Litvanya, Venedik’te neden birinci oldu?
Venedik Bienali’nde Baltık ülkesi Litvanya, en başarılı ulusal pavyon seçildi. Altın Arslan Ödülü’nü kazandı. Bu başarıyı neye borçlu? Gayet sıradan, ama yine de yaratıcı, yenilikçi, içerikli mesajı olan bir yerleştirmeye: Bir plajda insanlar güneşleniyor. Evet, şuraya bakarsanız https://bit.ly/2WGCTfW güneşi de, plajı da göreceksiniz. Şairimiz Orhan Veli’nin “Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya” dizesinin tıpkısı. Bir yanda küresel ısınmayla birlikte kuraklık güneyden kuzeye doğru ilerlerken, doğa olayları tuhaflaşmaya başlamışken, Dünya Altıncı Yok Oluş’a doğru adım adım giderken, insanlık her şey normalmiş gibi umusamaz bir tavırla yaşamaya devam ediyor.
Litvanya, küresel iklim değişikliğine dikkat çeken “Güneş ve Deniz (Marina)” adlı yerleştirmesiyle haklı olarak en başarılı seçildi. Bu ilginç yerleştirme sadece Cumartesi günleri “açık.”
Ulusal pavyonların bulunduğu eski tersane (Arsenale) binasındaki yerleştirmeyi ziyaretçiler, ikinci kattaki bir balkondan aşağıya bakarak izliyorlar: Plajda cepteliyle oynayanlar, okuyanlar, konuşanlar, hatta ara sıra şarkı söyleyenler… Diyaloglar İngilizce. Bir yaşlı kadın, “Kimse, köpeğinin kakasını yerden temizlemiyor” diye şarkı söylerken, bir genç adam, “Geçen Yılbaşında kar yağmadı” diyor: Plajda, sıradan bir gün. Uzaktan martı sesleri, dondurmacı çağrıları… Her şey olağan, normal. Ama değil: İnsanların doğaya egemen olup doğayı mahvettiği yeni jeolojik çağ Antroposen, bu egemenliğe rağmen, insanlığın yarattığı çözülemeyecek sorunlarla yüklü olarak Dünya’nın sonunu hazırlıyor. Bilinçli birkaç ülkenin çabaları, geri kalan 190 ülkenin bilinçsizliği içinde istisnadan ibaret.