Kurumsal güvenlik algısı değişmeli!
Pandemi ile gelen hibrit çalışma, salgından bağımsız şekilde işverenlerin ve çalışanların ihtiyaçları doğrultusunda hayatımızda olmaya devam ediyor. Ancak özellikle 2021 ve 2022 yıllarında uzaktan çalışma ile ortaya çıkan güvenlik ihlallerine hazırlıksız yakalanan iş dünyası bu kez siber saldırılara karşı çok daha bilinçli. İşletmelerin özellikle üçüncü parti firmalarla yapılan işler özelinde yoğunlaşan risklere karşı siber güvenlik kasları da daha güçlü. Bu noktada pandemiye kıyasla sektöre umut veren noktalar; işletmelerin fidye yazılımı gibi siber suçları varoluşsal bir tehdit olarak kabul etmesi ve siber güvenlik ve veri koruma konusunda proaktif adımlar atması oldu.
Sektörde siber güvenlik özelinde artan farkındalık tüm ekosistem için önemli. Ancak hala birçok kurum iş ağını güvenlik ağ geçitleri gibi geleneksel çözümlere emanet ediyor. Bu yaklaşım da modern ağların karşı karşıya olduğu geniş kapsamlı tehditleri savuşturma konusunda etkisiz kalıyor. Hibrit çalışma nedeniyle ofis dışında olan çalışanların sayısı arttıkça, daha fazla iş cihazının özellikle web uygulamalarına erişimi açık oluyor. Bu cihazlar kişisel bankacılık veya sosyal medya için kullanıldığında ise başarılı kimlik avı saldırılarında siber suçlular için şirket ağına sızma adına daha fazla giriş noktası anlamına geliyor. Her kullanıcının tüm cihazlarında şirket güvenlik ilkelerini takip etmesini sağlamaya çalışmak ise mümkün olamıyor.
2022 yılı içinde tüm çalışan cihazlarında güvenlik ayarlarını izleyip kontrol edebilen bulut tabanlı uç nokta güvenliği isteyen işletme sayısında ciddi bir artış yaşandı. 2023’te ise uç nokta güvenliği sektörün tamamı için önemli bir trend haline gelecek. Aslında, 2025 yılına kadar işletmelerin %80’i web, bulut hizmeti ve özel uygulama erişimlerini tek bir tedarikçiden almayı planlarken, %60’ı sıfır güven güvenlik yaklaşımını benimseyecek.
Bu birleştirilmiş çözümler, bir şirketin genel merkezinde veya şubesindeki güvenlik kontrollerini (örn. içerik filtreleme) alıyor ve bunları uzaktaki çalışanlara uyguluyor (ideal olarak tüm işletim sistemlerinde), böylece web, özel erişim ve SaaS uygulamaları dahil tüm uç noktalar için tutarlı koruma sağlıyor. Tek merkezden yönetilmeleri ve daha fazla entegrasyon seçeneği ile bu çözümler, yönetim kolaylığı ve verimlilik söz konusu olduğunda da önemli avantajlar ile geliyor.
Yüksek hızlar ve düşük gecikme süreleri vaat eden WiFi 6, bariz rekabet avantajları sunuyor. Oteller , okullar , fabrikalar ve sağlık tesisleri , daha önce pek de mümkün olmayan kritik uygulamaları ve hizmetleri sunmak için WiFi 6 destekli ağlara şimdiden yatırım yapıyor. Bu teknoloji resmi olarak 2018’de tanıtılmış olsa da, 2022’ye kadar ancak WiFi 6’nın potansiyelinin gerçekleştirilmesine izin verecek kritik bir uyumlu ekipman kitlesine ulaşılabilindi. Yalnızca ilk çeyrekte, WiFi 6 erişim noktaları, access point pazar segmentinde gelirin %70’ini ve sevkiyatların %59’unu oluşturdu. Bu trend 2023’te doğal olarak hızlanacak ve şu iki faktör sayesinde ekstra ivme kazanacak.
Wi Fi 6’ya geçişi hızlandıracak faktörlerin ilki fiziksel olarak ofislere dönülmesi. Pandemi ile uzaktan çalışmaya başlayan işletmeler boş kalan ofislerde WiFi 6’ya ve WiFi 6E’ye geçiş konusunda acele etmemişti. Ama ofislere tam olarak dönüşle birlikte işletmelerin bu konuda bir bahaneleri kalmadı.
Bununla birlikte ev ağları, 2023’te WiFi 6’nın benimsenmesinde ikinci büyüme faktörü olacak. Nihayet mevcut olan bir dizi tüketici ve üretici WiFi 6 ve 6E ürünüyle, ev ofis çalışanlar ve diğer kullanıcılar kurumsal düzeyde bu kablosuz teknolojiden yararlanabilecek. Bu, kesintisiz uzaktan çalışma ve ev eğlencesi deneyimleri için azaltılmış gecikme ile artan verimlilik ve kapasite anlamına gelecek.
WiFi 6’ya geçiş sürecinde ortaya çıkacak bir diğer trend de veri güvenliği ve gizliliği olacak. Küçük işletmeler özellikle daha iyi koruma ararken, tüketiciler çevrimiçi dünyada izlendikleri konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. Connect & Protect gibi çözümlerin ortaya çıkması ile 2023’te bu trendin hızlanacağı kesin gibi.
Bu gibi teknolojiler, bir ağa bağlı her şeyin ve herkesin kullanıcı dostu bir pakette korunmasını sağlıyor. Pansiyonlar veya küçük kafeler gibi işletmelerde, önceden tanımlanmış tüm güvenlik ayarlarıyla, cihazların yapılandırması ve çalıştırılması, bulut aracılığıyla tek bir platformda uzaktan ve kolayca yönetilebiliyor.
Bu Access point güvenlik çözümleri, güvenlik ihlallerini ve kişisel veya ticari veri sızıntılarını önlemek için kötü amaçlı web sitelerini ve diğer güvenli olmayan web içeriğini filtreleyebiliyor. Connect & Protect, çevrimiçi etkinliğin anlaşılmasını kolay hale getirirken, WiFi kullanıcılarının genel access point ve misafir ağları aracılığıyla web’e erişirken gizliliğini korumak için anonimleştirilmiş veriler sunuyor.