Küresel yetkinlik ‘platformda’ esas faydayı yaratıyor
HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak, 2022’ye kadar portföylerindeki tüm ürün ve çözümleri tüketim modeli ile müşterilere sunma, hizmet bazlı bir platform şirketi olacakları duyurusunu yaptıklarını, koronavirüs ile bu süreci hızlandırdıklarını vurguladı.
BThaber’in “3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K” başlıklı dijital etkinliğinin son konuğu HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak oldu. Küresel koronavirüs dalgasında ülke bazında gelişmeler ve yeni normale yönelik beklentilerini paylaşan Güngör Kaymak, GreenLake çözümü paralelinde bir platform şirketi olma hedefine ilerleyişlerini anlattı. BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars sordu, Güngör Kaymak da beklentilerini ve hedeflerini anlattı:
Yeni süreci ve önümüzdeki dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna birkaç perspektiften yanıt vermek isterim. Birincisi ve herkesin merak ettiği konu kriz öncesi duruma döner miyiz veya ne zaman döneriz. Şu anki şartlar gösteriyor ki bu epey zaman alacak. Her ülkede normale dönme çabası var. Yani eskiden olduğu gibi mesafelerin olmadığı bir dünya kısa sürede olmayacak. Seyahatler azalacak. Web ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile hızlanan bir küreselleşme vardı ve mesafeler kaybolmuştu. Ama gördük ki tedarik zincirlerinde aksamalar oldu, ülkeler sınırlarını kapatınca belli ürün ve hizmetler zamanında verilemez hale geldi. Dolayısıyla mesafelerin geri geldiği bir dönem olacak önümüzde. İkincisi; geçtiğimiz ayların dünya ekonomilerine etkilerine baktığımız zaman da kriz öncesi pazar koşullarına dönmek epey zaman alacak. Yapılan araştırmalar ışığında kötümser senaryoda dünyada toplam ekonominin kriz öncesine, 2019 sonuna gelmesi için 2023 yılına kadar zamana ihtiyaç var. İyimser senaryolarda ise Çin’den başlayarak bu yılın üçüncü çeyreğinden başlayacak bir düzelme beklentisi var ve ben iyimser tarafta olanlardanım. Türkiye’nin önceki kriz dönemlerinde edindiği deneyim ve kriz dönemindeki performansına bakarsak, eğer ikinci bir dalga gelmez, öngöremediğimiz yen bir problem olmazsa, bu yılın sonunda ve 2021 başında tekrar düzelmeye başlama ihtimalimiz var. Dinamiklerimiz buna müsait. Krizden bağımsız bazı ihtiyaçlarımız da vardı ve onların hayata geçirileceği varsayımı ile ilerliyorum. Biz kendi oyun planımızı da bu senaryoların bir kombinasyonu olarak değerlendiriyoruz. Devam eden operasyonların kesintisiz devamı, ikinci bir dalganın gelme ihtimaline karşı da şirketlerin eksik gördükleri alanları elden geçirip o yatırımları gerekli alanlara yapma ihtiyaçları var.
Ne gibi yatırımlar söz konusu?
Şirketlere ne gibi inisiyatifler alacaklarını sorduğumuzda, ön plana çıkan da belirsizliğin devamı nedeniyle maliyet yönetimi ve bu da maliyet kalemlerini gözden geçirmeyi gerektiriyor. İkincisi bu kurumsal işleyişi ve devamlılığı sağlamak. Bizim sektörümüzün önemini gösteren üçüncü öncelik dijitalleşme ve dijital dönüşüm de şirketlerin projeleri arasında. Bu kriz ortamı gösterdi ki aslında dijitalleşme çok daha ötelenemeyecek bir konu. Böylece uzaktan çalışma ile başlayabilir, uzaktan satış ve dijital satış, temassız ticaret, tedrik zincirlerinin daha verimli hale gelmesi, iş süreçlerinin dijitalleştirilmesi, veriyi daha iyi kullanarak nasıl çıkarımlar yapabileceğimize odaklanmalıyız. Şirketlerin öncelikleri bunlar, ama bunları hayata geçirmek için nereye yatırım yapılacağı sorusuna yanıtlarda ilginç bir değişim var. Artık doğrudan yatırımlarda bir yavaşlama beklenebilir. Yani üretim için makine veya cihaz almak yerine kriz ortamında dijitalleşmeyi gerçekleştirmek, güvenliği artırmak ve uzaktan çalışmayı verimli hale getirmek için şirketler siber güvenlik alanına yatırım yapmayı düşünüyorlar. Şirketler, artık klasik mecralardan ziyade, dijital ortamında müşterilerine ulaşmaya yolları arıyorlar. Bu noktada dijital reklama, donanım ve yazılıma daha fazla para harcayacaklar. Zira altyapılarını geliştirmek söz konusu. Biz bu noktada çok iyi konumlandığımızı düşünüyoruz. Güvenlik, yazılım, donanım temel işlerimiz. Bilişim uygulamalarının geliştirilmesi iş ortakları ile beraber içinde olduğumuz bir alan. Esnek kapasite kullanımı ya da tüketim modeli ile bilişim hizmetlerinin kullanılması ile ilgili uzun zamandır dile getirdiğimiz çözümlerimiz var. Bu durum, hizmetlerimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
GreenLake çözümünüze ilginin nasıl bir gelişim göstermesini bekliyorsunuz? Çözümünüzü kamuda kullanmayı planlar mısınız? Türkiye ve yurtdışında böyle bir potansiyel var mı?
GreenLake’i Orta ve Batı Avrupa’da birçok devlet şirketi ve kamu kurumu halihazırda kullanıyor, tüm iş süreçlerini sistemlerimiz üzerinden, kullandıkları kadar ödeme yöntemiyle verimli bir şekilde kullanıyorlar. Buradaki büyümenin piyasanın üzerinde bir büyüme olacağını düşünüyoruz. Kullandıkça öde modelinin içerisinde HPFS dediğimiz çözümlerimiz de var. Covid döneminde HPFS bünyesinde 2 milyar dolarlık bir fon ayırdığımızın duyurusunu yaptık. Fonun amacı; müşterilerimizin teknolojiye erişimini özel şartlar altında daha kolay ve etkin hale getirmekti. Onlara bir finansman imkanı sağladık. İkinci olarak; “Bilişim altyapısında kriz başlamadan önce büyük bir yatırım yapmış olabilirsiniz. İsterseniz bu ürünleri biz sizden geri alalım. Size bunları kiralayalım. Bunları aylık taksitler halinde ödeyin. Bizden aldığınız toplu parayı da başka alanlarda harcayın” dedik. Üçüncüsü; “Size teknolojiyi kiralayalım. 2020 sonuna kadar toplam proje bedelinin her ay yüzde 1’ini ödeyin” dedik. Şirketler, talep ve üretim sürecinin birden durmasıyla birlikte bir nakit krizine girdiler; ama bir yandan faaliyetlerini sürdürmeleri gerekiyor. Onlara kötü günde de dostları olduğumuzu göstermek için 2 milyar dolarlık fonu bu tür finansman yöntemleriyle müşterilerimize sunduk.
HP’nin bir platform şirketine dönüşmesini biraz açar mısınız?
Platform hizmeti olarak kendi ürettiğimiz tüm teknolojileri, ürünleri ve bunların etrafındaki hizmetleri müşterilerimize sunup, bunların içinden istediklerini istedikleri şekilde buluşturup, istedikleri kadar alabilir ve aldıkları kadarını öderler. Eğer kullanma ihtiyaçları kalmadıysa da geri bırakıp ödemeye devam etmezler. Herhangi bir bulut servisinden hizmet alabildikleri ortamda bizim donanımlarımızı, cihazlarımızı bizden konteynır ya da kendilerine özgü bir yapı ile alabilirler. Bu hizmetleri kendi bulutlarına taşıyabilirler ve biz onların üzerinden hizmet veririz. Mevcut hizmetlerden istediklerini istedikleri kadar, istedikleri süre için alır, ihtiyaçları kalmadığı zaman bırakır ya da bir üst modele geçiş yapabilirler.