Makineler arkadaşımız olur mu?
‘Dijital Ekosistemde İşi Geleceğe Taşımak’ başlığında zirve kapsamında bir panel de düzenlendi. Forbes Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Burçak Güven'in moderasyonunda katılımcılar Google Cloud Ülke Müdürü Alp Önder Güler, HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ve Havelsan Genel Müdür Yardımcısı Yücel Bağrıaçık oldu. Katılımcılardan ‘dijital ekosistemi’nin tanımını yapmalarını isteyen Burçak Güven’in bu talebine ilk söz hakkını kullanan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, şöyle yanıt verdi:
“Dijitalleşme dediğimizde 30 yıl önce bizde internet konusuyla kırılma başladı. Sonrasında mobil cihazlarla bu etkileşim çok daha küçük, her yerde taşınabilir enstrümanlara büründü ve artık daha da küçük bu bağlantıyı yapabilen sensörler, akıllı cihazlar, evimizdeki cihazlardan kurumlarımızdaki cihazlara kadar birçok yerde bilgisayar konusu gittikçe küçülerek ve kendi içerisinde bir akıl barındırarak devreye girmeye başladı. Üretilen bilgide çok ciddi kırılma yaşanıyor. Bir insanın kendi başına takip edebileceği, işleyebileceği, sonuca ulaşabileceği büyüklüklerin çok ötesine geçtik. Dijital ekosistem tanımında bu dijitalleşme işbirlikleri; insan-makina işbirliği, kurumlar arası ve cihazlar arası işbirliği oluşturmak zorunda. Bugüne kadar belki beyin kapasitemizde ya da kurumların kendi içinde kurduğu işledikleri verilerin çok ötesinde bir verinin işlenmesi gerek ve buradan bir akıl çıkartılması dendiğinde, dijital ekosistemde konuşulması gereken başlıklar bu ekosistemi oluşturan aktörler. Özetle, bence anlamamız gereken şeyler bunlar. Makinalarla arkadaşlık kurmamız gerekiyor.”
“Sanayi 2.0’da 3.0’a 4.0’a baktığımızda tamamen teknolojiyi konuşuyoruz. 4.0’da öğrenen zekâ, yapay zekâ, akıllı araba, akıllı evler her şey akıllı” diyerek sözlerine başlayan Havelsan Genel Müdür Yardımcısı Yücel Bağrıaçık, aklındaki bir kişisel soru işaretini şöyle tanımladı:
“Teknolojinin yarattığı her yeniliğin karşısında, önlem almamız gereken bir kötülük var. Siber tehditlerde artık tehlike içerden olmaya başladı. Hırsız içerdeyse, kilit anlam ifade etmiyor. 2015 ile 2016’yı karşılaştırdığımız zaman siber zararlar ortaya çıkıyor. Bizim ülke olarak en büyük açığımız uzman açığı. En büyük şansınız da akıllı bir nesle sahip olmamız.”
HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, “Değişime adapte olamayan firmalar kayboluyor” yorumunu yaparak başladığı sunumunda, önümüzdeki dönemde de değişen firmaların yaşayabileceğini, bunun yolunun da inovasyon olduğunu vurguladı. Önemli trendlere işaret eden Filiz Akdede, şu bilgileri verdi:
“Mobilite, güvenlik, bulut başlıklarını konuşuyor ve değerlendiriyoruz. Facebook kullanımında yedinciyiz, ama içerik üretmede, yatırım yapmada, start-up’ları desteklemede, üniversitelerle işbirliği yapmada hala nispeten gerideyiz. Hem Türkiye'nin hem firmalarımızın gelişmesi ve dönüşmesi, tümüyle buralarda yapılacak yatırımlara bağlı. Akıllılaştırdığımız her iş, bizi dünya çapında rekabete göre avantajlı hale getirecek. Hem e-devlet tarafı hem firmaların dijitalleşmesi bana umut veriyor, ama aynı zamanda acele etmemiz gerek.”
“Google’ın ana faaliyeti bütün tüketiciye hizmetleri bedelsiz sunmak. Bunu destekleyen ticari kazanım da reklamdan geliyor” diyerek sözlerine başlayan Google Cloud Ülke Müdürü Alp Önder Güler, diğer panelistlere hitaben “Bizler kariyer anlamında araf bir nesiliz” dedi ve bu tanımını şöyle detaylandırdı:
“Büyük bir değişim var, ama bizim Türkiye'deki durumumuz araştırmayı çok fazla önemsemediğimiz, korkularla içeriye dönerek çalıştığımız bir dünya. Bir başka konu, dijital şirket anlamında şuna bakmamız lazım: Ben bireysel bir kullanıcı olarak, bana hizmet veren bankadan, bana satış yapan şirketten daha ileri bir teknolojiye sahibim. Elimin altındaki bu cihazla istediğim şeyi en iyi ve uygun biçimde hızla bulabiliyorum. Değişen dünyanın temelinde bu yatıyor. Tüketici hem mobil hem de bulut teknolojilerinin getirdiği büyük farkla, bilgi ve teknoloji anlamında demokratikleşmeyi yaşıyor.”
T’leşelim ve robotlara acı çektirmeyelim
Bilişim Zirvesi ‘16’da oturumlardan biri de ‘Dijitalleşmede C Level’ oldu. M-Gen Dijital Ajans ve Gelecek Planlama Merkezi Kurucusu, fütürist ve ekonomist Ufuk Tarhan, açılış konuşmasıyla önce kendi kariyer hayatındaki değişim ve fütürizme uzanan süreci hakkında bilgiler paylaştı. “Fütüristler değişimi artık kullanamıyorlar. Onun için dönüşmek lazım” beklentisini dile getiren Ufuk Tarhan, şöyle devam etti:
“Hibrit bir alandayız. Bir ayağımız bugünde, bir tarafımız da gelecekte. Bu geçiş döneminde ben ne yapayım diyen insanlara yol göstermek üzere benim de kullandığım modeli paylaşmaya çalışacağım. T. insanlaşırsak gelecekte sürdürülebilir iş yaşamımız olur. İş ve kariyer dünyası için harıl harıl çalışan kesimler olarak buradayız. Yeni çabalama modellerine hızla geçmemiz lazım. Dünyadaki dönüşmeleri dikkatli okumak lazım. Dijital kardeşlerle çalışmamız gerekiyor. Daha ileri seviyede iş zekasıyla da uzlaşmamız gerekiyor. Robot kardeşler yetişiyor. Büyük çemberde şuradan şuraya geçirmek lazım kafaları. En güçlüler değil, değişime en fazla uyum sağlayanlar ayakta kalır. Umarım hepimiz o hale dönebiliriz. Son söz olarak; T’leşelim ve robotlara acı çektirmeyelim.”
Yapay zeka ismi insanları korkutmasın!
Intel Corporation Global İş Geliştirme Direktörü Ege Ertem ‘Dijitalleşen Tüketici’ başlıklı sunumuyla, tüketiciyi tanımlamaya çok çalıştıklarını vurguladı. “Aslında insanlar, basit olarak işine geleni, fakat eskisinden farklı olarak çok daha hızlı bir şekilde yapıyor” yorumunu yapan Ege Ertem, sözlerine şöyle devam etti:
“Eğer küçük bir şirketseniz, bir anda en önemli markalarla rekabet eder konumda bulabilirsiniz kendinizi. Yenilikler oluyor ve Amerika’daki dev şirketler çok daha büyük paraları inovasyona yatırmaya çalışıyor. Bir anlamda farkın açılma ihtimali var. Bir diğer yandan, bariyerler düşüyor. Özellikle yazılımın getirdiği en büyük farklılık, donanım maliyelerinin ucuzlaması. Bu aynı zamanda ciddi fırsatlar getiriyor. Birincisi; büyük yatırım yapan dünya devlerini çok da gözünde büyütmemek gerekiyor. Onlar da kendi problemleriyle uğraşıyorlar ve gerçekçi adımlar attığınız zaman büyük fırsatlar var. Başarılı ikinci, üçüncü olmak hiç de mütevazi hedef değil. İnanın, Türkiye'de bunu yapabilmek için birçok fırsat var. O büyük şirketler, trendleri görebilmek için milyonlarca parayı ortaya döküyorlar. Dolayısıyla Türkiye'deki şirketlerin önünde ciddi fırsatlar var. Verimliliği arttırmak gerek ve bu, iş hayatının vazgeçilmezi. İş dünyasında rekabet halindesiniz. Teknolojiye yatırım ve inovasyon şart. Reçete çok basit: Yenilikleri takip edip, ucuza denemeler yapmak, bu arada şimdiye kadar kendi müşterinizle ilgili yeteri kadar bilgi toplamadığınızı düşündüğünüz çalışmaları yapmanız. Bütün yeni teknolojilerin en büyük esprisi müşteri hakkında bilgi toplamak. ‘Yapay zekâ’ ismi sizi korkutmasın. Bot’lar Türkiye'de kullanılmaya başlamıştır ama app’lerin yerini alacak mı bilmiyorum. Bazen bu yenilikler moda oluyor, sonra sönüyor ve illa dünyayı kurtaracak yeniliği keşfetmeniz gerekli değil. Şirket olarak ucuza bir bot çalışması yapıp, bundan 1-2 yıl şirketinize ciro kazandırabiliyorsanız ne ala. Birtakım yenilikleri gördüğünüz zaman çok fazla düşünmeden, kısıtlı kaynaklarla o alanda yatırım yapmaya başlamak lazım.”