Kurumsal paylaşım zinciri, halka halka büyüyecek
IBM, ‘internetten sonraki en büyük devrim’ olarak tanımladığı, oysa bugün buzdağının görünen yüzü kripto paradan ibaret sanılan Blockchain başlığında farklı yapılar ortaya koymaya, kurumsal farkındalığı da geliştirmeye odaklanıyor.IBM Türkiye Blockchain Lideri Simge Alpargun
Handan Aybars
Günümüzün en ezber bozan teknolojik gelişmelerden biri olan Blockchain, farklı taraflar arasında güvenli biçimde varlık veya bilgi değişiminin yapıldığı, bunun taraflarca kendilerine verilmiş haklar çerçevesinde gerçek zamanlı izlendiği bütün senaryolarda başrolde. Bu yönüyle Blockchain, günümüzde pek çok sektörü de dönüştürmenin eşiğinde. Çünkü çok fazla tarafın olduğu iş alanlarında ciddi anlamda maliyet ve zaman tasarrufu, üstüne bir de kişiselleştirilebilir yapısı ile tamamen şeffaf ve güvenilir bilgi akışı imkânı söz konusu.
IBM’in en çok yatırım yaptığı konulardan olan Blockchain, internetle eşdeğer bir gelişme olarak görülüyor. IBM Türkiye Blockchain Lideri Simge Alpargun, bu yapıyı uluslararası bir ticaret şirketinin çalışmaları ile örnekledi. Çok fazla tarafın olduğu böyle bir iş kolunda sözleşmeler yapmak, hüküm ve koşullarında mutabık kalmak, sürekli olarak taraflar arası mutabakat sağlamak oldukça uzun zaman alan ve çok fazla kişinin içinde olduğu bir süreç. Bu gerçek karşısında Blockchain teknolojisi ise tüm bu iş süreçlerini kolaylaştırılabilirken, güven ve şeffaflık, her türlü bilginin kayıt altına alınması kolayca sağlanabiliyor.
Bu potansiyel paralelinde IBM, Linux Foundation’da yer alan Hyperledger Project’in kurucu üyesi ve yönetiminde de aktif rol alıyor. “Bu şapkamız bizim için teknolojiyi üretme şapkası” diyen Simge Alpargun, şu detayları paylaştı:
Geliştirme sürecine Platform desteği
“Hyperledger Project çerçevesinde geliştirdiğimiz Blockchain teknolojisi olan Hyperledger Fabric, sürekli geliştirilen ve iyileştirilen modüllere sahip, özellikle şirketler arası kullanım için optimize edilmiş durumda ve açık kaynaklı. Yani, isteyen herkes hem Hyperledger Project’e üye olup bu topluluğa dahil olabilir ve teknoloji üretimine yakından katkıda bulunabilir hem de IBM Bulut ortamındaki Hyperledger Fabric kodlarını kullanarak, kendi projesini geliştirebilir.”
IBM, geliştirme ve yönetme işini kolaylaştırmak için geçtiğimiz aylarda IBM Blockchain Platformu’nu sundu. Simge Alpargun’a göre, IBM Bulut ortamında şirketler Blockchain ağlarını modelleyip hızlı şekilde kodlamalarını yapıp ortamlarını hazırlayabiliyorlar. Böylece Blockchain ağını hayata geçirme, kullanma ve yönetme adımları daha hızlı, kolay ve erişilebilir hale geliyor.
IBM, bir taraftan da şirketlerin ihtiyaçlarına yönelik Blockchain projeleri tasarlıyor ve hayata geçiriyor. “Bunlar daha kişiselleşmiş ihtiyaçlar ve burada sektörel yetkinlik ve danışmanlık hizmetlerimiz de yer alıyor” bilgisini veren Simge Alpargun, şöyle devam etti:
B2B başlığı, odak noktası
“Bu projelerimizden bazıları bizim için amiral gemisi konumunda ve lojistikle perakende sektörünün iki küresel şirketi ile yaptığımız çalışmalar, ileride bu sektörlerdeki birçok oyuncunun kullanımında olacak. Blockchain’in kripto parayı destekleyen kullanım alanları ile B2B ortamlardaki kullanım alanlarını birbirinden ayırmamız lazım. Biz özellikle ikincisi ile ilgiliyiz ve her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de Blockchain için uygun şartların olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de finans sektörü oyuncuları ve diğer tüm sektörlerdeki oyuncular iş modellerinde belli bir ağ yapısında faaliyet göstererek, bu ağ üzerinde tanıdıkları ve belli şartlarda anlaştıkları diğer kurumlarla aralarında kıymet ve bilgi paylaşımında bulunuyorlar. Bu paylaşımların kayıtlarını tutup birbiri ile uyumlu olmasını sağlamak için belli aralıklarla karşılaştırma yapıyor veya merkezi kurum ve kuruluşlara güveniyorlar. Blockchain de bütün bu aktiviteleri herhangi bir manuel süreçten, kişiden veya başka bir kurumdan daha efektif, verimli ve güvenilir biçimde yapabilen bir teknoloji. Türkiye de endüstrilerdeki ilerlemeler, sahip olduğu güçlü bankacılık ve finans sektörü ile Blockchain teknolojisinin başarıyla uygulanabileceği ülkeler arasında. Blockchain’in sektörlere sunduğu verimlilik, zaman ve maliyet tasarrufu, daha yüksek güvenlik Türkiye’deki şirketlerin gündemlerinde ön planda.”
Neler gelecek, neler gerekecek?
2017 yılını Blockchain konusunda farkındalık yaratma yılı olarak gördüklerini belirten Simge Alpargun, 2018’in ise gerçek projelerin hayata geçtiği ve yolların belirlendiği bir yıl olacağı kanısında. Farklı sektörlerden küresel bazda önde gelen şirketlerle önemli çalışmaları hayata geçirdikleri bilgisini veren Alpargun, Blockchain başlığında bazı önemli detayları paylaştı:
Şirketlerin paydaşları ile veri paylaşımı: “Aslında bu verilerin bir kısmını şirketler fatura kesmek, iş planı yapmak için bugün de paylaşıyorlar. Teknoloji de paylaşmak istemedikleri veriyi ‘paylaşmama’ imkanı sunuyor. Kurumsal bilgi süreçlerinde konfigürasyon yapabildiğimiz, hangi veriyi, kimin ve ne seviyede görebileceğini belirlediğimiz için bu yapı daha kolay kabul görüyor.”
Küreselde Blockchain’in yayılımı: “Herkesin kendi network’ünde kullandığı Blockchain çözümleri olabileceği gibi, halihazırda kurulmuş yapılara dışardaki paydaş şirketler de dahil olabilir. Yani sıfırdan bir Blockchain kurmaya gerek kalmaz ve kurulu bir network’e dahil olabilirsiniz. Zamanla Blockchain yapılarını birbirine bağlayan bir ‘Blockchain ağı’ gündeme gelecek. Mesela taşımacılık sektörünün süreçleri, sigorta sektörü ile, sigorta da bankalarla, tüm sektörler de kamu ile bağlantılı. Bu yönüyle gerçekten bir Blockchain ağı, tüm sektörleri birbirine bağlayacak.”
IBM’in konumu: “IBM bu altyapının işletmecisi olacağı gibi, bir yandan platform sunuyor. Bulutta sunduğumuz platformda şirketler kendi Blockchain ağlarını kısa sürede ve kolayca tanımlayıp kullanmaya başlıyorlar. Bunun işletilmesi gibi sorumlulukları da zaten biz sağlıyoruz. Bir yandan, örnek olarak küresel bir lojistik şirketi ile yaptığımız projeleri, benzer sektörlere ve o sektörlerin oyuncularına sağlayacağız. Bir de terzi usulü projeler var. Danışmanlığı daha da önemli kılan bu tarz projelerin geliştirmesine destek olurken, o ağ yapısını biz geliştirip yönetebiliyoruz.”
Türkiye stratejisi: “Türkiye’de bu konu, bence buluttan daha hızlı öğreniliyor. Çünkü konu gerçekten çok gündemde. Her sektörde her oyuncu bu yapıyı ve kendi üstlerine düşen görevleri anlamaya çalışıyor. IBM olarak Türkiye’de yeni veri merkezleri kurmak, eğer bu ağ yapıları büyürse, olabildiğince yerelden servis verebilecek hale gelmek planlarımız arasında.”
Şirket uygulamalarının akıbeti: “Blockchain mevcut sistemlerin, yani kurumsal ERP veya iş zekası platformlarının hiçbirinin yerini almayacak. Buna karşılık, bunların hepsinden Blockchain yapısına bilgi akacak. Blockchain bu yönüyle bir yan sistem. İş odaklı sistemleriniz işlerken, sadece kayıt tutmaya, mesajlaşmaya yarayan ve akıllı kontratlarla bazı adımları tetikleyen bir sistem daha koyacağız. Bu da bizim iç sistemlerimize gidip gelecek. Böylece iş uygulamaları geliştiren şirketler tarafında da Blockchain’e veri akışı için entegrasyonlar öne çıkacak.”
Düzenleme gerekliliği: “İki şirket olarak, bu teknolojiye ‘Tamam’ dedikten sonra, bunu bir şekilde mevcut hukuki sözleşmelere içerik olarak katabilmek lazım. Yani, yazılı sözleşmelerde sınırı çizilen başlıklarda taahhüt ve sorumlulukların takibini Blockchain’e bakarak anlayacağımızı da sözleşmeye yansıtabilmek gerek. Ama bu değişmesi gereken bir regülasyon değil, bu teknolojinin mevcut regülasyonda yer almasını sağlamak. Yani hukukçulara ‘bu bizim için muteber bir teknolojidir, buradaki kayıtlar farklı süreçlerde göz önüne alınabilir, güvenilebilir ve biz de bu kayıtlara göre cezai şartlar, yükümlülükler, haklar başlıklarında karar verebiliriz’ demesini gerektirecek bir akış lazım.”