Kurumsal dönüşüm yatırımlarına talep artıyor
Son birkaç yıl içerisinde her ölçekten şirket rekabet, sürdürülebilirlik, karlılık ve büyüme hedefleri doğrultusunda kurumsal dönüşüm yatırımlarını artırmaya başladı. Bunun en büyük nedeni ise bu dönüşümü başaran şirketlerin pazar paylarını artırmaları ve verimliliği en üst düzeye çıkarabilmeleri.
Küçükten büyüğe tüm şirketlerdeki yöneticiler kurumsal dönüşümün bir lüks değil bir gereklilik olduğunu düşünüyorlar. Bu farkındalığın artması da ilgiyi artırıyor. Eskiden böyle bir dönüşümün iş yapış şekillerini kökten etkileyeceğini ve işlerin olumsuz yönde etkileneceğini düşünen yöneticiler bunun tam tersi olduğunu gördüler.
Kurumsal dönüşüm kültürü gerekli
Kurumsal dönüşümün başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için kurumlarda ve şirketlerde tüm çalışanların bu dönüşümü benimsemesi ve bunu bir kültür olarak algılaması gerekiyor. Kurumsal dönüşümün gerçekleştirildiği şirketlerde, kullanılmaya başlanan uygulamalarla birlikte yeni rotaların çizilmesi ve bunun bir kültür haline getirilmesi gerekir. Bu sayede en alt seviyeden en üst seviyeye kadar tüm çalışanlar bu dönüşümü benimseyerek şirketin hedeflerine ulaşması sağlanır. İşin özü tüm çalışanların aynı çizgide yürümesi en önemli noktalardan birisidir.
İş ihtiyaçları önemli
Hızlı bir rekabetin yaşandığı günümüzde, kurumsal dönüşüm öncesinde iş ihtiyaçlarının ve hedeflerin dikkatli bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Bu ihtiyaçlar ve hedefler doğru bir şekilde belirlenmediği takdirde dönüşümün başarılı olma ihtimali büyük ölçüde azalıyor. Dönüşüm projelerinde kağıttan elektroniğe geçiş aşamasında tereddüt yaşayan şirketler, bu dönüşümün sağladığı hız ve avantajları görünce bunun önemini kavrıyor. Çalışanların da benimsemesiyle birlikte verimlilik ve üretkenlik en üst düzeye çıkıyor. Şirket içi onay mekanizmalarının hantal yapılardan kurtulması, hızlı karar alma ve hızlı uygulama imkanı sağlayarak şirketlerin çok daha çevik bir hale gelmelerini sağlıyor. Kurumsal algının değişmesiyle birlikte kurumun da çehresi değişiyor ve rekabet ortamında kurumun hızlı adımlar atmasına yol açıyor.
Kurumsal Kaynak Planlama yazılımları dönüşümün vazgeçilmez parçası
Günümüz iş dünyasında rekabet artık kaçınılmaz ve bu süreçte her an tetikte olmak şart. Rekabet sürecinde başarının anahtarı her geçen gün maliyetleri düşürmek, yeni ürün ve hizmetler geliştirmek ve müşterileri beklentilerini sıkı takip etmekten geçiyor. Kısacası bir şirket yöneticisi iseniz başarı için her an dinamik bir yapıya ve ekibe sahip olmalısınız. Tabii bu yapının başarılı olabilmesinin temelinde de bilişim teknolojileri yatıyor.
Şirketlerin teknolojiye giriş noktasını kurumsal kaynak planlama (ERP) yazılımları oluşturuyor. ERP sistemleri her geçen gün yeni modüller ile genişlerken, bu sürecin bir kültür değişimi olduğunu da unutmamak gerekiyor. 2000’li yıllara doğru başlayan ERP sistemlerine geçiş süreci artık büyük kurumların bu yatırımlarını tamamlamaları ve güncelleme süreçleri ile devam ediyor. Özellikle KOBİ olarak adlandırdığımız işletmeler ise bu yatırımlarda biraz geç kalmış olsalar da yeni nesil yöneticiler ile bunun farkına varmış durumdalar. Diğer yandan devlet tarafından, vergi süreçlerini düzenlemek amacıyla getirilen e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv gibi uygulamaların da bu yatırımların bir devamı olduğunu ve sonuçta şirketlere verimlilik sağlayacak teknoloji yatırımları olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Kurumsal dönüşüm yolunda en önemli araç ERP yazılımları. Öncelikle ERP’ler şirketlerin farklı iş modellerini tanımalarını sağlıyor ve rekabet için değişim ve global uyumun kapılarını açıyor. Müşteriyle olan ilişkileri güçlendiriyor. Esneklik ve hız kazandırıyor. Verimliliği ve motivasyonu arttırıyor. ERP yatırımı neticesinde hızlanmış bir işletme, anlık ve doğru veriye ulaşma, simüle edebilme, maksimum kapasite kullanımı, kurumsal hafıza, kişiye bağımlılıktan kurtulma, güvenlik ve kolay raporlama, tam kontrol, tüm süreçlerin entegrasyonu ve yalın iş akışları ortaya çıkıyor.