Kurumsal yönetişim ile BT yönetişimini birlikte ele almak zorundayız
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, “4.5G’nin ardından 5G’yi insanımızın hizmetine sunmak için çalışmalar yürütüyoruz. 5G’de sadece kullanıcı boyutunda olmak istemiyoruz. Bu kapsamda uluslararası standartlara uygun teknik üstünlüğe sahip ve fiyat rekabeti sağlayabilen ürünler geliştirerek ülkemizin 5G’ye geçişinde ve dünya piyasalarında etkin rol oynamayı, yerli ve milli ürünler kullanarak ülkemizin güvenliğini tam olarak sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
“İster kamu ister özel sektör olarak sunduğumuz hizmetleri daha da geliştirme ve konforlu hale getirme noktasında bilişim teknolojilerinden giderek artan oranda yararlanıyoruz” ifadesini kullanarak konuşmasına başlayan Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Günümüzde hızla gelişen bilişim teknolojileri her geçen gün artan bir ivmeyle toplum dinamiklerini de değiştiriyor” değerlendirmesini yaptı. Karagözoğlu, kamu hizmetlerinde de giderek artan oranda bilgi teknolojileri uygulamalarının kullanıldığına dikkat çekerek “Teknolojinin sunduğu imkanların neredeyse sınırsız olması nedeniyle dünyanın dört bir yanında, özellikle Ar-Ge alanında önemli bir çalışma potansiyeli mevcut. Fikirlerin hayat bulması ve aynı zamanda kaynakların etkin ve verimli kullanılması adına hemen hemen her sektörde çalışmalar yürütülüyor. Bu noktada bütüncül düşünme ve bilişim teknolojileri yönetişimi de giderek önem kazanıyor. Kullanılan teknolojilerin birbirlerini tamamlar nitelikte olması kaynakların verimli kullanılması ve yatırımların etkinliği açısından büyük önem taşıyor. Bizler ülkemizin elektronik haberleşme ve bilgi teknolojileri altyapısı açısından alternatif ve birbirini tamamlayan güçlendiren teknolojileri önceliyoruz. Gerek kamu gerekse özel şirketlerde hedefleri doğrultusunda etkin ve üretken olmayı amaçlıyoruz” açıklamasında bulundu.
e-Ticaret hacmi 2021’in ilk 6 ayında 161 milyar TL olarak gerçekleşti
Karagözoğlu, bilişim teknolojilerinin kurumların hedeflerini gerçekleştirmede kullandıkları en önemli araçlardan birini oluşturduğunun altını çizerek şu detayları paylaştı: “Kurumların başarıları, neredeyse bilişim teknolojileri yönetişimindeki başarılarıyla ölçülür hale geldi. Bu nedenle kurumsal yönetişim ile bilgi teknolojileri yönetişimini birlikte ele almak durumundayız. Kurumlar idari yapılanmalarını gerekli bilişim süreçleriyle harmanlamalı ve bu süreçleri yüksek bir etkileşimle, katılımla hayata geçirmeli.” “Dünyayı etkisine alan Covid-19 salgınının da gerek kamu gerek özel sektörde dijital dönüşüm sürecini daha da hızlandırdığını kaydeden Karagözoğlu, “Salgın döneminde uzaktan çalışma, uzaktan eğitim, e-Ticaret, e-Sağlık gibi konularda çok hızlı gelişmeler yaşanırken hayatımızın bir anlamda devamlılığı, teknoloji sayesinde sağlandı. Salgın, ekonomiden eğitime sağlıktan finansa, birçok alanda iş yapma şekillerini değiştirdi. Birçok şirketin salgınla başlayan uzaktan çalışma modelini devam ettirme kararı aldığını da görüyoruz. Özellikle bilişimle ilgili sektörlerde çalışanlar için bu iş yaşamı önemli bir alternatif oldu. Bu sayede insanlara bulunduğu konumdan bağımsız olarak başka şehirlerden, başka ülkelerden iş yapabilecek bir esneklik sağlandı” dedi. Ömer Abdullah Karagözoğlu, bu dönemde e-Ticaret hacminde önemli artışlar yaşandığının altını çizerek “Verilere baktığımızda; 2020 yılının ilk 6 ayında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 64 artış yaşanırken 2021 yılı ilk 6 ayı itibariyle ülkemizde e-Ticaret hacminin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 74.6’lık artışla 161 milyar TL olarak gerçekleştiğini görüyoruz. e-Ticaret işletmelere küresel anlamda fırsatlar sunarken dijitalleşme sürecini gerçekleştiren şirketlere de coğrafyadan bağımsız çok hızlı büyüyebilme şansı verebiliyor. Ülkemiz gerek coğrafi konumu gerekse dinamik yapısı itibarıyla e-Ticaret konusunda da önemli bir potansiyeli bulunuyor” şeklinde konuştu.
Ülkemizde 6G ile ilgili olarak önemli akademik çalışmalar yapılıyor
“Dijitalleşme yolunda ülkemiz doğru yatırımlarla çok önemli atılımlar gerçekleştirdi” diyen Karagözoğlu, “Ülkemizin altyapı ve kullanım verilerine baktığımızda mobil abone sayımızın 85 milyona yaklaştığını ve bu sayının yüzde 93’ünün 4.5G hizmeti alan abonelerin yanında mobil abone yaygınlığının yüzde 101’i aştığını görüyoruz” bilgisini verdi. Karagözoğlu, şu verilere vurgu yaptı: “Ülkemizde çevrim içi geçirilen sürenin ortalama 8 saat olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarımızın günlük yaşantısında artarak bilgi ve iletişim teknolojilerinin önemi ve yeri giderek değişiyor. Ve herkes dijital dönüşüme belli oranlarda katılıyor. İçinde bulunduğumuz yıla ilişkin olarak hanelerin yüzde 92’sinin evde internete erişim imkanına sahip olduğunu ve 16-74 yaş aralığında bireylerde internet kullanım oranının yaklaşık yüzde 83 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Salgının başlamasından sonra hayatımızın sanal dünyaya taşınma zorunluluğu etkisiyle internet abone sayımızdaki artış hızlandı. 2021 yılı ilk yarı itibarıyla 85,7 milyara ulaşan toplam geniş bant aboneliğinin kullanım miktarı da önceki yılın aynı dönemine göre sabitte yüzde 39 ve mobilde yüzde 39 arttı. Yüksek hızlı internete olan ihtiyacın artmasıyla birlikte fiber altyapı uzunluğu 445 bin kilometreye, fiber internet abone sayısı ise 4.3 milyona ulaşmıştı. Güçlü mobil altyapılar her an, her yerde bağlantı ve hizmetler için büyük önem arz ediyor.” Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Bizler 4.5G’nin ardından 5G’yi insanımızın hizmetine sunma noktasında çalışmalar yürütüyoruz. 5G’de sadece kullanıcı boyutunda olmak istemiyoruz. Bu kapsamda uluslararası standartlara uygun teknik üstünlüğe sahip ve fiyat rekabeti sağlayabilen ürünler geliştirerek ülkemizin 5G’ye geçişinde ve dünya piyasalarında etkin rol oynamayı yerli ve milli ürünler kullanarak ülkemizin güvenliğini tam olarak sağlamayı hedefliyoruz. Sadece kullanan değil, üreten bir ülke olma amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Haberleşme teknolojilerindeki gelişmeler o kadar hızlı ki 5G daha henüz yaygınlaşmasına başlamadan ve dünya üzerinde 4G’ye ulaşmamış pek çok ülke varken gelecekte karşımıza çıkacak olan 6G teknolojisinden konuşmaya başlamış durumdayız. Hayatımızdaki hızlı gelişmeler ve endüstriyel ihtiyaçların haberleşme teknolojileriyle vazgeçilmez iş birliğinin inanılmaz hızla ilerliyor olması haberleşme teknolojilerinde yeni nesil teknolojilerin de ortaya çıkmasını kaçınılmaz kılıyor. 6G ağları, yapay zekâ ve makine öğrenimi teknolojileri yardımıyla yeni akıllı uygulama teknolojileriyle bizleri tanıştırmayı hedefliyor. 5G ile karşılaştırıldığında 6G kablosuz iletişim ağlarının çok daha yüksek spektrumlu enerji ve maliyet verimliliği, daha yüksek veri hızı 10 kat daha düşük gecikme 100 kat daha yüksek bağlantı yoğunluğu, daha fazla otomasyon imkanı, milisaniyenin altında zaman gecikmesinin sağlaması bekleniyor” açıklamasını yaptı ve tüm dünyada çalışmaları hız kazanmış olan 6G ile ilgili olarak ülkemizde de işletmecilerimizin ve özellikle üniversitelerde akademik seviyelerde önemli çalışmalar yapılmaya başlanmış olmasının kendilerini mutlu ettiğinin altını çizdi.
Siber saldırı kaynaklı kayıpların maliyetinin 2021’de 6 trilyon doları bulacağı öngörülüyor
Ömer Abdullah Karagözoğlu, teknolojik küreselleşmede en çok etkilenen alanların başında güvenliğin geldiğini vurgulayarak “Zira yaygınlaşan bilgi ve iletişim teknolojileri devasa boyutlara ulaşan veri ile birlikte siber tehditlerin de yapıları giderek değişiyor, karmaşıklaşıyor ve sayıları artıyor. Siber saldırılardan kaynaklanan kayıpların maliyetinin 2021 yılında dünya genelinde 6 trilyon doları bulacağı öngörülüyor” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu noktada tüm teknolojik taraflarda, uluslararası siber güvenliğimizin sağlanması hususu hepimizin öncelikli gündeminde yer alıyor. Bunun yanında enerji iletişim, ulaşım, su ve sağlık gibi kritik altyapıları hedef alan kötü niyetli siber saldırılar can kayıplarına büyük ölçekli ekonomik zarara ve kamu düzeninin bozulmasına neden olabiliyor. Bizlerin bu konuda görevi siber saldırılara karşı proaktif davranarak vatandaşlarımızın maruz kalabileceği bu saldırıların bertaraf edilmesi ve gerekli tedbirlerin geliştirilmesi. Ülkemizde siber güvenliğin sağlanmasına yönelik çalışmaların her geçen gün artan bir ivmeyle tüm paydaşlarımızla birlikte sürdürüyoruz. Kurumumuz bünyesinde kurulan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) koordinasyonunda kritik altyapı sektörleri başta olmak üzere kurum ve kuruluşlarda tesis edilen Siber Olaylara Müdahale Ekipleri de (SOME) 7/24 çalışmalarını sürdürüyor.” Dijital dönüşümde kurum ve kuruluşlar arası bilgi paylaşımı ve koordinasyonun önemi gittikçe arttığını vurgulayan Karagözoğlu, “Ayrıca kurumsal olan ve kurumsallaşma yolunda ilerleyen tüm şirketlerin de gelecek yeni nesil teknolojilere uyum sağlama konusunda güçlü stratejilere sahip olması, uygulanabilirliği adına gerekli geri bildirim sistemlerini oluşturması gerekiyor. Yakın gelecekte artık şirketler çalışanlarını dijital koşullara uydurabildiği yönünü ve beklentisini küresel ölçüde belirleyebildiği sürece büyümeye ve büyümesini sürdürebilmeye devam edecek. Her alanda hızla dijitalleşmenin yaşandığı çağımızda hepimiz için önemli fırsatlar var. Kamu ve özel sektör, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız kısaca tüm paydaşlarımızın iş birliğinde geleceğe daha da güçlü adımlarla yürüyeceğimiz inancım tam. Çevreye duyarlı, sürdürülebilir teknolojiler üretme konusunda tüm paydaşların iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.