Liderlik gücü, farkını ortaya koyuyor
Great Place To Work®, Nisan ayında açıklanan Türkiye’nin En İyi İşvereni sonuçlarının ardından, 115 binden fazla çalışanın katıldığı 2020/2021 En iyi İşverenler Benchmark raporunu açıkladı. 2021 yılında 217 şirketin katıldığı araştırmanın sonunda 91 şirket Great Place To Work sertifikası almaya hak kazanırken, 69’u da Türkiye’nin En İyi İşvereni olarak ödüllendirildi. Çalışanlarla yapılan çalışmanın sonuçlarının değerlendirildiği ve bu yıl dokuzuncusu açıklanan 2020/2021 En iyi İşverenler Benchmark raporunda ise çalışanların işyerinde deneyimledikleri tutarlılık derecesini anlamak için gerçekleştirilen Trust Trust Index™ skoru öne çıktı ve geçtiğimiz yıl yüzde 81 olan bu değer 2021’de yüzde 80’e geriledi.
Bu yıl rapor sunumuna ilave olarak sektör, bölge ve özel ödüller de sunuldu. Bu yılki rapor sonuçlarında liderlik, iletişim, yönetişim ve güven kavramlarının çok daha fazla öne çıktığını belirten Great Place To Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Pandemi koşullarında çalışanların liderlerinden en büyük beklentileri, artan belirsizlik ortamında kaygı, korku ve endişelerini gidermeleri. Çalışanlar tarafında verilen cevapları analiz ettiğimizde, 2021 yılında ‘En İyi İşveren’ unvanına ulaşan şirketlerde ‘Liderlik’ kavramının çok fazla öne çıktığını görüyoruz. Kurumlar açısından, zor zamanlar yaşandı ve halen de yaşanıyor. Liderlik farkının ortaya konabileceği zamanlardayız. Bir yandan çalışanların kaygı, korku ve endişelerini giderebilecek adımların atılması gerekirken, yeni çalışma şekillerine uyum da önem kazandı. Raporun detaylarına bakıldığında, fark yaratan liderlerin doğru karar almaktan çok, harekete geçmeyi önemsediklerini görüyoruz. Bu süreçte yapılan hatalardan hızlıca öğrenip, yeni kararlarla ilerlenmiş ve hala da ilerleniyor. Böylece kararlarında insanı merkezlerine koyarak, çalışanların belirsizlik sebebiyle omuzlarına eklenen yükü hafifletmişler ve hem kısa vadeli hedefler belirlemiş hem de nasıl ilerleyecekleri hakkında çalışanlara yol göstermişler. Özetle; 2021’de Türkiye’nin en iyi işverenleri, liderlikleriyle fark yaratmışlar. En iyi işverenlerin, pandeminin getirdiği kısıtlara rağmen iletişimlerini koruyabildiklerini ve hatta geliştirdikleri söylenebilir. Liderlik ve iletişim konularında elde edilen başarılar, iyi yönetimi de beraberinde getirmiş. Raporumuzda doğru iletişim sayesinde birliğin gücünün daha iyi kullanılabildiğini ve işbirliğinden doğan sinerjiyle önemli farkların yaratılabileceğini gördük. Açık ve çift yönlü iletişim sayesinde liderle yakınlaşan, farklı grup ve birimlerle kurduğu iletişimle aidiyet duygusu güçlenen çalışanlar, bir bütün olarak büyümeye de destek oluyorlar. İstisnasız tüm yaş grupları, kıdem, cinsiyet ve kademeden çalışanlarda ‘Benim için bir şey yapacaksan bana sor, beni dahil et’ düşüncesi hakim. Pandemi öncesinden bu yana değişmeyen beklentilerden biri de çalışanların gelişim ihtiyacı. Çalışanlar hala gelişim ve eğitim için daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. ‘Upskilling’ ve ‘reskilling’ kavramları doğrudan bu konuyla ilgili. Yeni ihtiyaçlar, yeni çalışma şekilleri, teknoloji kullanımının çeşitlenmesi gibi var olan bazı becerilerin dönüşmesini ve yepyeni bazı becerilerin de kazanılmasını gerektiriyor. Özellikle iletişim, işbirliği, eleştirel düşünce, yaratıcılık, çeviklik, dayanıklılık ve dijitalleşme gibi konularda ‘upskilling/reskilling’ ihtiyacının yaygın olduğu biliniyor. Kurumlar eğitim ve gelişime büyük bütçeler ayırsalar da, çalışanlar bu programlarla bağ kurmak ve günlük hayatlarına taşımakta zorlanabiliyorlar. Anlaşılan iş dünyasındaki tüm eksenler gibi gelişim ekseninde de bir kayma söz konusu: Katılıma dayalı, deneyimsel, bireysel ve işbirliğine dayanan, esnek zamanlı uygulanabilen gelişim programları daha revaçta olacak.”