Lüks değil, demirbaş ihtiyaç
Gelişen teknoloji bireysel ve kurumsal hayatta yenilikleri ve kaçınılmaz olarak riskleri de beraberinde getirirken, Pronet’inki gibi kapsamlı çözümler gardınızı alabilmenizi sağlıyor.
Toplumsal dönüşümler, ekonomik gelişim, kentleşme gibi kavramlar güvenlik ihtiyaçlarımızın da değişmesine neden oluyor. Geçtiğimiz yıl TÜİK, Türkiye’deki kentleşme oranının yüzde 92’yi geçtiğini açıkladı. Son dönemde ülkemizdeki hane sayısı her yıl ortalama yüzde 10 oranında artarken, 2011 – 2015 arasında ortalama hane nüfusu yüzde 20 oranında azaldı. Tek kişilik hanelerin sayısı ile 65 yaş üstü yalnız yaşayanların sayısında da artış var. Kadınların iş gücüne giderek daha fazla katılmasıyla, aile yaşamındaki dinamikler değişiyor. Köy, mahalle gibi insanların birbirini tanıyıp kolladığı yaşam tarzından, çok daireli apartmanlar, siteler gibi kimi zaman kapı komşumuzu bile tanımadığımız yaşam tarzına geçiyoruz. Peki güvenlik algımız bu değişimle değişiyor mu? Değişmeli mi? Değişmezse neler olur? Pronet Pazarlama ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ediz Habip, bu konuda sorularımızı yanıtlarken, Ar-Ge çalışmaları hakkında da detayları paylaştı:
Bireysel ve kurumsal güvenlik ihtiyaçlarının gelişimini bu noktada doğru ürün ve çözüm bulma yetkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kentlerimizde ve toplumsal yapımızdaki dönüşüm sonucunda hizmet verdiğimiz kitle de giderek genişliyor. Hayatımızdaki yeni dinamikleri yakından izliyor, hem bireysel hem de kurumsal tüketicinin değişen ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyor, teknolojinin getirdiği olanakları kullanarak bu ihtiyaçlara yönelik çözümler üretiyoruz. Teknolojik gelişmelerin hayatımızı daha yakından etkilemeye başlaması, tüketicilerin daha sorunsuz, daha hızlı, daha üstün hizmet beklentisinin artmasına neden oluyor. Dolayısıyla, hangi sektörde faaliyet gösteriyor olursanız olun, son teknolojik imkanları kendi hizmetlerinize entegre edebildiğiniz müddetçe tüketicinin gözünde vazgeçilmez oluyorsunuz. Teknolojiyi süreçlerimizin her kademesinde en nitelikli şekilde kullanıyoruz. Bizim için patron her zaman müşteri ve her müşterimizin birbirinden farklı ihtiyaçları olduğunu farkındayız. Biz de doğru ürün ve çözüm bulma süreçlerimizi bu doğrultuda yönetiyoruz. Kullanıcılarımızın kendilerinin, ailelerinin, evleri ve işyerlerinin tam olarak güvende olduğunu hissetmelerini, daha konforlu bir yaşam sürmelerini sağlıyoruz.
2017 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
200 bine yakın abonemiz ve 1 milyonun üzerinde kullanıcımız var. Elektronik güvenlik sistemleri kategorisinde, merkezi haber alma sistemine bağlı ev ve işyerlerinin yaklaşık yüzde 60’ına hizmet veriyoruz. Bu yıl 22’inci senemiz ve büyümemizi istikrarlı şekilde sürdürüyoruz.
Yeni çözümler geliştirme çalışmalarınız nasıl ilerliyor?
Kendi içimizdeki Ar-Ge birimimizle tüm çözümlerimizin her an en etkin ve mükemmel çalışması için gerekli güncellemeleri sürekli olarak gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra, yeni çalışmalarımız çoğunlukla akıllı güvenlik çözümleri ve B2B ürünlere odaklanıyor. Örneğin Pronet Plus; interaktif güvenlik ve görüntüleme sistemleri, akıllı ev çözümleri ve enerji yönetimini aynı çatı altında buluşturuyor. Dünyanın öbür ucunda olsanız bile cep telefonunuza gelen anlık bildirimlerle evinizde ve iş yerinizde ne olup bittiğini takip edebilmenizi, alarm sistemlerinizi uzaktan kurup kapatabilmenizi sağlıyor. Pronet Plus ile entegre çalışan Akıllı Ailesi’ni de giderek genişletiyoruz.
Nasıl?
Akıllı Video ile kullanıcılar, evlerinde herhangi bir hareket algılandığında anlık videolarla görüntülü şekilde evlerini kontrol edebiliyor. Akıllı Zil’in kamera sistemiyle, kapıya gelip zili çalan bir kişi olduğunda, akıllı telefon üzerinden kimin zili çaldığı görüntülenebiliyor, hatta karşılıklı konuşulabiliyor. Akıllı Zil’in, kapının önünde bir hareket algılandığında yanan ışığı sayesinde aynı zamanda kötü niyetli kişiler için caydırıcı bir etkisi bulunuyor. Akıllı Kilit ise siz evde olmasanız bile kapıyı uzaktan açıp kilitleyebilmenizi sağlıyor. Akıllı Termostat ile eve gelmeden evin ısısını akıllı telefonunuz aracılığıyla uzaktan ayarlamak, böylece enerji tasarrufu yapmak mümkün. Akıllı Priz ile ütüyü prizde mi bıraktım, su ısıtıcısını kapattım mı gibi kaygılar tarihe karışıyor.
Kurumsal Panik Butonu Uygulaması neleri içeriyor?
B2B alanındaki son ürünlerimizden biri bu uygulama. Kullanıcılarımız Panik Butonu Uygulaması’nı bir süredir kullanıyordu. Ev ve işyerinin dışındayken, bireysel korunmaya yönelik geliştirdiğimiz bu ürünü, geçtiğimiz aylarda bir adım öteye taşıdık ve kurumsal müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda yeni Kurumsal Panik Butonu Uygulaması doğdu. Bu uygulama şirketlerin, çalışanlarının güvenliğini an be an takip edebilmelerini sağlıyor. Çalışanlar, cep telefonlarından Panik Butonu’na bastıkları anda bulundukları lokasyon bilgileri ve tehlikede oldukları bilgisi, Pronet Alarm Haber Alma Merkezi tarafından acil durumlarda iletişime geçilmesi istenilen kişilerle ve şirketleriyle paylaşılıyor. Gereken durumlarda acil durum protokolü uygulanıyor. “Güvende misiniz” hizmeti ile ise toplumsal olay, terör saldırısı, doğal afet gibi durumlarda, çalışanların cep telefonlarına, o an bulundukları konuma göre tetiklenen bir “Güvende misiniz?” bildirimi gönderiliyor. “Güvende değilim” seçeneği seçildiğinde, bu bilgi ve çalışanın bulunduğu konum Pronet Haber Alma Merkezi’ne ulaştırılıyor. Merkez gerekli müdahaleyi ve takibi yapıyor. Çalışanların güvenlik durumunu an be an firmaya iletiyor. ‘Güvendeyim’ seçeneği seçildiğinde ise çalışanın güvende olduğu bilgisi, şirkete raporlanıyor.
Türkiye'de güvenlik algısının gelişmesi ne gibi faktörlere bağlı?
Türkiye’de kategori bilinci henüz yeterince oturmuş değil. Bu sistemlerin kullanım oranları da bu önermeyi destekler nitelikte. Örneğin; bugün ABD’de elektronik güvenlik sistemi kullanan ev ve işyerlerinin penetrasyonu yüzde 20, Avrupa’da yüzde 8 civarında. Türkiye’de ise bu oran henüz yalnızca yüzde 1,5. Pek çok kişi güvenlik sistemlerinin ne gibi işlevler sunduğuna henüz tam olarak hakim değil. Biz de gerek yaptığımız iletişim çalışmalarında gerekse sahada tüketicilere bunu anlatıyoruz. Güvenliğin bir lüks değil, ihtiyaç halini aldığının altını çiziyoruz. Örneğin elektronik güvenlik sistemlerinin yalnızca hırsızlığa karşı değil, gaz kaçağı ve yangından su baskınına, acil sağlıktan panik durumlarına kadar pek çok farklı vakaya karşı koruma sağladığını duyduğunda, bu pek çok kişi için şaşırtıcı oluyor. Ayrıca bu sistemlerin en önemli görevi, caydırıcı ve önleyici olmaları. Örneğin, hırsızlar kapısında alarm sistemi olan evlere girmeden önce iki defa düşünüyorlar ve yakalanma riskini almak istemiyorlar. Yine su baskını veya gaz kaçağı gibi durumlarda, vaka evdeki kişi ve eşyalara zarar verecek boyuta ulaşmadan müdahale edilebilmesini sağlayarak, önleyici işlev üstleniyor. Bu anlamda, alarm sistemleri insanların canını, malını, değer verdiklerini ve mahremini koruyor.