Kurumsallaşma süreci tamamlanmadan sağlıklı veri toplamak zor!
Veriyi yönetme ve bilgiye dönüştürme stratejisinin birinci aşaması yönetim kadrolarının bunu bir hedef olarak belirlemesi her türlü idari destek ve denetimi sağlamasıdır. Yöneticiler, biz bu değişikliği istiyoruz demelerine karşın, gerekli adımları atamamaktadırlar. Kurumsallaşma süreci çalışmaları gerçekleşmeden sağlıklı verinin toplanması mümkün olmamakta.
Bilişim AŞ ERP Satış ve Danışmanlık Hizmetleri Müdürü Cemal Kıvanç Öner’in verdiği bilgilere göre, bilgiye erişim yöntemini 3 ana kategoriye ayırmak gerekir.
– Kurumsal verinin sağlıklı olarak toplanması (Standart iş süreçlerinin belirlenmesi, ERP süreçlerinin oturtulması, BT alt yapılarının tamamlanması). Örneğin stok verisi sağlıklı olmayan bir sanayi tesisinin bilgiye ulaşması mümkün değildir.
– Kurumsal verilerin stratejik bir değer olarak algılanması ve yönetiminin organize edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda verinin kalitesi, verinin yönetimi ve sahipliği kavramları ön plana çıkar.
– Hızlı Erişim, güncel verinin analizi, iş zekası ve karar destek sistemleri, yaygın kullanım sonucunda gerçeğe dayalı karar alma, bilgiyi oluşturma ve yaygınlaştırma mümkün olmaktadır.
Süreç ve teknolojik altyapı
Cemal Kıvanç Öner, sürecin teknolojik altyapısı konusunda oluşturulacak yol haritasında şunları önerdiklerini kaydetti:
“Birinci aşama olarak kurumsal kaynak planlama ürünümüzün bütünleşik ve modül işleyişlerini sistematik olarak denetleyen yapısı ile (Stok, kalite, satış, satınalma, üretim, İK, bakım, belge yönetimi, muhasebe ve finans) tam entegrasyonu, veri doğruluğunu garantiliyoruz.
İkinci aşama olarak verinin hızlı ve doğru sisteme akması için saha teknolojilerini devreye alıyoruz. Kablosuz ve 4,5G teknolojilerini kullanarak, mobil saha yönetimi, mobil kalite yönetimi, mobil depo yönetimi sistemlerinden ERP’ye sahadan eş zamanlı olarak veri akışını sağlıyoruz.
Üçüncü aşama da ise selfservis bir iş zekası uygulaması olan BilişimBI ürünü ile kurumun kendi bilgi kaynaklarını, karar ve planlama mekanizmalarının ihtiyaçlarına yönelik oluşturmalarını öneriyoruz. Oluşan bu bilgiler kurum içerisine yayıldığında büyük ticari ve idari başarılar oluşmaya başlıyor.
Kurumlar, kendi olgunluk seviyesine, insan kaynaklarının niteliğine, yönetimin aktif katılımına göre bir yıl içinde yaptıkları yatırımın ve bu yoğun çalışmanın meyvelerini toplamaya başlıyorlar.
Bu süreçte yaşanacak bir başarısızlık firmaya çok büyük zararlar vermektedir. Sürece olan inanç zayıflamaktadır. Kadroların yetersiz olduğu iddia edilir. Ürünler, danışmanlar suçlanır. Başarısızlık bilişim sektörümüze, sanayicimize, kurumların kendilerine olan güvenine, kısacası ülkemizin gelişimine zarar verir.”
Cemal Kıvanç Öner, bu süreçte olmazsa olmazların listesini ise şöyle sıraladı:
- Doğru bütçenin belirlenmesi,
- Doğru danışmanlık firmasının seçilmesi, danışmanlık alınan firmanın da kurumun süreçlerinin bilincinde olması
- Doğru ürünün belirlenmesi,
- Proje yönetimi ve referansların değerlendirilmesi, imkan varsa birden fazla ürün kullanmış firmaların, kullanıcıların fikirlerinin alınması,
- Veri girişinde yalın ve pratik çözümler kullanılması,
- Son olarak bilginin oluşturulması.
“Veriyi yönetemeyen şirketin durumunu, gece, farları yanmayan, emniyet kemeri olmayan, mümkün olan en yüksek hızda gitmeye çalışan arabaya benzetebiliriz” diyen Cemal Kıvanç Öner, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Yolda ne kadar çok benzer durumda araç var ise kaza yapma oranı da o kadar artar. Patronun veya genel müdürün önünü görmeden bin bir zorlukla yönettiği şirketi, büyük bir tehlike altında olur, ancak bunu kaza yaptığında fark eder. Pazardaki daralma, yeni rakiplerin çıkması, uluslararası rekabet koşullarının değişmesi, büyüyen işletmenin yönetilemez, denetlenemez bir hal alması, karlılığın yanlış hesaplanması, aile şirketlerinde bilginin bir sonraki nesillere aktarılamaması; tanım açısından sonsuz ömrü olan işletmenin iflası veya kapanması ile sonuçlanır.
Kurumların harcama kalemlerini değerlendirdiğimizde işletmenin sinir sistemi öncelik ve bütçe olarak son sıralarda yer almakta, yatırım isteksizliğinin sebebinin eğitim ve güven seviyesi ile birebir doğru orantılı olduğunu gözlemlemekteyiz. Maddi yetersizlik ise ikinci planda kalmaktadır. Bu bağlamda pazar ve ticaret ortamının doğal bir eleme gerçekleştirdiği kanısındayız. Bizler farkındalık yaratmak için her türlü platformu kullanmaya çalışıyoruz. Eğitimler sunumlar yapıyoruz. Gideceği limanı bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr fayda sağlamayacağının en kısa surede farkına varılacağından şüphemiz yok.”