Makineler arası iletişimin iş ve operasyonel destek sistemlerine etkisi
Belli ki makinelerin kendi aralarında otonom ağlar kurarak iletişim gerçekleştirecekleri, kendi ajandalarını yönetecekleri ve aldıkları servislerdeki kesintiler için kendi haklarını arayacakları günlere daha var.
Büyük ihtimalle çağrı merkezini arayıp güncel fatura kullanım bedelini sorgulayan ve kendine en uygun tarifeye abone olmak isteyen cihazlar bir süre daha endüstriyel üretime geçemeyecekler. Yine de geleneksel telekom kullanıcılarının arasına cihaz aboneler katılmaya başladılar. Telekom operatörlerinin alışageldikleri ses servislerinin ötesinde servislere ve düşük maliyetli, yüksek volümlü doğası nedeniyle bu makalede OSS-BSS olarak adlandıracağımız operasyonel ve iş yönetim sistemleri üzerinde işlevsel bazı etkilere yol açmaktalar. Bu yepyeni müşteri segmenti dünyada büyük kuruluşlarca desteklenmekte, bu sebeple servis sağlayıcıları iş süreçleri, altyapı ve organizasyonel olarak hazırlıklarını tamamlamış durumdalar. Türkiye’deki durum oldukça gelecek vaat eden bir şekilde gelişmekte; özellikle ulaşım, tarım ve kamu hizmetlerinde başlayan faaliyetler söz konusu. Ericsson olarak, operatörler açısından OSS/BSS’e bir bakış atmak için; teknik zorluklara odaklanmadan önce iş önceliklerini doğru anlayarak gereksinim analizi yaparak işe başlıyoruz.
M2M Nedir?
Fiziksel ortamların ya da insanların oluşturdurduğu veya içinde bulunduğu şartları tespit etme ve iletme teknolojilerine genel olarak M2M yani makineler arası iletişim diyoruz. Mobil ya da sabit sensörler , bağlı bulundukları operatör şebekesi aracılığı ile veri ileterek, çeşitli uygulamalara olanak sağlarlar. Ericsson, 2020 yılında dünyada 50 milyar cihazın şebekeye bağlanacağını öngörmektedir.
Zorluklar mı, fırsatlar mı?
Makineler arası iletişim işine girmeye karar veren bir operatörün önünde değişik seçenekler çıkmakta, bir seçenekten diğerine geçiş de pazarın ihtiyaçlarıyla mümkün olabilmekte. Bu yaklaşımlar bugün itibariyle: Bağlantı (SIM) sağlayıcısı, hizmet sağlayıcısı, kalıcı uluslararası dolaşım sağlayıcısı ve uçtan uca çözüm sağlayıcısı olarak yer alıyor.
Her bir yaklaşım farklı sektörleri hedefleme şansına sahip ve farklı iş modelleriyle hayata geçebilir; ancak bu fırsatların kendilerine özgü ihtiyaçlarını irdelemek gerekmekte. En basiti SIM kart sağlar gerisiyle ilgilenmem, az da olsa paramı alırım seçimi bile yeni ihtiyaçları doğurmakta. Büyük miktarda aboneliklerin toplu provizyonu, iş ortaklarının kendi aboneliklerini aktivasyon edebilmeleri için arayüzler, kritik trafiğin denetimi ve ücretlendirilmesi, anormal trafik davranışlarını yakalayarak sahtecilik önleme gibi komplikasyonlar yaratmakta. Hizmet sağlayıcısı olarak yola çıkan bir operatör ise daha çok ücretlendirme ve müşteri ilişkileri yönetimi sistemlerinin esnekliğini gerektiren zorluklarla karşılaşmaya aday olacaklardır. Uygulamalar daha karmaşık ve cihazlar çeşitli oldukça buna hazırlıklı olarak cihaz yönetimi önem kazanacaktır. Kalıcı dolaşım sağlamayı seçen bir operatörün ihtiyaçları oldukça kendine özgü olacaktır. Ziyaret edilen şebekeye, trafik modeline gore tarifeler yaratabilmeli, şebekelerden bağımsız olarak uçtan uca kaliteyi garanti eden OSS-BSS çözümlerine ihtiyaç duyacaktır. Yerel kanunlara göre hareket edebilme esnekliğine sahip olmak zorunda kalacaktır. Uçtan uca hizmet sağlayacak bir operatör ise daha önce belirtilenleri de kapsayacak şekilde ve dikey sektörleri hedef alarak geniş bir iş ortağı ağıyla çalışabilecek yetkinlikte olabilmek için gelişmiş BSS sistemlerine ihtiyaç duyacaktır.
Beklendiği üzere iş modeli karmaşık hale geldikçe ve operatörün zincire kattığı değer arttıkça abonelik faturalarının büyüyeceğini ayrıca belirtmek gerekir.
Operasyonel ve İş Destek Sistemleri yeni ihtiyaçları nasıl adresleyecek?
İş ortaklıkları ve kurumsal müşteri yönetimi: Hangi iş modelinde olursa olsun, iş ortakları ya da kurumsal müşteriler, operatörün yanında zincirdeki en önemli iştirakçiler olacaktır. Karmaşık bir değer zinciri içinde çok sayıda iş ortağına, ara bağlantı sözleşmeleriyle belirlenenin ötesinde en geniş anlamıyla destek vermek, hem pastayı hem de payı büyütecek bir çözüm olacaktır.
Satış ve tahsilat süreçleri: Günün sonunda (muhtemelen aylık olarak), operator cihazların kullandığı trafiği muhasebe sistemine para olarak aktarmak isteyecektir. Pazarlama stratejisine bağlı olarak bu trafik, kullanıma, hacime ya da zamana bağlı olarak ücretlendirilecektir. Uçtan uca tahsilat sürecine destek (Order/Consume to Cash), Cihazların otomatik aktivasyonu, esnek servis tarife planları, tüm süreç dizisi boyunca otomasyon, bayi ve toptan satış modelleri için esnek fiyatlandırma desteği konuları öncelikle ele alınmalıdır.
İşletim maliyetleri ve karlılık yönetimi: Operatörler, M2M işlemlerinin çok düşük gelir getirisi olduğunu bilerek bu işe karar verdiklerinden, ücretlendirme çözümlerinin, beklenen gelir/kar düzeyine uygun olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, kullanıcı seviyesinde ücretlendirme yapılması aşırı pahalı bir sonuca götürebilir – bunun yerine uygun kullanım şartıyla aylık sabit ücretler maliyet açısından daha uygun olacaktır; ayrıca faturalandırma için gerekli maliyetleri de düşürecektir. Mediasyon sistemlerinde birleştirme olmadığında, çok fazla CDR üretilerek ücretlendirme sistemlerinde performans problemleri oluşturabilir.
Analitik metotlarla yeni iş geliştirme: Bu konuda markete yönelik yeni işler geliştirmek M2M işlemlerini paraya çevirecek şekilde mümkün olabilir. Cihazların yönetimi, alarmları, bakımı, SIM yönetimi ve uygulama geliştirme araçları finansal olarak yeni iş modelleriyle kullanıcıya sunulabilirler. Asıl yeni işler, detaylı paket denetleme ile ortaya çıkacaktır. Cihaz verilerinin mantıksal çözümleme (Analytics) yöntemleri sayesinde verimlilik araçları ve mikro segmentasyon stratejilerini desteklemesi mümkün olabilir.
Sonuç
Son 20 yılda bilişim ve telekom sektöründe olduğu gibi, M2M pazarı da zamanla benzer gelişmeleri yaşayacaktır. Bir gün, M2M kavramını kullanmıyor olacağımız, çünkü işlerin gerçekten bu şekilde yapılır hale geldiği günler olacaktır. Bu tarihe kadar özel çözümlerin, özel süreçlerin geliştirilmesini son derece doğal bir hazırlık olarak görmek gerekiyor. Herkese aynı şekilde ulaşma stratejileri, şirketleri aslında kimseye ulaştırmıyor. Buradan yola çıkarak ilgili pazara özel yaklaşım dönemi başladı, müşteri deneyimini iyileştirmek için de OSS-BSS anahtar rolü oynamaktadır.