Lokasyon bağımsız ağ bağlantısı, yeni çözümleri şekillendiriyor
Gündemde farklı uygulamalar ve yeni nesil çözümlerin bulunduğu ağ yönetiminde sektör temsilcilerinden Symantec Türkiye Kıdemli Teknoloji Danışmanı Aydın Aslantaş’a göre en temel değişim bulut sistemlerinin de bu ekosisteme dahil olması. Aslantaş, sanal sistemlerin hızlı bir şekilde artması ve bu çerçevede şekillenen gelişkin ağlarda sanal, fiziksel ve bulut sistemlerinin SLA çerçevesinde otomasyonu, provizyonu ve sorun gidermesi için yeni uygulamaların şekillendiğini belirtti.
Merkezi ağ yönetimi kullanılan en yaygın yöntemin de Simple Network Management Protocol (SNMP) tabanlı görüntüleme ve konfigürasyon uygulamaları olduğunu dile getiren Prolink Sistem Mühendisi Serhat Kahraman da, bunun yanında dağıtık yapıda yönetim için Command Line Interface (CLI), web tabanlı yönetim arayüzleri, custom XML, Microsoft işletim sistemli bilgisayarlar için Windows Management Instrumentation (WMI), CORBA veya NETCONF gibi teknolojiler ağ yönetiminde etkin olarak kullanıldığını belirtti.
BT altyapısının insan kaynaklı hatalardan arındırılması gerekiyor
İnnova Teknoloji Çözümleri Direktörü Mehmethan Şişik’e göre geleneksel olarak ağ yönetimi, sunucu yönetimi, uygulama yönetimi vb. silolarda dikey olarak yönettiğimiz BT altyapısının, başlayan ve hızla yayılan bir eğilimin parçası olarak tüm BT’nin iş ihtiyaçlarına uygun olarak bütünleşik bir altyapı ile izlenmesi, raporlanması, mümkün olduğunca otomatik hale getirilmesi ve insan kaynaklı hatalardan arındırılması gerekiyor.
Ağ yönetiminde farklı yazılımlar rol üstleniyor
Ağ yönetiminde açık kaynak kodlu yazılımlara yeni uygulamalar olarak Cacti, Mrtg, Nagios, Ipflow, Rancid örnek gösterilebileceğini ifade eden KoçSistem İletişim Teknolojileri ve BT Güvenlik Çözüm ve Hizmetleri Grup Yöneticisi Orhan Düz ise uygulamalar uzun süredir kullanılmalarına rağmen yeni modüllerle güncelliklerini koruduklarını belirterek konuyla ilgili değerlendirmelerini şöyle aktardı: “Yine kablosuz ağların yönetimiyle ilgili Cisco Prime Network Control System, Aruba Airwave uygulamaları artan mobilite ihtiyaçlarıyla birlikte daha fazla kullanılmaktadır. Riverbed Cascade, ağ kaynaklarının kullanımıyla ilgili kullanıcı ve uygulama seviyesinde görünürlük sağlayan bir yazılımdır. Ağ yönetimiyle ilgili Cisco, tüm ağ yönetimi cihazlarını “Prime” ailesi altında birleştirerek oldukça yol katetmiş görünüyor. Buradaki temel stratejik değişiklik, cihaz merkezli bir ağ yönetim metodolojisinden servis tabanlı bir metodolojiye geçiş olarak gösteriliyor. Solarwinds “Syntethic Enduser Monitoring” adı altında son kullanıcının yaptığı işlemlere benzer işlemler yaparak, bir yavaşlama olması durumunda, sorunun ağ üzerindeki kök nedenini gösterebiliyor. Yine BYOD (Bring Your Own Device) gündemde olan bir diğer teknoloji olarak ağa takılan cihazların modellenmesiyle kimin, ne zaman, hangi cihazla ağa bağlanıp neler yapabileceğini modelleyen bir uygulama olarak gösterilebilir. Burada Cisco ISE, HP IMC (Intellient Management Center), Aruba Clearpass gibi çözümler kullanılmakta. Yönetilen hizmetler kapsamında ağ yönetim yazılımlarının da Multi-Tenant yapıya uygun olması gerekmekte.”
Lokasyon ve cihaz bağımsız ağ bağlantısı ihtiyaçlarının sürekli artmasıyla güvenli erişim çözümlerine olan talep arttığına dikkat çeken Aruba Networks Ülke Müdürü Bülent Tekkaya, gündemdeki ağ yönetimi uygulamaları ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Yeni nesil cihazların (tablet, akıllı telefon vb.) güvenli bir şekilde kurum ağında yer alabilmesine olanak sağlayan yeni nesil Network Access Control (NAC) çözümlerinin önümüzdeki dönemde yükselen bir eğilim olacağını söyleyebiliriz. Yeni nesil cihazların işletim sistemlerindeki farklılıklar geleneksel NAC çözümlerinin yetersiz kalmasına sebep olmakta. Ayrıca Aruba Networks’ün girişimi sonucu dünyada bir fenomen olan olduğu Bring Your Own Device (BYOD – Kendi Cihazını Getir) kavramını bugün birçok üretici takip etmeye başladı. Bu çözümün tüm üreticiler tarafından benimsendiğini görmek bizi sevindiriyor.”
Turcom Sistem ve Network Yöneticisi Haçik Mağden, şu sıralar ağ yönetiminde otonom sistemlerin öne çıktığı görüşünde. Sisteme kurulan bir cihaz ile ağdaki tüm cihazların sağlık durumlarının sürekli kontrol altına alınmakla kalmadığını, oluşabilecek hataların da ortadan kalktığını belirten Mağden, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ayrıca oluşabilecek hatalar önceden tespit edilmeye çalışılıyor. Gerekli uyarılar şirketteki yetkiliden önce o şirketin çözüm ortağına ve üretici şirkete bildiriliyor. Şirketteki cihazlar, işleyen sistemin aksamasına sebebiyet vermeden, gerekli parça veya yazılım desteği çözüm ortağı tarafından sağlanıyor. Bu şekilde şirket, zaman ve prestij kaybı yaşamada sistemlerini ayakta tutabiliyor.Diğer taraftan; günümüzde ağ yönetiminde, yazılım tabanlı çözümlerden donanım tabanlı çözümlere doğru bir hareketlenme söz konusu. Yazılımların varolan yapıyı taşıyamadığı durumlarda veya büyük organizasyonlarda ağ yönetimi için donanım tabanlı çözümler tercih edilmektedir. Bu cihazlar ağ yönetimi dışında trafiğin analizi, konfigürasyon kontrolü gibi birçok özelliği de barındırmaktadırlar.”
Datateknik Ağ ve Güvenlik Çözümleri Müdürü Ömür Kurtulmuş’a göre de ağ yönetiminde eğer operasyonel, servis yönetimi söz konusu ise, ITIL uyumluluğu ön plana çıkan bir yönetim şekli. Bununla birlikte ağdaki tüm trafiği sürekli gözleyen, buna bağlı olarak güvenlik ve performans yönetimi imkanı sunan uygulamalar da mevcut. Kurtulmuş, ağ yönetiminde öne çıkan yeni araçları ise, ağ değişim yönetimi araçları, güvenlik bilgi ve olay yönetim araçları, ağ aktivite takibi ve ağ davranış analizi yapan çözümler olarak sayılabileceğini belirterek “Yine ağ yönetiminin parçalarından birisi olan IP Adres Yönetim araçları da son zamanlarda çoğalan cihaz sayısı ve kısıtlı IP adreslerine bağlı olarak öne çıkmaya başlayan çözümler arasında yerini almakta” şeklinde konuştu.
Netaş CTO’su Necmi Ön’e göre ağ yönetiminde en popüler uygulamalar arasında, mobil cihaz yönetimi ve end-to-end monitoring (uçtanuca izleme) olarak adlandırdığımız konular yer alıyor. Mobil cihaz yönetiminde, akıllı telefon ve tabletlerin ağ üzerindeki erişim ve güvenlik yönetimi gibi konularının ele alındığını belirten Ön, “End-to-end monitoring (uçtan uca izleme) konusunda ise ağ üzerinde yer alan birbirleriyle ilişkili olan sistemler arasındaki iletişim analiz edilerek, performansa olumsuz bir etki yapmadan, işlemlerin altyapıda yarattığı tüm etki ortaya konabiliyor ve karmaşık yapılardaki sorunların çözümü sağlanabiliyor. Netaş olarak da her segment ve sektörde yer alan yönetimsel ihtiyaçları adresleyen pek çok ürünümüz bulunuyor” şeklinde konuştu.