Mahkeme Windows işletim sistemi zorunluluğuna dur dedi
KULLANICIYA seçenek sunulmadan satılan Microsoft Windows işletim sistemini istemeyerek, söz konusu işletim sisteminin iadesini isteyen ve iade talebinin kabul edilmemesi nedeniyle Ankara 1. Tüketici Mahkemesine başvuruda bulunan Pardus Kullanıcıları Derneği başkanı ve Linux Kullanıcıları Derneği üyesi Nihad Karslı’nın 2008’de açtığı dava sonuçlandı.
Linux Kullanıcıları Derneği’nden yapılan basın açıklamasına göre Karslı davayı, mahkemenin ürün ile beraber alınması zorunlu hale getirilmiş olan Microsoft Windows işletim sisteminin ederinin faiziyle birlikte iadesine karar vermesiyle kazanmış oldu.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Ülkemizde ve birçok ülkede bilgisayar satışıyla beraber bir işletim sistemi satılıyor ve genelde aynı olan bu işletim sistemlerine lisanslı olarak zaten sahip olunduğu halde ya da hiç kullanılmadan GNU/Linux, BSD ve benzeri birçok özgür işletim sistemi kurularak silindiği halde defalarca para ödemek zorunda kalınılıyor. Özellikle sadece özgür yazılım kullanan insanların, satın aldıkları bilgisayar ile birlikte dayatmacı bir üslup ile satılan Windows işletim sistemini bir kez bile kullanmadan çöpe atması ve bilgisayarların Windows işletim sistemi olmadan satın alınmak istenildiğinde, yetkili kişilerin olumsuz bir şekilde yanıt vermesi uzun zamandır derneğimiz üyeleri başta olmak üzere birçok bilgisayar kullanıcısının mağduriyetine yol açmaktadır. Karslı’nın açtığı davada işletim sisteminin bilgisayarın ayrılmaz bir parçası olmadığı ve tüketicinin tercih etme hakkı olduğunun savunulmuş, dayatılarak satılan işletim sisteminin ederinin iadesi istenmiştir. Sonuç olarak özgür işletim sistemi kullanıcıları gibi yasal işletim sistemi lisanslarına sahip kullanıcılar dava yerine, satıcı şirketin zorluk çıkarması durumunda, mahkemenin verdiği örnek karar ile tüketici heyetine başvurarak, masrafsız bir şekilde istemediği işletim sistemini iade edip ederini geri alabilir. Ülkemizde uluslararası şirketlerin kendi ülke hukuklarına göre hazırladığı son kullanıcı sözleşmelerinin değil, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının geçerli olduğunun bilinmesidir.”