Kumaş ses veriyor
Viyana’da Uygulamalı ve Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde (Museum für angewandte & gegenwartskunst- kısaca MAK) açılan bir sergide, tavandan sarkan örtülere dokununca müzikal bir ses duyuluyor. Bir konumlandırma sergisi…
Bu “sihir”i sağlayan, elektrik geçirgen boya ile oluşturulan iletken bir alana elin (vücut elektriğimizin) değmesi. Piyano tuşları gibi boyanan örtüleri tutan çerçevenin üst kısmındaki cihazlar, elektrik akımını ölçerek buna uygun bir müzikal ses çıkartıyor.
Bu çağdaş sanat uygulaması İtalyan tasarımcı Fabio Antinori ile Polonyalı Alicja Pytlewska’nın eseri. İnsan vücuduyla teknoloji arasındaki iletişimi sanata dökmüşler.
Ne ilk, ne son… Benzer bir uygulamayı Volkwagen, yıllar önce (sadece 2009’da!) Stockholm’de bir metro istasyonu çıkış merdivenlerinde yapmıştı. Yürüyen merdivenin yanında, bir de normal merdiven vardı. Burada her basamağa, üzerine basınca piyano tuşu sesi çıkartmayı sağlayacak bir elektrik düzeni kurdular. Tesadüfen bu merdivene yönelenler, her basamakta piyano tınısını duyunca, milletin hoşuna gitti. Yürüyenden çıkanlar azaldı. Normal merdiven “oyun alanı” oldu.
Video oyunu geliştirenlerin “oyunlaştırma” dedikleri şey. 2009’dan bu yana teknoloji geliştikçe, kullanılan yöntemler de daha ince ayarlandı. Basamak boyamaktan, örtü üzerine iletken boya kullanmaya geldik. Bir sonraki durak, örtüye bile dokunmadan şöyle bir el sallayarak bu sesleri çıkartmak olacak. Daha sonra da böyle bir örtünün önünde, kafamızdaki çiple “sadece” düşüneceğiz. Ve ses kendiliğinden çıkacak.