Makine sanayi, inovasyon ve bilgi teknolojileri
14 Nisan 2010’da, “Türkiye Makina Sanayi Buluşması” çalıştayına katıldım. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Makine Sanayii Sektör Platformu, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri ve Makine Tanıtım Grubu işbirliğiyle düzenlediği çalıştay, Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nin bir parçası olacak Makina Sanayi Strateji Belgesi’nin oluşturulmasını amaçlıyordu. Belgenin politika öncelikleri, küresel krizin makine sektörü üzerindeki etkileri ve fırsatlar; hukuki düzenlemeler ve yapısal tedbirler; finansal araçların geliştirilmesi; Ar-Ge ve inovasyon; insan kaynakları; tanıtım ve pazarlama olarak belirlenmişti ve çalıştay bu alanlarda oluşturulan grupların çalışmalarını derledi. Ben kriz grubunda yer alsam da profesyonel ilgi gereği Ar-Ge ve inovasyon grubunun çalışmalarını yakından izledim.
Gerçi Strateji Belgesi’nin vizyonu “makine sanayinde teknoloji üretim üssü olmak” olarak belirlendiği ve Türkiye’nin 2023’te makine imalatında 100 milyar doları geçerek teknoloji ihraç eden bir ülke olması hedeflendiği için, bu altı politika alanında yollar hep Ar-Ge ve inovasyona çıkıyordu.
Başka sektörlerde görmediğim kararlılığı makine imalatçılarında gördüm. Rekabet avantajı yaratmak için Ar-Ge ve inovasyondan başka bir yol olmadığının bilincindeler. Bunun için devlet, kamu sektörü, üniversiteler ve özellikle de bilgi teknolojileri sektörüyle birlikte çalışmaları gerektiğinin de farkındalar. En çok kümelenme stratejileri, özellikle de KOBİ’lerin inovasyon yapabilmesi için gereken kümelenme yapıları, teknoloji transfer merkezleri gibi konuları tartıştılar.
Bu konular arasında teknoparkların ve teknoloji geliştirme bölgelerinin durumu da geliyordu. Bu alanların birer rant üreteci olarak algılanmasından şikayetçiydiler. Aynı zamanda prototip üretimine gösterilen desteğin inovasyon sonucunda ortaya çıkan teknolojinin üretime dönüşmesine gösterilmemesine; ürün inovasyonu saplantılı anlayışa, süreç ve iş inovasyonuna gerekli desteğin verilmemesine; en az elli Ar-Ge personeli çalıştırmak gibi düzenleme yaklaşımlarının bugünün koşullarını karşılamaktan uzak kalmasına da tepkiliydiler. Yeni bir inovasyon anlayışına ve teknoloji geliştirme modeline ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. BT sektörünün çalıştaya ilgi göstermemiş olması üzücü. Geç kalınmış değil. Dev bir ihtiyaç orada sizi bekliyor…