“Kurumlar arası entegrasyonun önemi her geçen artıyor”
Pandemi dönemi ile birlikte teknoloji yatırımları konusundaki farkındalık artarken, hemen hemen tüm kurum ve şirketler, farklı teknolojiler çerçevesinde dijital dönüşüm çalışmalarını kesintisiz bir şekilde devam ettiriyor. Redington Türkiye Genel Müdürü Cem Borhan’a göre; bu amaçla bir araya gelen teknolojilerin, birlikte yaratacağı katlanarak artan değer ve etkileri göreceğimiz bir dönem bizi bekliyor.
Kurum ve şirketler hem iş süreçlerindeki verimlilikleri artırmak hem de müşterilerine ve vatandaşlara daha hızlı ve kaliteli hizmetler sunmak amacıyla bilişim yatırımlarına devam ediyor, dijital dönüşüm yolunda her geçen gün biraz daha büyük adımlar atıyorlar. Bu yolda ileri giden kurum ve şirketler, özellikle pandemi döneminde bu yatırımları ile ne kadar doğru bir adım atmış olduklarını gördüler. Redington Türkiye Genel Müdürü Cem Borhan hem kurumların dijital dönüşümü hem de Redington’un bu konuya yaklaşımları hakkında sorularımızı yanıtladı.
Bilişim teknolojileri ve entegrasyon alanında dünyadaki ve Türkiye’deki yeni gelişmeleri ve eğilimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilişim teknolojileri, sürmekte olan pandemi sırasında kurumlar ve vatandaşlar için ne kadar gerekli olduklarını kanıtladılar. Evlerimize kapanıp, ofislerden, okullardan ve fiziksel toplantılardan uzaklaşırken, dijital çözümler bizi gerekli olan kurum ve kişilerle iletişim halinde tuttu, hayatın devamının en büyük destekçisi oldu. Birçok kurum ve işletme son bir yılda büyük bir “dijital sıçrama” yaptı. Birkaç ay içinde, gerçekleşmesi yıllar sürecek dijital dönüşümü gördük.
Pandemi nedeniyle bilişim teknolojileri artık hem yönetimler hem de son kullanıcılar nezdinde daha fazla önem kazandı. Önümüzdeki dönemde BT ekipleri kurumların içinde daha önem verilen bir sese sahip olacaklar. Çalışanlar, şirketlerin BT kararları üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olacak. BT ekipleri eskiden karar alma süreçlerinde baskındı, ancak artık teknoloji konusunda alınacak kararlara dahil olacak paydaşların sayısı artıyor.
Son dönemlerde birçok kuruluş uzun vadede sürdürülebilir olmayan hızlı kararlar almak zorunda kaldı. Yakın dönemde daha uzun soluklu projeler ve köklü dönüşümler gerçekleşecek. Güvenlik, uzaktan çalışmanın daha da yaygınlaşması ile birlikte hayatımızda yerini daha da sağlamlaştıracak. Uç nokta güvenliği, IoT güvenliği, bulut güvenliği gibi konular hayatımızda daha fazla yer alacaklar. Bulut teknolojileri, makine öğrenmesi, gelişmiş analitik, dijital transformasyon, operasyonel teknoloji (OT), nesnelerin interneti (IoT) ve makineden makineye iletişim (M2M) trendleri hız kazanacak. Kurumlar, işletim ortamlarındaki güvenlik açıklarını kapatmak için daha fazla çaba gösterecekler. Bunlarla birlikte; şirketler, beklentilere ayak uydurmak için, verileri açığa çıkarmanın ve iç görüler elde etmenin daha hızlı yollarını arıyor. Verilerinin kilidini açma, analiz etme ve bunlara göre hareket etme yeteneği büyümenin temelini oluşturacak. Bu amaçla bir araya gelen teknolojilerin, birlikte yaratacağı katlanarak artan değer ve etkileri göreceğimiz bir dönem bizi bekliyor.
Kamunun bu yöndeki stratejileri nasıl olmalı? Artı ve eksileriyle durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İster bireysel ister kurumsal herkesin teknolojiye artan seviyede ihtiyaç duyduğu ve tükettiği bir dönemde, kamu da bu dönüşümden nasibini alıyor. Bize göre kamuda dijitalleşme vatandaşlarımıza, ülkemize yapacağımız en önemli hizmetlerden biri. Bilişim teknolojileri ise kamusal düzeydeki sorunların pratik ve hızlı bir şekilde çözülebilmesi için elimizdeki en önemli güç.
Bununla birlikte pandemi döneminde sayısı daha da artan e-devlet uygulamalarının da gösterdiği gibi “Dijital Türkiye” yolculuğu tüm hızıyla devam ediyor. Kurumlar arası entegrasyonun önemi her geçen artıyor. Gelişen teknolojiler, toplumsal talepler ve kamu sektöründeki reform eğilimleri doğrultusunda, farklı kurumlar altında ayrı ayrı sürdürülen dijital dönüşüm (e-Devlet), siber güvenlik, milli teknolojiler, büyük veri ve yapay zekâ ile ilgili çalışmaların tek çatı altında toplanması amacıyla kurulan Dijital Dönüşüm Ofisi kamunun BT stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması için çok değerli. Son dönemlerde dijital eğitim ve dijital sağlık alanlarında da büyük atılımlar gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
Günümüzde daha fazla bilgiye dayalı karar alma ihtiyacı ile kamuda bilgi teknolojileri stratejilerinin önemi artıyor. Bu noktada verimliliği daha da artırmak ve stratejilere hızlı uyum sağlayabilmek adına kamu bulutu kavramına önem verilmeli.
Bu kapsamda Redington’nun kamuya yaklaşımları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bir distribütör firma olarak ekosisteme doğru şekilde hizmet etmek ve iş ortaklarımızın hedefledikleri sektörlere doğru bir şekilde girebilmelerini sağlayabilmek en önemli amacımız. Bizim temsil ettiğimiz ürünler noktasında sektörden bağımsız bir yaklaşımımız var. Ancak sektörden bağımsız bir portföy ve ürün grubuna sahip olsak da belli sektörler bizim için daha fazla öne çıkıyor. Kamu bizim içim kurumsal BT pazarında finans, telekom ve üretim ile öne çıkan sektörlerden. Bu sektörlerin hepsinin kendine özel şartları, istekleri ve sorunları var. Biz de Redington olarak bu sektörlere dönük çözümler ürettik. Mesela bu sektörlerin arkasından sağlık geliyor, ona ilişkin de çalışmalarımız sürüyor.
Bu yaklaşımlarınız çerçevesinde sunduğunuz çözüm ve hizmetlerinizin kamu kuru ve kuruluşlarına faydaları nelerdir? Redington’un pek çok uluslararası marka ile iş ortaklığı bulunuyor. Bu iş ortaklığı yapınız size çözüm ve hizmet sunumunda ne tür avantajlar sağlıyor?
Türkiye’de büyük bir gelişim göstereceğine inandığımız, yapay zeka, büyük veri, IoT (Nesnelerin İnterneti), artırılmış gerçeklik, 5G teknolojilerine odaklanmış durumdayız. Bu yıl, özellikle robotik süreç otomasyonunu da kapsayacak şekilde endüstri 4.0 projelerinin, bulut çözümlerinin, veri analitiği ve Kubernetes uygulamalarının çok daha fazla öne çıkmasını bekliyoruz. Temsil ettiğimiz markalar ve ekosistemimizle birlikte bütün bu alanlarda büyümeye devam ediyoruz.
Sadece bilişim alanına odaklanmış köklü bir şirket olarak hem Türkiye hem de dünyadaki tecrübelerimizi ülkemizdeki iş ortaklarımızın ve kamunun artan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet verdik. Uluslararası büyük bir şirketin parçası olmak bu noktada çok önemli avantajları beraberinde getiriyor. Özellikle bilgi birikimi açısından bize çok şey katıyor ve Türkiye’deki müşterilerimize bu katma değeri yansıtmamıza olanak sağlıyor.
Redington Türkiye olarak dünyanın önde gelen tedarikçilerinin ürün ve çözümlerini müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Altyapı, bulut teknolojileri, güvenlik ve diğer alanlarda çözüm sunan Splunk, Trend Micro, Hitachi, Red Hat, Versa Networks, Ivanti, PTC, Veritas, Corelight, Microstrategy, Kissflow, Diamanti, Okta ve Supermicro olmak üzere toplamda 14 markanın distribütörlük faaliyetlerini yürütüyoruz.
Uluslararası tecrübemiz ve geniş partner ağımız, distribütörlüğünü üstlendiğimiz şirketlerin uzmanlığını ispatlamış ürün yelpazesi ile bir arada büyük fırsatlarda daha da rekabetçi bir şekilde var olmamızı sağlıyor. Sağladığımız katma değerli hizmetlerle iş ortaklarımız aracılığı ile kamu kuruluşlarının en son ve en fazla ihtiyaç duydukları teknolojilere yatırım yapmalarını sağlıyoruz. Bu noktada distribütörlüğünü üstlendiğimiz firmaların çözümlerinden örnekler vermek isterim.
Splunk, veri ve eylem arasındaki engelleri ortadan kaldırarak, veri çağında herkesin başarılı olması için tasarlanan dünyanın ilk “Veriden Her Şeye” platformunu sunuyor. Splunk, BT operasyonlarının yönetimi/ izlenmesi ve yüksek güvenlik ihtiyaçlarına çözüm getiren web tabanlı bir yazılım platformu. Kurumların BT’ye yönelik güvenlik risklerini ortadan kaldıran, kullanımı kolay, bakım gerektirmeyen Splunk, dünyada kurumsal büyük veri projelerindeki başarılı kullanımı ile de dikkat çekiyor.
Kamu da artık açık kaynak teknolojileri tercih ediliyor. Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız Red Hat yazılımlarının tamamı açık kaynak olan ve portföyüne yeni yazılımlar eklediğinde bunları da açık kaynak haline getirip herkesin erişimine ve kuruluşların kurumsal kullanımına sunan bir firma. Bu yöntemle firmaları lisans bağlılığından da kurtarıyor. Günümüzün yenilikçi teknolojilerine baktığımızda hepsinin altyapısında açık kaynak olduğunu görüyoruz.
Redington Türkiye Genel Müdürü Cem Borhan