Küresel başarı hikayeleri hayal değil…
FINTR, hem regülasyon kurumları ile özel sektör arasında eşgüdüm sağlamak hem de uluslararası arenada Türkiye fintech sektörünün yolunu açmak adına etkin çalışmalara imza atacak.
Yüksek potansiyel barındıran, şirketlerin teknolojiyle iç içe yeni bir düzene kavuşmalarını sağlayan fintech sektörü; tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de güç kazanmaya devam ediyor. Türkiye fintech sektörü genç oyuncuların yer aldığı hareketli bir alan. Farklı çözümlerin öne çıktığını gözlemlediğimiz sektörde startups.watch verilerine göre 200’e yakın farklı girişim yer alıyor. “Birbirinden farklı çözümler sunan bu şirketler girişimcilik ekosisteminin de lokomotifi” yorumunu yapan FINTR Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu, önemli bir detay da paylaştı. Buna göre, 2019 yılında fintech pazarına yapılan yatırımlar dünya genelinde 136 milyar doları bulurken Türkiye’de ise 102 milyon dolarlık bir hacme ulaştı. Sektördeki ağrı noktalarının çözümlenmesi, regülasyon çalışmalarının proaktif şekilde sektörün katılımı ile yürütülebilmesi, Demet Zübeyiroğlu’na göre, ülkemizdeki fintech sektörü için önemli. Avrupa’yla kıyasladığımızdaysa Türkiye’den daha çok inovatif fikir çıktığını vurgulayan Demet Zübeyiroğlu, “Türkiye’deki fintech’lerin hızlı karar alma yetenekleri onlara pek çok avantaj sağlıyor. Ülkemizdeki fintech şirketleri dünyada daha fazla tanınmaya başladı tespitni de paylaştı. Bunun bir örneği olarak FINTECH 100 araştırma raporunda 29 ülke arasında Türkiye’den 2 şirketin yer aldığına dikkat çeken Demet Zübeyiroğlu’na göre,
sektör ihtiyaçları doğrultusunda yeni fikirler geliştirildiğinde ve müşteri deneyimi göz önünde bulundurulduğunda fark yaratan çalışmalar ortaya çıkacak. Demet Zübeyiroğlu ile hem FINTR yapısını hem finans ve girişim dünyasının geleceğini konuştuk:
FINTR, dernek olarak hangi önceliklerle hareket ediyor?
FINTR’yi kurmamızdaki en önemli motivasyonumuz sektörde kapsayıcı bir dernek yapılanmasının gerekliliğiydi. Fintech sektöründeki sancı noktalarının çözümlenmesi, regülasyon çalışmalarının proaktif şekilde sektörün katılımı ile yürütülebilmesi, ülkemizdeki fintech sektörü için büyük önem taşıyor. Bu noktadan hareketle FINTR olarak, Türkiye’de fintech ekosistemini güçlendirmek, yenilikçi çözümlerin ve girişimlerin sayısını ve başarısını artırmak, bu girişimlerin uluslararası pazarlarda büyümesini sağlamak ve ülkemizden küresel markalar çıkmasına destek olmak üzere çalışmalar yürütmek için yola çıktık. Şu anda dört çalışma grubumuz var; Açık Bankacılık ve Fintech, Regülasyon, Sigorta Teknolojileri ve Gelişen Teknolojiler. Öncelikle amacımız; bu çalışma gruplarının başkanlarının liderliğinde gündem yaratacak, gündemdeki sorunlara çözüm önerileri oluşturacak ve sektör oyuncularına ufuk açacak yayın, etkinlik, araştırma raporu gibi çalışmalar düzenlemek.
Fintech yatırımlarında gerek Türkiye’de gerek küresel bazda öncelikler neler oluyor, hangi başlıklar öne çıkıyor?
Fintech içinde pek çok sektörü barındıran bir alan. Dolayısıyla bu alanı temsil eden ilk ve tek dernek olarak her konu başlığına ayrı ayrı eğiliyoruz. Çalışma gruplarımız bu başlıkları en doğru şekilde ele almak için çalışmalar yapıyor. Bugüne kadar açık bankacılık, hukuk gözünden fintech ve pandemi sürecinde sigorta teknolojileri gibi konularda webinar’lar düzenledik. Her webinar’dan bir başlık çıktı aslında. Açık Bankacılık, teknoloji alanında zaten gerçekleşmiş açık inovasyon ve açık kaynak kod devriminin finans sektöründeki hayat buluşu ve bu kapsamda yapılacak düzenlemelerin hem bankaları hem de fintech’leri kapsaması büyük önem taşıyor. Burada regülasyonların fintech şirketlerinin gelişimini etkileyeceğini ve yeni fintech girişimlerinin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yeni düzenlemelerle yurtdışındaki büyük fintech kuruluşları da dahil olmak üzere ülkemizdeki fintech yatırımlarının önü açılabilir.
Bankalar başta olmak üzere finans sektörünün fintech’lere bakış açısında nasıl bir değişim var?
Bankalar çok büyük yapılar ve mali olarak çok kuvvetli kurumlar. Üstelik geliştirdikleri teknoloji ve halihazırdaki müşteri portföyleri oldukça kuvvetli ve bu da fintech’lerin rekabet alanını kısıtlıyor. Ancak, yeni fırsatlar yaratma noktasında daha hızlı karar alabilen fintech’lere ihtiyaçları var. Yine bankaların hantal yapılarının da fintech işbirlikleri ile geliştirilebileceğini ve kullanıcılara daha hızlı çözümler sunabilir hale geleceklerini düşünüyoruz.
FINTR Türkiye, kamunun ve regülasyon merkezlerinin ilgili birimleri ile nasıl bağlara sahip?
FINTR yönetim ekibinde bulunan arkadaşlarımın çoğu yıllardır bu alanda faaliyet gösteren fintech şirketlerinin kurucuları ya da bu alanda araştırmalar yapan analizler yayınlayan ekiplerin liderleri. Uzun bir sektör geçmişine sahip bu ekip, Türkiye’de fintechle bağlantılı her noktada ilgili birimlere ulaşabilecek nitelikte. Ülkemizin finansal teknolojiler alanında pek çok ülkeden daha ileri bir seviyede olduğu tartışılmaz. Ancak eksiğimiz dünya markası olacak şirketleri çıkartabilmek. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından açıklanan fintech vizyonunun bu eksiği ortadan kaldıracağına ve startup’ları destekleyeceğine inanıyoruz.
Regülatif olarak beklentileriniz neler? Kamu ve düzenleyici tarafta öncelikler neler olmalı?
Günümüzde hem geleneksel finansal kurumlar hem de fintech’ler müşteri deneyimini geliştirmek ve finansal hizmetlere erişimi artırmak için inovatif yaklaşımlar ortaya koyuyor ve sektör ihtiyaçlarına çözüm sunuyor. Türkiye’de özellikle bankalar, dünyadaki birçok ülkeye göre daha gelişmiş bir teknoloji altyapısına sahipken, fintech’lerin rekabet gücü ise bazı alanlarda sınırlamalarla karşı karşıya kalıyor. Finansal işlemlerde risklerin en alt seviyeye indirilebilmesi amacıyla uygulanan regülasyonların yanı sıra bankalarla işbirliğine gidilmesine yönelik de fintech’lerin uyması gereken birçok mevzuat var. FINTR olarak fintech’lerin bankacılık ve finans sektörünü şekillendirmesi için çalışmalar yürütüyor, şirketlerin özellikle regülasyon noktasında sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Pandemi döneminde bankacılık alanında pek çalışmanın dijitale taşınması için yeni düzenlemeler yapıldı. Bu tür regülasyonların fintech tarafında da görüleceğini düşünüyoruz. Ülkemiz açısından yüksek bir potansiyel barındıran fintech alanının sektör paydaşlarının da desteğiyle gelişeceğinden şüphemiz yok.