Kurban Grubu’nun üyelerinden Kerem Tüzün ve Burak Gürpınar: “Teknolojiyi doğru kullanırsak müzisyenle dinleyici arasında pürüzleri ortadan kaldırabiliriz”
Kurban Grubu üyelerine göre, albüm dediğimiz şey sonuçta bir veri. Bunu insanlardan sakınmak yanlış. Müzisyenin asıl amacı mümkün olduğu kadar kişiye ulaşmak. Ama özellikle büyük şirketlerse silah olarak müzisyene karşı bunu kullanarak tüm haklarına göz dikiyorlar, oysa ki içinde bulunduğumuz teknolojik dönemde, teknolojinin olanaklarını doğru kullanılırsa müzisyen-dinleyici arasındaki pürüzleri ortadan kaldırarak daha samimi bir şekilde müzik yapılabilir, paylaşılabilir ve dinleyicilere daha yakın olunur.
Türk rock sahnesinin en önde gelen gruplarından biri Kurban. Arada sancılı dönemler yaşasa ve dağılsa da yeniden biraraya gelmeyi bilen ve müzik hayatını sürdüren grup, son olarak 2010’da piyasaya sürdüğü albümle de beğeni toplamıştı. İlk olarak 1999 yılında çıkardığı “Kurban” albümü ve “Yalan” şarkısı ile ismini duyuran grup ilerleyen yıllarda “Sert”, “İnsanlar” ve “Sahip” gibi albümlerle hayran kitlesini oldukça genişletti.
Grup teknolojiyle de çok içli dışlı. Web sitesi ve internet üzerinden canlı konser konusunda Türkiye’de rock dünyasında öncü olmuş grubun üyelerinden Kerem Tüzün (bas gitar) ve Burak Gürpınar (davul) ile teknoloji üstüne keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
>>Kurban üyelerinin hem özel hem de müzikal yaşamlarında teknolojiyle arası nasıl? Kişisel olarak teknolojiye bakış açınız nedir sizlerin? Sizce teknolojik gelişmeler dünyayı, toplumları, kültür-sanatı ve müziği nasıl şekillendiriyor?
Kerem Tüzün: Teknoloji ile aram iyi olmak zorunda. İş hayatında organize olabilmek ve üretebilmek için buna bağımlı hale geldik. Kültür sanatın her alanında da teknoloji kendi ekolünü yaratmış durumda.
Burak Gürpınar: Teknoloji ile aram oldukça iyi aslında. Ekonomik olarak gücüm yettiğince faydalanıyorum. Yalnız çok fazla imkan sunmakla beraber teknolojinin doğru şekilde kullanılmamasından dolayı insanların giderek uyuştuğuna ve bilinçsizleştiğine inanıyorum maalesef. Gelişmiş olarak gösterilen teknolojiler aslında tam performans ile kullanılmıyor. İnternet çok fazla yenilik ve kolaylık getirdiği gibi pek çok konuda da bizi köreltiyor. Tarihin hiçbir devrinde uluslararası sohbet bu denli fazla olmadı ancak bunu avantaja çevirme yeteneğimiz maalesef geriye gidiyor. Yani bu imkanları doğru şekilde değerlendirmiyoruz. Toplumun genel durumu ve dünyanın gidişatı sebebiyle günlük sorunlardan sıyrılmak için internete giren insanlar, sadece sosyal medyadan faydalandıkları için önüne sunulanı tüketerek bunu da TV’ye çeviriyorlar. Bu da merak dürtüsünü kaybetmemize sebep olur. Toplumsal olarak en büyük sorun bu olduğu için kültür ve sanat doğrudan etkilenmekte ve müzik de haliyle buna göre şekillenmekte uzunca bir süredir.
“Benim tercihim bir Apple ve Logic programı”
>>Stüdyoda girdiğinizde veya evde bilgisayar başındayken, hangi müzik programlarını kullanıyorsunuz?
Tüzün: Müzik endüstrisinin geldiği noktada, home studio bir şart artık. Her kayıt için pahalı stüdyo saatleri harcamak imkansız. Evde pek çok şeyi kotarabilmek gerekiyor. Benim tercihim bir Apple ve Logic programı.
Gürpınar: Pek çok müzik programı kullanmaktayım. Hatta “Sahip” albümünün ilk demoları tamamen evde bu teknolojiler ile yapıldı. Yaptığımız çalışmaları internet aracılığı ile birbirimizle paylaşarak ilerleme kaydettik. Bu süreçte Kerem ve ben İstanbul’da, Özgür Fransa’da, Deniz ise Ankara’da askerdeydi. Bir arada olamadığımız bu dönemi verimli bir şekilde kullanmamızı sağladı kesinlikle.
Bilgisayar ortamında üretim oldukça kolaylaştı ancak bu beraberinde bazı düzenbazlıkları da getirdi. Aslında performans konusunda gerçekten başarısız olan, hatta müzisyen bile olmayan insanların birşeyler üretmesine imkan verdi. Üretmekte bir sakınca yok, aksine güzel bile, çeşitlilik her zaman iyidir, ancak bunu dinleyiciye dürüst bir şekilde yansıtmayıp aldatmaca yaratmak ve bundan rant sağlamak bir akım oldu. Sorun burada…
“Büyük satışlar artık hayal”
>>İnternetten sayısal müzik indirme konusuna nasıl bakıyorsunuz? İnternetin hem müzikseverlerin hem müzisyenlerin hem de plak şirketinin davranışları ve geleceği üstünde etkileri sizce nasıl? İnternetin müzik dünyası için getirdiği riskler ve fırsatlar nelerdir sizce?
Tüzün: Müzik istesek de istemesek de internette olacak ve indirilecek. Bu konuda şirketler de sanatçılarından başka yollar ile para kazanmaya itiyor. Büyük satışlar artık hayal.
Gürpınar: İnternetten müzik indirmek çok şahane birşey bence. Günlük hayatımda asla ulaşamayacağım mükemmel müzik adamlarını bu şekilde buldum ve dinleyebildim, gelişimimde çok büyük etkisi oldu. Albüm dediğimiz ürün, sanatçı dediğimiz kişilerin kartviziti olmaktan farklı birşey değildir aslında özünde. Bundan rant sağlamaya çalışmak özellikle gelmiş olduğumuz noktada çok dürüst olmayan birşey bana göre. Enstrümanist veya performans sahibi kişi asıl paylaşımı sahnede bizzat yapmalıdır. Gerçek duygu alışverişi sahnede olabilir. Albümü indirmek sanatçıya değil daha çok şirkete zarar verir. Dinleyicinin ve hatta bazı sanatçıların bile bunu bilmemesi yanılsamanın en büyüklerindendir. Albüm dediğimiz şey sonuçta “data” yani veri-bilgidir. Bunu insanlardan sakınmak yanlıştır. Müzisyenin asıl amacı mümkün olduğu kadar kişiye ulaşmaktır. Özellikle büyük şirketlerse silah olarak müzisyene karşı bunu kullanarak tüm haklarına göz dikmişlerdir. Gelmiş olduğumuz teknolojik dönemde, bu olanakları doğru kullanmayı başarırsak müzisyen-dinleyici arasındaki pürüzleri ortadan kaldırarak daha samimi bir şekilde müzik yapmayı, paylaşmayı ve dinleyicilere daha yakın olmayı başarabiliriz.
“Bizim haricimizdeki tüm görüntüler, mekanlar, ortamlar bilgisayar ile oluşturuldu”
>>Kliplerinizde animasyon, üç boyut gibi değişik teknolojileri kullandığınız veya kullanmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
Tüzün: Bu da aslında artık belki zorunluluk. Sahip albümünün ilk klibi ifrit, sadece özel bir çekim tekniği ve bunun post produksiyonu üzerine tasarlandı. Mekanlar da blue box ile yaratıldı. 2. Klip misafir ise gene tamamen sanal mekanlara bizim yerleştirilmemiz ile gerçekleşti, o kadar lokasyon çekimi yapmaya kalksaydık iş yatardı. 3. boyuta ise henüz geçemedik.
Gürpınar: Görsellik sonuçta dinlenecek ve izlenecek birşey yaptığımız için önemli. Bundan 11 yıl kadar önce oldukça yetersiz koşullar içinde olmamıza rağmen deli işi olarak tabir edilen stop-motion tekniği ile bir video yayınladık. Bu bizden çok beraber çalıştığımız kişilerin üstün çabası sonucu ortaya çıkmıştı. Hala bu tip konularda teknolojiden faydalanmayı seviyoruz. En son “Misafir” videosu da tamamen yeşil bir odada çekildi ve bizim haricimizdeki tüm görüntüler, mekanlar, ortamlar bilgisayar ile oluşturuldu.
“Tool’u gerçekten görebilmek için konsere bizzat gitmek gerekiyor”
>>Etkilendiğiniz müzisyenler arasında teknolojiyi müziklerinde kullanan isimler var mı?
Tüzün: Saymakla bitmez.
Gürpınar: Pek çok isim var bu konuda farklı girişimler yaparak olayda aslında devrime sebep olmuş olan. Tool bu konuda ilklere imza atmasıyla örnek aldığım ilk isimdir. 20 yıla yakındır müzik yapan bir grubun hala konser DVD’si yoktur. Bunun tek gerçek nedeni grup üyelerinin paylaşımın doğrudan daha samimi olacağı inancıdır. Tool’u gerçekten görebilmek için konsere bizzat gitmek gerekmektedir. Radiohead’in albümü satma tekniği örnek olarak gösterilebilir. NiN’den bildiğimiz Trent Reznor birkaç sene önce çıkmak üzere olan albümünün bazı şarkılarını Amerika’daki bazı gece kulüplerinin tuvaletlerine unutulmuş gibi bırakılmış flash disklerle yayınlayarak bir taşla pek çok kuş vurmuştur. Albüm promosyonu, flash diskteki bir puzzle ile etkileşimli bir katılım ve eşsiz bir müzisyen-dinleyici bağlantısı kurmayı başarmıştır. Ardından tüm bu tanıtımı yaptığı albümü bedava indirmeye açmış, kısa bir süre sonra sayılı adet bastığı ve içinde özel birtakım ürünler olan yeni albüm sürümünü satarak 1 günde servet kazanmıştır. İki taraf içinde hem karlı hem eğlenceli bir paylaşım şekli geliştirmiştir.
“Sokakta müzik dinlemiyorum”
>>iPod’unuz veya kişisel mp3 çalarınız var mı, cihazınızda en çok neler dinlemeyi tercih ediyorsunuz?
Tüzün: Sokakta müzik dinlemiyorum, mp3 çalarım da yok.
Gürpınar: Marka söylemek istemiyorum ancak kişisel bir mp3 çalarım var çok uzunca bir süredir. Yolda kulaklık ile müzik dinlemek 20-25 yıldır vazgeçemediğim bir şeydir. Önce walkmandi, sonra teknoloji ile discman ve mp3 çalara dönüştü… Dinlediğim şeyler o anki moduma göre değişiyor, sabit birşey yok.
“Birilerinin beni korumasına ihtiyacım yok, bu bana yapılan saygısızlıktır”
Türkiye’nin gündem başlıkları arasında internete filtreli paketler üzerinden erişim ve sansür de bulunuyor?
Bu konuda sanatçılar olarak düşünceleriniz ve tutumunuz nedir?
Tüzün: Ülkemiz yasaklar konusunda yıldızlı pekiyi alır. Eğiterek doğru tercihleri kendi yapması sağlanamayan toplumlarda kapıları kapatmak en kolay yol. Birilerinin beni korumasına ihtiyacım yok, bu bana yapılan saygısızlıktır.
Gürpınar: İnternette bu tip kısıtlamalara tamamen karşıyım. Bilgi akışı içerik ne olursa olsun engellenmemeli kesinlikle. Hatta bu konunun sırf internet değil insanların kişisel hak ve özgürlükleriyle ilgili ciddi bir sorun olduğu kanısındayım. Fakat farkında olmak yetmiyor topluca bir şeyler yapmak gerekli. İnsanları bu konuda çok daha fazla bilinçli ve ilgili olmaya davet ediyorum. Toplum olarak ciddiye alınması gereken ve en önemli olan mevzu budur.
“Düşüncelerimi veri olarak back-up yapabilme ya da insandan bilgisayara bir bağlantı işime yarardı”
Bir teknoloji icat etme şansınız olsaydı, nasıl bir teknoloji icat etmek isterdiniz? Bir de şu şekilde soralım, bir teknolojiyi ortadan kaldırma şansınız olsa, hangisini kaldırmak isterdiniz?
Tüzün: Düşüncelerimi veri olarak back-up yapabilme ya da insandan bilgisayara bir bağlantı işime yarardı.
“Thomas Edison’u değil, Tesla’yı tanımak isterdim”
Gürpınar: Of of! Çok iyi soru!!! Bunu sorduğunuz için çok teşekkür ederim. Enerji dağıtımını merkezi olmaktan çıkartıp herkesin ihtiyacı olan kadarını kendisinin üretebilmesini isterdim her şeyden çok hem de… Enerji insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor. Enerji üretilmez, çevrilir; çünkü zaten her yerde vardır… Şöyle diyeyim Thomas Edison’u değil, Nikola Tesla’yı tanımak isterdim.
“İlk resmi müzik grubu sitesi bizimki idi”
Web sitenizle, myspace sayfanızla ve sosyal medyadaki varlığınızla ilgili bilgi verir misiniz, bu ortamlara sürekli girme şansınız oluyor mu? Yurtdışı ve yurtiçinden hayranlarınızla çevrimiçi iletişim de kuruyor musunuz? İnternetle ilgili projeleriniz var mı?
Gürpınar: Kurban.com Türkiye’deki ilk resmi müzik grubu sitesidir. Aynı zamanda Türkiye’de ilk internetten canlı konser veren grup da yine Kurban’dır. Bu bilgiler geride kaldığı için pek bilinmiyor. Çeşitli sosyal medya ortamlarında hem grup olarak hem de bireysel olarak bulunuyoruz. Hatta birebir sohbetlerimizle elimizden geldiğince dinleyiciyle iletişim kurmaya çalışıyoruz. Şimdilerde biraz daha dinginiz bu konuda. Başka bir atılım yapmak istiyoruz tabii ki ancak elimizdeki olanaklara bakmamız gerekiyor. Kurban.com çok aktif bir siteydi ancak grubun 2005’te mola vermesiyle ciddi bir kayıp yaşadık ve şimdi o boşluğu doldurma dönemindeyiz. Adreslerimizin bir kısmını paylaşalım: www.kurban.com, http://tr-tr.facebook.com/kurban http://www.myspace.com/kurban, http://www.vimeo.com/kurbantv, http://www.nabruk.com