KÜRESEL ISINMA MİLAT OLDU
Küresel ısınma başta olmak üzere çevreyle ilgili konuların bütün dünyada endişeye yol açtığına dikkat çeken Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Halit Zaim,
“Çevreci ekonomiye yönelik çevreci ürünlerin kullanılması bu konuda pek çok avantaj sağlayacaktır. Dünya genelinde de küresel şirketlerin bu endişeye yanıt veren yatırımlara yöneldikleri görülmektedir. Kuşkusuz hükümetlerin bu ürünleri teşvik etmeleri ve çeşitli kolaylıklarla desteklemeleri büyük yarar sağlayacaktır. Dünya genelinde 1.500 bilim adamı, 15 bin mühendisin destek verdiği Ar-Ge çalışmaları için Fujitsu Group yılda 2,5 milyar dolar yatırım yaparak dev bir
sinerji oluşturuyor” dedi.
GlassHouse Türkiye Genel Müdürü Emre Pekar, bu konuda şöyle konuştu:
“Mevcut durumda karbondioksit salınımını azaltacak her türlü teşvikin en kısa zamanda uygulamaya konulmasında fayda var. Oluşturulabilecek minimum çevreci BT parametrelerinin sıkı düzenlemelerle takibi yapılabilir. Bu çerçevede, operasyonlarına devam eden veri merkezlerinin devlet tarafından sağlanan kaynaklarında çeşitli indirimlerden faydalanmaları sağlanabilir.”
Küresel ısınmanın hararetle tartışıldığı günümüzde, çevreci BT teknolojilerine olan ilginin doğal olarak arttığını belirten Huawei Türkiye Pazarlama Direktörü Tufan Ünal, “Dünyada çevre duyarlılığı ve enerji tüketimine yaklaşımlar biliniyor. Türkiye’de de çevreci yaklaşım, bilişim dünyasında önemli bir yer edinmiş durumda. Öncelikle çok uluslu şirketler başta olmak üzere birçok kurum bu konuda adım atmış bulunuyor. Bu konuda farklı vergilendirme avantajları başta olmak üzere yasal düzenlemelerin hem doğal kaynaklarımızın verimli kullanımı hem de sürdürülebilir kalkınma açısından tüm kurum ve kuruluşları destekler ve motive eder nitelikte olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Kanunsal açıdan tedbirler alınmalı
Çeşitli kurumların bireysel olarak yaptıkları çalışmalarla her sektörde çevre ile ilgili önemli insiyatifler başlattıklarını belirten
Lexmark Türkiye Genel Müdürü Sinan Emon, “Kurumların gerek çevre, gerek toplum, gerekse de kanunsal açıdan zorlanmaları ve bu tedbirleri almaları sağlanmalıdır. Tabii bazı kurumların bunu yapıp, bazılarının yapmaması bu kurumlara kısa dönemde kar, topluma ise, uzun dönemde zarar sağlayacağından, kanunlarla toplum yararı gözetilmeli ve her kurumun eşitlik çerçevesi içerisinde topluma olan borçlarının ödenmesine özendirilmelidir. Bu konuda yapılabilecek basit ödüller ise, şirketleri daha özenli olmaya itecek, çevre bilincini öne çıkartacak, gelecekte de çevre bilincinin daha da yerleşmesine neden olacaktır” dedi.
Böyle büyük bir değişimi şirketlerin tek başlarına başarmasının çok zor olduğunu iddia eden
ZyXEL Türkiye, Tüketici Elektroniği ve Kablosuz Ürünler Ürün Müdürü Şamil Doğan, “Ülkemizin ve dünyanın geleceği için devletin her sektördeki üreticileri çevreci dönüşüm yönünde değişime zorlaması ve teşvik etmesi gerektiğine inanıyorum. Elbette bu bir yıl içinde yapılabilir bir şey değil. Böylesi bir dönüşüm hem maddi hem de operasyonel anlamda şirketlere büyük bir yük getiriyor. Ancak kanuni düzenlemeler ardından yapılacak destek ve vergi indirimi gibi teşvikler
yoluyla birkaç yıl içinde Türk sanayisini doğa dostu bir hale getirmek mümkün” dedi.
Nokia Türkiye Genel Müdürü Conor Pierce, bu konuda şunları söyledi:
“Tüketicilerin çevre bilincini artıran ve daha bilinçli tercihler yapmaya yönlendiren servislere olan ilgisinin arttığını görüyoruz. Bu da tüketiciler tarafından motivasyonumuzu artırıyor. Öte yandan çevre sorunlarını işimizin önemli bir parçası olarak görüyoruz. 1 milyardan fazla insan ürünlerimizi kullanıyor. Dünya çapında bir piyasa lideri olarak, pozisyonumuzun getirdiği sorumluluğu sonuna kadar kabul ediyoruz.”
Software AG Türkiye Genel Müdürü Yüce Erim, bu konu hakkında şu görüşleri verdi:
“Eğitim, bilinçlenme ve duyarlılık sağlanmadığı sürece çevre ve çevreci ürünlere yapılacak katkılar sembolik kalacaktır. Çevre duyarlılığı olan ürünlere teşvik sağlamak için öncelikle kanamanın durdurulması, yani çevreyi katleden doğal dönüşüme uygun olmayan tüketimlere engel olunması gerekmektedir. Bu tür ürünlere yüksek vergi oranları getirilmelidir ki tedavi arz-talep dengeleri içerisinde teşvik kendiliğinden başlayabilsin.”