Küresel güvenlik ve istihbarat endüstrisi
Son otuz, kırk yıla yayılan ulus-devlet krizinin en açık işaretlerinden biri de devletler tarafından üstlenilmesi gereken temel kamusal hizmetlerin / görevlerin özelleştirilmesi oldu. Bu eğilimin sağlık ve eğitim gibi hayati alanlara ulaştığı an, aynı zamanda bu krizin en derin anıydı. Şimdi de giderek hapishane, kolluk kuvvetleri gibi faaliyetlerin özelleştirildiğine tanık oluyoruz. Bir ulus-devletin ayırt edici özelliği vergi salması ve ordu kurmasıdır. Bir tür “ağ-devlet” olarak Avrupa Birliği vergi topluyor ve kendi ordusunu kurmayı, ulusal orduları da bu yapıya bağlamayı tartışıyor. ABD’de hapishanelerin özelleştirilmesiyle başlayan süreç, Black Waters gibi özel orduların kurulmasını ve Irak, Afganistan gibi yerlerde sözleşmeli olarak kullanımını mümkün kılan neo-con iktidarla doruğuna ulaştı. 11 Eylül sonrası küresel güvenlik sektörü milyar dolarlar seviyesine ulaşan bir endüstri haline geldi. Şimdi, artık istihbarat faaliyetlerinin de özelleştirildiğine tanık oluyoruz.
2010’dan beri küresel gündemi belirleyen WikiLeaks, 2012’ye hızlı başladı. Önce, “Casus Dosyaları” ile, devletler ve şirketlerin genellikle hukuka aykırı bir biçimde hepimizi izleme, gözetleme, dinleme ve fişlemesine yardımcı olan teknoloji ve hizmetleri geliştirip “müşterilerine” sunan küresel güvenlik endüstrisinin derinliklerini ifşa etmeye başladı (http://wikileaks.org/the-spyfiles.html). Sonra da, kendi reklamını “gölge CIA” diye yapan, çok satan neo-con yazar George Friedman’ın kurduğu küresel istihbarat şirketi Stratfor’un beş milyon e-postasından oluşan “Küresel İstihbarat Dosyaları”nı yayınlamaya koyuldu (http://www.wikileaks.org/the-gifiles.html).
İlk yayında, hepimizin yakından tanıdığı bir çok küresel şirketin, kendisini demokratik olarak tanıtılan veya apaçık otokratik olan ülkelere ve finans, enerji, farmakoloji gibi pek de temiz olmayan sektörlerin çokuluslularına “bilgi ve ağ güvenliği” adı altında, vatandaşlarını / müşterilerini / rakiplerini dinleyecek / gözetleyecek / izleyecek / denetleyecek / fişleyecek / filtreleyecek / sansürleyecek teknolojiler ve karşı-güvenlik hizmetleri geliştirip sattığını gördük. İkinci yayında ise, Stratfor gibi, parayla çalıştırdığı muhbirler ağından derlediği istihbaratı yine devletlere ve özel şirketlere raporlayıp satan özel bir şirketin kimliğinde, gelişen küresel casusluk endüstrisine tanık oluyoruz. Sıra, şirketin Goldman Sach ile kurduğu finansal istihbarat şirketi StratCap’a geldiğinde muhtemelen ortalığa dökülen bilgiler iyice çirkinleşecek. Endüstri casusluğundan finansal spekülasyona, uluslararası hukuka göre suç olan bu faaliyetlere ülkemizden de bir çok kişi karışmış görünüyor.
İyi seyirler…