdanlarda bulunan paralarını ancak banka hesaplarına transfer edebileceklerdir. Kanun koyucunun bu düzenleme ile suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı konularında odağını sadece bankaların üzerine çevirmeyi hedeflediğini söylemek mümkündür. Bu durum, ödeme hizmetleri ve Fintech alanında faaliyet göstermek isteyen yeni girişimlerin önünün kesilmesine neden olmaktadır.
B. Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesi
Kripto varlıklar alanında önemli bir diğer düzenleme, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişikliktir. Değişiklik uyarınca, kripto varlık hizmet sağlayıcıları ilgili Yönetmelik kapsamında “yükümlüler” listesine alınmıştır. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının Yönetmelik kapsamında yükümlü sayılması, müşterinin tanınması yükümlülüğü uyarınca müşterilerinin kimlik bilgilerini alması, gerçekleştirilen işlemin gerçek faydalanıcısının ortaya çıkarılması için gerekli tedbirleri alınması, teknolojik risklere karşı tedbir alınması, şüpheli işlemlerin bildirilmesi gibi farklı yükümlülüklere tabi olmaları anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, kripto varlık hizmet sağlayıcıları Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun denetimi altına girmiştir.
3-) Sonuç
Her ne kadar, Türkiye’de regülasyon şu an için kripto para ile ödemeler yasaklanmış olsa da, kripto paraların halihazırda işlem görüyor olduğu gerçeği ortadadır. Piyasanın volatilitesi, kripto paraların merkeziyetsiz oluşu ve hukuka aykırı işlemlerde kullanılabilmesi gibi birçok konu, bu alanın regülasyona mecbur bir alan olduğunu göstermektedir. Bu anlamda regülasyonun teknolojiyi takip etmesi, gelişmelerin önüne geçmeden ama sınırlarını da çizerek düzenlemesi son derece önemlidir. Ancak bu şekilde mağduriyetlerin önüne geçilebilecek, vergilendirme konusu netleşebilecek ve Türkiye’nin dünyada bu konuda önde gelen finans merkezlerinden biri olması sağlanabilecektir.
*BERKER BERKER Hukuk Bürosu