Kurumsal çevikliğin anahtarı teknoloji
Kurumsal devamlılığın anafikri halini alan çevikliğe sahip olmak, ancak bunu destekleyecek teknoloji altyapısına sahip olmakla geliyor.
Pandemi sürecinin getirdiği değişimi iş hayatını da dönüştürdü. Örneğin; toplantılar dijital ortama taşındı. “Salgının en önemli etkilerinden biri dijital dönüşüm süreçlerinin ivme kazanması oldu” vurgusunu yapan Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru’ya göre, iş ve özel hayatlarımızda online’a geçtik. Bu düzende rekabetçi kalabilmek için dijitalleşmeye ve teknoloji altyapılarına yatırım yapılması da elzem hale geldi. Teknoloji ve uygulamalar sayesinde süreçler, iş yapış modelleri değişiyor. Bu tabloda, “Şirketlerin esnek çalışma modelleriyle teknoloji altyapılarını güçlendirmeleri gerektiği ortaya çıktı. Tüm bunlar da esnekliği ve kurumsal çevikliği ön plana çıkardı” diyen Didem Duru, sistemlerin uzaktan çalışmaya uygun halde olması bir gereklilik haline geldiğine işaret etti. “Bu da çalışanlarınıza laptop verdiğiniz zaman değil, süreçlerinizi, modellerinizi buna uygun hale getirdiğiniz zaman oluyor” hatırlatmasını yapmadan geçmeyen Didem Duru’ya göre, salgın ortadan kalksa dahi kültür etkinlikleri, eğitim, alışveriş, çalışma platformları hem online hem fizikseli kapsayacak şekilde daha hibrit hale gelecek. Mesleklerde de değişimler olacak. 3G1K buluşmasında BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtlayan Didem Duru’nun mesajı net: Şirketlerin dijital dönüşümü bu dönemde doğru şekilde yapmaları, hayatta ve rekabetçi kalabilmeleri adına önemli olacak. Detaylar, 3G1K sohbetinde:
Teknoloji dünyası ihtiyaçlara cevap verebildi mi?
Ben verebildiğini düşünüyorum. Bankalarda, telekom şirketlerinde kesinti olmadı. Yıllardır yapılan işin farklı bir şekilde kesintisiz olarak yapılması söz konusu oldu. Bu süreçleri devam ettiremeyen şirketlerin teknolojik altyapısı yeterli değildi ya da süreçlerini uyduramadılar. Teknolojiden eskiden beri bir maliyet merkezi olarak görülür. Şimdi ise çalışmaması kabul edilebilir bir şey değil.
Cisco, bu noktada kendini nasıl yeniden tanımladı?
Cisco’nun ortaya çıkışı network’lerin çalışması üzerineydi ve bu dönemde en önemli şey network’lerin çalışması oldu. Çeşitli görüntüleme sistemleri ile toplantılarımıza, etkinliklerimize devam ettik. Güvenlik tarafı da önemliydi. Cisco, var olan teknolojileri ile bu döneme cevap verdi; ama daha yapacakları var. 2020, toplumları ve iş dünyasını dramatik olarak değiştiren bir yıl ve insanlar yeni düzene uyum sağlamaya çalışırken kurumlar, yapılar, organizasyonlar da ihtiyaçların karşılanması noktasında daha efektif, verimli güvenli yollar bulmaya çalışacaklar. En önemli kavramlardan biri esneklik oldu. Haziran ayında Cisco Live’ı dijital olarak yaptık. Esneklik ve dayanıklılık portföyü üzerinde duruldu. Güvenli bir uzaktan çalışma ortamının oluşturulması ve işyerlerinde güvenli bir çalışma yerinin oluşturulmasına cevap verecek şekilde gerçekleştirildi. Türkiye’de de şirketler yatırımlarını bu yönde yapıyorlar. Cisco’nun son dönemde yaptığı bir araştırmaya göre, CEO’ların yüzde 84’ü süreçte karşılaştığı zorlukların dijital dönüşüm için önemli fırsatlar yarattığına inanıyor. Yüzde 95’i başarılı bir dönüşüm için veri güvenliği, ekiplerin güçlendirilmesi ve altyapı yatırımlarının ön koşul olduğu görüşünde. Güçlü bir altyapıyla desteklenmiş esneklik şirketler için olmazsa olmaza dönüşmüş durumda. Ataklar ve tehditler çok. Kişisel ve kurumsal verilerimizi korumak için çok faktörlü kimlik doğrulama, DNS gibi işlemlerin daha da ön plana çıkacağı gözüküyor. İş sürekliliği esneklik, ölçeklenebilirlik çok önemli bir hale gelecek. Bulut ile on-frame’in birlikte çalışacağı daha hibrit sistemlerin kullanılacağı görülüyor. Tahminlemelerin yapılması önemli hale geliyor ve bu da yapay zekayı ön plana çıkartacak. Değişen müşteri taleplerini belirlemek, bu taleplere cevap vermek adına yapay zeka devreye girecek. Yüksek hacimli verileri kısa sürede transfer etme noktasında IoT, eğitim, iş, kültür ve sanatın online’a taşınması ile birlikte 5G ön plana çıkacak. 5G yatırımlarının yapılması önemli. Wi-Fi 6 da kendinden önceki nesle göre 400 kat daha fazla kapasite, daha kısa gecikme süreci sunuyor. Kablosuz deneyimlerde binlerce nesneyi birbirine bağlarken, Wi-Fi ile daha hızlı ve çok daha fazla erişim sağlanabilecek. Robotlar, drone’ların kullanımlarının arttığını şimdiden gözlemledik. Eğitim tarafı belki hibrit olarak devam edecek. Sağlık hizmetleri gibi birçok yerde değişiklikleri gözlemleyeceğiz.
Pandemi ile birlikte KOBİ’ler de dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu anladılar. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Teknoloji, KOBİ’lerin hayatta kalabilmeleri için kritik ve KOBİ’lerin buraya ayırdıkları kaynakları artırmaları önemli. KOBİ’ler, globalden başlayarak bizim için önemli bir pazar. Maliyet ayımız Ağustos’ta başlıyor ve tam bir sene önce yeni bir yapılanmaya gittik. KOBİ tarafına Cisco içerisinde sadece KOBİ’ye odaklanan bir grupla bakıyoruz. Arkadaşlarımız bu noktaya iş ortaklarımız ve distribütörlerimizle odaklanıyorlar ve onlara özel çözümler ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Üretim verimliliğini artıracak, kısıtlı bilgi teknolojileri kaynaklarını da düşünerek kolay kullanıma uygun bir portföyümüz var. Özelliği ise kolay yönetilebilir, uzaktan erişilebilir, stabil ve güvenli bir platform olması. Türkiye’de bir inovasyon merkezimiz var. Bu merkezimizde KOBİ’lerle birlikte bir takım çözümler ortaya çıkarmada öncelik verdiğimiz konular var.
Cisco’nun öncelikli konuları neler?
Güvenliğe çok önem veriyor ve yatırım yapıyor. Bunu da Webex gibi sistemlerle birleştiriyor, Webex’e yapay zekayı ve makine öğrenimini katıyor, yüz tanımayı, toplantı sırasında konuşulanların toplantı sonrasında otomatik dökümü, toplantı notlarının eklenmesi gibi yeni özellikleri getiriyor. Cisco, burada müşterilerin ihtiyaçlarına ve taleplere göre eklemeler yapıyor. Güvenlik ihtiyaçları, Webex ortamının daha yüksek fonksiyonda harekete geçirilmesini yaparken, bunun açık arayüzlerle başka kurumsal sistemlerle entegrasyonunu da sağlıyor. Meraki tarafında ise özel bulutta sistem yönetimi, esneklik, kullanım kolaylığı çok yüksek. KOBİ’ler ve diğer şirketler bundan çok güzel bir şekilde yararlanabilecekler. Kurulumu, kullanımı çok kolay ve Meraki kullanımı Türkiye’de artmaya başladı. Bu kadar kolay yönetilen bir sisteme sahip olunduğunda, teknoloji ekibinde değişiklik yapmadan tüm sistemin altyapı gereksinimleri Meraki’den sağlanabiliyor. Yazılım tabanlı geniş altyapıların yönetilmesi ön plana çıkıyor. Sektörde de dikey bir takım yenilikler üzerinde çalışılıyor. IoT, bu noktada önemli ve bunu daha çok İnovasyon Merkezi’miz ve lokaldeki iş ortaklarımız, start-up’larla birlikte gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Cisco lokaldeki yatırımları destekliyor ve lokal ekiplerin ihtiyaçları ve bilgi birikimleri ile birlikte çözüm ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
Kamu tarafından pandemi öncesi ve sonrası şeklinde bahsedebilir miyiz? “1 milyon yazılımcı istihdamı” projesi odaklı düşüncelerinizi de öğrenmek isteriz.
Ankara bizim için çok önemli. Çok kıymetli bir ekibimiz var Ankara’da. Bizim çözüm portföyümüz doğrultusunda oradaki iş ortaklarımızla birlikte bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı, kamu kuruluşlarına ihtiyaç duydukları çözümleri sağlıyoruz, sağlamaya da devam edeceğiz. Çünkü Cisco kabul görmüş bir ürün setine sahip. Bunu çoğaltmak isteriz. Hükümetimiz yerelleşmeye önem veriyor. Lokal firmaların desteklenmesi, ihracat da öncelikler arasında. Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Müdürlüğü, MEB ile yaptığımız Network Academy Projesi var. Network Academy, 25 senedir Türkiye’de. Üniversitelerin, belirli kurumlara ağ, güvenlik IoT gibi alanlarda öğretici eğitimleri veriyoruz. Oradaki öğretmenler de öğrencilerine veriyorlar. Tüm bu eğitimleri tamamladıktan sonra sertifikasyon alma şansları da oluyor. Öğrenci derslerini alırken Cisco’nun da derslerini alıp dünya çapında kabul gören sertifikasyonlarla mezun olabiliyor. Ocak ayında MEB Bakanı’mız ile lansmanını yaptığımız projeyi öğrencilere de açtık. 40-50 bin öğretmen eğitim aldı. Öğretmenlere bu donanımı aktardığımızda, öğrencilerin de daha kuvvetli olmaları adına bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu dönemde hiç ara vermeden tüm eğitimler devam etti. YÖK ile bir projeye, programımızı Anadolu’daki üniversitelerimizi önceliklendirerek başladık. Amaç; Anadolu’daki üniversitedeki öğrencilerin daha donanımlı mezun olmalarını sağlamak. Bunları Cisco olarak Türkiye’ye yaptığımız yatırımlar olarak görüyorum ve önümüzdeki dönemde lansmanı yapılacak farklı programlar da var. Yerli ve milli inisiyatifi için yerli firmalarla birlikte kamuda da kullanılabilecek belirli gelişmeler üzerinde çalışıyoruz. “1 Milyon Yazılımcı İstihdamı” projesinde Cisco DevNet platformunda daha fazla gençleri şirketlere açarak katkıda bulunmak istiyoruz. Cisco’nun olanakları ile birlikte kaynaklarımızı açarak orada da destek olmaya çalışıyoruz.