Kurumsal gayrimenkulün gündeminde dijitalleşme var
Önemli bir dönüşümden geçen gayrimenkul sektörü, artık daha sürdürülebilir, insan merkezli ve çevik bir sektör haline geliyor. Bu nedenle kurumsal stratejiler de yeniden belirleniyor, iş süreçleri ve operasyonlar bu stratejilere göre yeniden tasarlanıyor. KPMG’nin “Kurumsal Gayrimenkulün Artan Stratejik Önemi” başlıklı raporu gayrimenkul sektöründe bu değişimi tetikleyen başlıca faktörlerin neler olduğunu inceliyor. Rapor ayrıca, önde gelen kuruluşların bu yeni gerçekliğe nasıl yanıt verdiklerine dair bilgiler de sunuyor. Kurumsal gayrimenkul sektöründeki yöneticilerle yapılan yüz yüze görüşmelerden elde edilen içgörüler ve görüşler, bu stratejik dönüşümün tablosunu ortaya koyuyor. Buna göre sektörde oyunun kurallarını değiştiren üç ana faktör var:
• Şirketler, pandeminin bir sonucu olarak dijitalleşmenin hızlı temposuna yanıt veriyor.
• Net sıfır karbondioksit emisyonu hedeflerine ulaşmak için karbon ayak izlerini azaltmak ve daha sürdürülebilir olmak için çalışıyorlar.
• Yeni iş gücü eğilimlerini yakından takip ederek yeni çalışma yöntemleri uyguluyorlar ve gelecekteki işlere şimdiden yanıt veriyorlar.
Şirketler yıllardır dijitalleşmek için çabalıyor. Pandemi bu yöndeki çalışmaları daha da acil hale getirdi. Görüşme yapılan tüm yöneticiler raporda, yeni dijital ürünler geliştirdiklerini ya da mevcut süreçlerini dijitalleştirdiklerini söylüyor. Bazı kuruluşların dijital dönüşüm yolculuğunun ortasında olduğunu gösteren rapor, bir kısım kuruluşun ise dijital ve yeni teknolojilerden yararlanma konusunda zaten oldukça ileri düzeyde olduklarını ortaya koyuyor.
Yepyeni çalışma düzeni
Sürdürülebilirlik, dünya çapındaki şirketler için en önemli öncelik haline geldi. Raporda görüşülen kurumsal gayrimenkul yöneticilerinin yüzde 93’ü çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerinin, sürdürülebilirliğin ve net sıfır emisyon yarışının artık kuruluşları için kritik gündem maddeleri olduğunu söylüyor. Yöneticiler bu alandaki ilerlemeyi büyümelerini sağlayacak bir yol olarak görüyor. Bu nedenle çevre üzerinde daha az etkiyle daha temiz ve daha sürdürülebilir hale gelerek şirketlerinin değer zincirlerindeki karbon ayak izini azaltmak istiyorlar. Katılımcıların birçoğu, gayrimenkullerini ve araba filolarını karbondan arındırmalarının önemli öncelikleri arasında olduğunu aktarıyor.
İnsanların “çalışma” şekli de günümüzde dönüşüyor. Robotik ve yapay zekâ (AI) gibi gelişmiş otomasyon teknolojileri işleri, işin doğasını ve yetenek gereksinimlerini değiştiriyor. Pandeminin tetiklediği hızlandırılmış dijitalleşme süreci, insanların her yerden çalışmasına olanak vererek daha fazla çalışma esnekliğine yol açtı. Bu değişimin kurumsal stratejinin neredeyse her yönü üzerinde geniş etkileri oluyor. KPMG’nin raporunda yöneticiler, geleceğin çalışma düzeninin şirketlerinin yetenek ihtiyaçlarını ve stratejilerini yeniden tanımladığını ve şekillendirdiğini söylüyor ve buna göre yeni kurumsal stratejilerini uyarlıyorlar. Görüşülen kişilerin çoğu markanın, sürdürülebilirliğin ve çekici bir iş yerinin yetenek stratejileri üzerindeki etkisinden bahsederek yeni iş modellerinin yatırım kararlarını etkilediğini belirtiyor.
KPMG’nin “Kurumsal Gayrimenkulün Artan Stratejik Önemi” raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.