Kurumsal öncelik; dijital dönüşüme yatırım
KPMG’nin şirketlerin teknolojiye yönelik önceliklerini ve planlarını incelediği “2023 Küresel Teknoloji Raporu”nda yer alan ankete göre yeni teknolojilerin süreçlere dâhil edilmesinde büyük bir sıçrama görüldü. 2022’deki ankete katılanların yalnızca yüzde 10’u yeni teknolojiler için yöneticilerin desteğine sahipken bu yılki ankette bu oran yüzde 38’e çıktı. Katılımcıların büyük çoğunluğu, teknoloji yatırımının kâr veya performansta yüzde 10’un üzerinde artış sağladığını düşünüyor; bu oranın geçen yılın yüzde 2,5 olan genel iyileşme oranından çok yüksek olması da dikkat çekti.
KPMG’nin raporu, şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğuna devam etmek istediğini gösteriyor. KPMG, şirketlerin teknolojiye yönelik önceliklerini ve planlarını incelediği araştırmasında, dijital dönüşüm yolculuğunun bir sonraki aşamasına nasıl baktıklarını öğrenmek için 2.100 yöneticiyle anket yaptı. Ankete; enerji, eğitim, finansal hizmetler, kamu, sağlık, endüstriyel üretim, yaşam bilimleri, teknoloji, perakende ve ambalajlı tüketici ürünleri dâhil olmak üzere dokuz sektörden yıllık gelirleri 100 milyon doların üzerinde olan şirketlerin yetkilileri katıldı.
2022’deki araştırmanın sonuçlarına benzer şekilde, bu yılki ankete katılanların çoğunluğu, kârlılıklarını veya performanslarını iyileştirmek için dijital dönüşümü başarıyla kullandıklarını söylüyor. Hatta bu yıl, performans artışı bir önceki yıla göre daha da arttı. Genel olarak katılımcıların ortalama yüzde 63’ü son 24 aydaki dijital dönüşüm çabalarının bir sonucu olarak performansta bir artış olduğunu belirtiyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu, teknoloji yatırımının kâr veya performansta yüzde 10’un üzerinde artış sağladığını düşünüyor; bu oranın geçen yılın yüzde 2,5 olan genel iyileşme oranından çok yüksek olması dikkat çekti.
Dijital dönüşümün meyveleri ve yönetim desteği
Araştırmaya göre, dijital dönüşüm yatırımları beklentileri de aşacak şekilde somut kazanımlar sağlıyor: İşletmelerin yüzde 29’u veri ve analitik yatırımları sayesinde en az yüzde 11’lik bir kârlılık ya da performans artışı elde ettiklerini söylüyor. Yüzde 27’si genel bulut ve hizmet olarak sunulan araçlara yapılan yatırımlar için aynı şeyi söylerken yüzde 26’sı ise yapay zekâ ve otomasyona yapılan yatırımlardan kazanımlar elde ettiklerini belirtiyor. Katılımcıların paylaştığı faydalar arasında artan çalışan üretkenliği, iyileştirilmiş verimlilik ve maliyet kontrolü, gelişmiş müşteri katılımı, daha yüksek düzeyde çalışan memnuniyeti, yeni iş geliştirme desteği ve inovasyonun etkinleştirilmesi yer alıyor.
Yakın zamanda görülen bu başarılı dijital dönüşümün arka planında, birçok şirketin kendine duyduğu güven de önemli rol oynuyor. Katılımcıların yüzde 73’ü mevcut teknoloji araçlarını kullanarak büyüyebileceklerini söylüyor. Çarpıcı bir şekilde, katılımcıların yüzde 38’i artık yeni araç ve teknolojilerin kullanımı için üst düzey liderlerden destek aldıklarını belirtiyor. Bu rakam geçen yılki araştırmada sadece yüzde 10’du. Endüstriyel üretim sektöründe bu oran yüzde 50’ye ulaşırken, enerji, kamu (her ikisi de yüzde 44) ve sağlık (yüzde 43) sektörleri de bu oranın çok da gerisinde kalmıyor.
Siber güvenlik, artık ticari bir fırsat
Araştırmada siber güvenlik ve mahremiyet endişeleri, dijital dönüşümün ilerlemesini yavaşlatabilecek başlıca faktörler olarak sıralanıyor. Bulut altyapılarına geçişin devam ettiği bir ortamda, şirketlerin yüzde 40’ı XaaS (hizmet olarak her şey) projelerinde güvenliği artırmanın temel bir hedef haline geldiğini belirtiyor. Siber güvenlik sadece bir savunma şartı olarak görülmek yerine, önemli bir ticari fırsat olarak da kabul ediliyor. Siber güvenlik konusunda güçlü bir performans sergileyen şirketler rekabet avantajı elde ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 63’ü siber güvenlik ve mahremiyetin iyileştirilmesinin sadakat kazandıran bir müşteri deneyimi sunmalarına yardımcı olduğunu söylüyor. Ayrıca bu şirketler dijital dönüşümde daha hızlı ilerleyebiliyor, çünkü liderler değişse de şirketin savunma gücü olduğu yerde kalıyor. Bu nedenle, siber güvenlik yoluyla dayanıklılığı ve güveni artırmak artık teknoloji birimleri için en önemli inovasyon hedeflerinden birine dönüşmüş durumda. Siber güvenlik ekiplerinin yarısından fazlası (yüzde 51) güvenliği nasıl otomatikleştireceklerine, kolaylaştıracaklarına ve işlerinin merkezine nasıl yerleştireceklerine odaklanıyor.
Geçen yılki araştırmaya paralel olarak müşteri bağlılığını artırmak ve siber güvenlik, dijital yatırımlar için önemli odak alanları olmaya devam ediyor. Ancak ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerinin de birçok şirket için gündemin en üst sıralarına yükselmesi de dikkat çekiyor. Katılımcıların neredeyse yarısı (yüzde 48), önümüzdeki iki yıl içinde ESG önceliklerini ilerletmenin teknoloji birimleri için birincil inovasyon hedefi olacağını söylüyor. Katılımcıların neredeyse dörtte üçü (yüzde 72) ise mevcut teknoloji araçlarını kullanarak kısa vadeli ESG hedeflerinde ilerleme kaydedebileceklerinden emin.
Yapay zekâ ve makine öğrenimi gücünü koruyor
Şirketler, yapay zekâ ve makine öğrenimini kısa vadeli hedeflerine ulaşmak için en önemli teknolojiler olarak görüyor. Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 57), üretken yapay zekâ da dâhil olmak üzere yapay zekâ ve makine öğreniminin önümüzdeki üç yıl içinde iş hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmada önemli rol oynayacağına inanıyor. Bu oran, sıralamadaki bir sonraki teknoloji olan uç bilişimin (yüzde 42) oldukça önünde yer alıyor. Teknolojiye yapılan yatırımın güven ve kârlılığı en hızlı şekilde artırdığı şirklerde yapay zekâ ve makine öğrenimi daha da büyük öncelikler olarak görülüyor. Katılımcıların üçte ikiden fazlası (yüzde 68) bu teknolojilerin kısa vadeli iş hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmada hayati önem taşıyacağını söylüyor. KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri ve Şirket Ortağı Gökhan Mataracı şu değerlendirmeyi yaptı:
“Teknoloji liderleri, görev yaptıkları şirketlerde dijital dönüşümü sürdürmekte kararlı görünüyor. Ancak daha büyük bir etki için daha geniş bir iş birliği içerisinde bu dönüşümü sürdürmek gerekiyor. Destekleyici bir ortamda bile, teknolojiye sırf yatırım yapmış olmak için yatırım yapmak doğru değildir. Bu yatırımlar bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Yeni teknolojiler şirketlere zorlu rekabet ortamında oldukça yardımcı olduğundan dijital dönüşüm söz konusu olduğunda, tereddütlü bir yaklaşım maliyetli olabiliyor. Bu nedenle günümüzün zorlu rekabet ortamında, dijital dönüşüm net iş sonuçlarına bağlanmalı ve kâr-zarar getirileri dikkatle izlenmelidir. KPMG olarak biz de dijital dönüşümünün kaçırılmayacak iyi fırsatları beraberinde getirdiğine inanıyoruz. Veriyi en doğru şekilde biriktirmek ve işleyebilmek için iş süreçlerini teknoloji ile harmanlamak, başarılı bir dönüşüm için temel bileşendir. Bu nedenle müşterilerimizin veriyi etkin bir şekilde kullanarak teknoloji dönüşüm stratejilerini belirlemelerine ve çığır açıcı teknolojileri kullanarak gerçek dünyada faydalı sonuçlara ulaşmalarına yardımcı olurken raporlarımızla da onlara yolculuklarında rehberlik edecek önemli veriler sunmaya büyük önem veriyoruz.”
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın