MAKS; Türkiye’nin en büyük dijital dönüşüm projesi
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, “ASELSAN olarak dijital dönüşüm yolunda atacağımız her adım gerek şirketimiz gerek savunma sanayimiz ve ülkemiz için çok değerlidir. Bu dönüşüm; verimlilikten güvenliğe, ortak çalışma kültürünün yaygınlaştırılmasından maliyete kadar birçok avantajı da beraberinde getirecektir” dedi.
Prof. Dr. Haluk Görgün, “Bilgi ve Haberleşme alanındaki teknolojiler hayatımızı her anlamda sayısallaştırmakta ve alışkanlıklarımızı değiştirmekte. Özellikle tüm dünyayı etkisi altına pandeminin yaşandığı bu günlerde ‘Dijital Dönüşüm’ süreci hızlandı ve yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmeye başladı. Bu kapsamda, ülkemizin dijital geleceğinin şekillenmesinde önemli adımlar atıldı; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından T.C. Cumhurbaşkanlığı altında Dijital Dönüşüm Ofisi oluşturuldu. Kamu, özel sektör ve toplumsal hayatın her aşamasında dijitalleşmenin sağlanabilmesini amaçlayan T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, hem dijital devlet hem de siber güvenlik alanında üst düzey bir koordinasyon ve planlamayla kamu hizmetlerinde dijital dönüşüme öncülük etmekte” açıklamasını yaparak konuşmasına başladı. “ASELSAN, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine iki farklı perspektiften bakıyor” ifadesini kullanan Görgün, şöyle devam etti: “İlki; bu dönüşüme olanak sağlayan teknolojileri geliştirmek, ikincisi de; kendi iç süreçlerinde ve iş yapış yöntemlerinde sayısal dönüşümü gerçekleştirmek. ‘Dijital Türkiye’ yolculuğunda ASELSAN; Savunma Sanayi Başkanlığımızın öncülüğünde, verinin üretimi, işlenmesi, analizi, verinin bilgiye dönüşümü, bu verilerin bir noktadan başka bir noktaya güvenli şekilde iletilmesi ve karar vericilere destek olarak kullanılmasına kadar hemen tüm alanlarda teknoloji ve ürün geliştirerek yer alıyor.”
‘Yerli Baz İstasyonu Geliştirme’ çalışmalarını gerçekleştiriyoruz
Verinin güçlü bir iletişim altyapısıyla son kullanıcıya iletilmesine yönelik ‘Yerli Baz İstasyonu Geliştirme’ çalışmalarını gerçekleştirdiklerinin altını çizen Görgün, “Savunma Sanayi Başkanlığı projeleri kapsamında son yıllarda geliştirmiş olduğu yerli ULAK 4.5G Baz İstasyonu ile geniş bant haberleşme standartlarına uyumlu ürünler verebileceğini gösteren ASELSAN, bu alanda yatırımlarına devam ediyor. Hâlihazırda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ‘Evrensel Hizmet Projesi’ kapsamında 700’den fazla noktada kullanılmakta olan 4.5G Baz İstasyonu’muz, ticari GSM operatörlerinin sahalarında da 400’den fazla noktada hizmet veriyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Görece kısa süre içerisinde erişilen bu başarı devletimizin de katkısıyla gerçekleştirildi. ASELSAN geniş bant haberleşme teknolojilerinde sivil alanda rekabet avantajlarını artırabilmek için ULAK A.Ş.’nin yüzde 51’ini satın alarak bu alanda özgün yatırımlar yapacağını gösterdi. ASELSAN, ULAK A.Ş. ile birlikte 4.5G ve 5G haberleşme teknolojilerinin sadece baz istasyonu kısmını değil, diğer alt bileşenleri olan anahtarlama altyapılarını, bulut bilişim teknolojilerini ve diğer gerekli bileşenlerini de tasarlamakta ve geliştirmekte” dedi.
Türkiye’nin ilk ‘Genişbant Haberleşme Kamu Güvenliği Şebekesi’ni ASELSAN kuracak
“ASELSAN, geliştirdiği ‘Genişbant Teknolojileri’nin özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Sağlık Bakanlığı acil haberleşme sistemlerinin entegre bir parçası olabilmesi amacıyla da çalışmalarına devam ediyor” açıklamasını yapan Prof. Dr. Haluk Görgün, SSB ile imzalanan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün güvenli telsiz haberleşmesi ihtiyacını karşılama amaçlı ‘Sayısal Haberleşme Şebekesi Projesi’ kapsamında; Adana ilinde genişbant haberleşmeyi sağlayacak olan Türkiye’nin ilk ‘Genişbant Haberleşme Kamu Güvenliği Şebekesi’ni de ASELSAN kuracak” şeklinde konuştu ve şu detayları aktardı: “Proje kapsamında altyapıda ULAK A.Ş. ürünleri kullanılacak ve kullanıcılar için genişbant haberleşmeyi destekleyen bir telsiz cihazı ASELSAN tarafından tasarlanacak. Proje fikir aşamasından itibaren Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından desteklendi ve bu şebeke için gerekli olan frekans bandının izinleri alındı. Bu ilk uygulamanın yurt geneline yaygınlaştırılması ve tüm kamu güvenliği hizmeti veren kurumlar için ortak bir haberleşme platformu olması yönünde çalışılacak.”
Siber güvenlik alanında önemli görevler üstleniyoruz
Görgün, ‘Milli Tüm Ağ Şebekeleri’ hakkında bilgi vererek “Güvenli veri akışının sağlanmasında konumlanan ağ cihazlarını yerli ve milli kaynaklarla üretmeyi başaran ASELSAN, bu alanda dışa bağımlılığı da azaltmayı hedefledi. Dağıtım seviyesinden omurga seviyesine kadar kablolu/kablosuz milli tüm ağ şebekelerinde kullanılmak üzere yerli ve milli ürünler geliştirme vizyonu doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. ‘Milli Yönlendirici’ gibi kritik ağ cihazlarımız, TASMUS gibi taktik sistemlerde de hizmet vermeye başladı” açıklamasını yaptı ve şunları kaydetti: “Verinin üretimini, işlenmesini, analizini, verinin bilgiye dönüşümünü, bu verilerin bir noktadan başka bir noktaya güvenli şekilde iletilmesini sağlamak adına bilgi güvenliği ve siber güvenlik alanlarında da önemli görevler üstleniyoruz. Bilgi ve siber güvenlik noktasında milli onaylı kripto çözümleri geliştiren iki kurumdan biriyiz. Hâlihazırda Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı gibi pek çok kritik kurumumuza kripto çözümleri sunuyoruz. Kamunun güvenli haberleşme ihtiyaçlarının karşılanması yönünde de önemli çalışmalar yapıyoruz.”
‘Sanayide Dijital Dönüşüm’ için ekosistemi güçlendiren iş birlikleri yapıyoruz
Prof. Dr. Haluk Görgün, ‘Türkiye’nin En Büyük Dijital Dönüşüm Projesi’ olarak tanıttığı MAKS’ı şöyle anlattı: “İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğümüz ve ASELSAN güç birliği ile Mekânsal Adres Kayıt Sistemi Veri Üretimi ve Yaygınlaştırma Projesi hayata geçirildi. Türkiye’nin en büyük ‘Dijital Türkiye’ yani e-devlet projesi olan Mekânsal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) Projesi’nin yaygınlaştırma safhasında ortaya koyduğu çalışma ile ASELSAN devletin hemen her kurumuna değer katacak bir coğrafi bilgi sistemini hazırlamanın gururunu yaşıyor. Şehircilik, sağlık, eğitim, güvenlik, çevre gibi konularda kullanılacak yönetim sistemlerine zengin bir altlık sağlayacak olan MAKS’a veri toplayabilmek için tüm Türkiye’yi kapsayan saha çalışmaları yürütülmekte. Toplanan büyük verinin yıkıcı teknolojilerle analiz edilmesiyle büyük bir katma değer yaratılabilecek. Diğer yandan ASELSAN, dijital dönüşüme olanak sağlayan teknoloji ve ürünleri geliştirdiği gibi aynı zamanda kendi iç yönetim süreçlerinde de dijital dönüşümü uygulayan öncü ve örnek kuruluşlardan olmak için çalışıyor. Geliştirilen bir ürünün fikir aşamasından başlayarak tasarım ve üretim aşamaları dâhil olmak üzere, ürünün kullanımdan kaldırılmasına kadar geçen tüm süreçlerin tek bir veri kaynağından, güvenli bir şekilde yönetilmesini hedefleyen ‘Ürün Yaşam Döngüsü Yönetim Sistemi / Product Life Cycle Management-PLM’ iş yaklaşımını hayata geçirmek üzere çalışmalar başlatıldı. Dijital dönüşümün başka bir ayağı olan ‘Sanayide Dijital Dönüşüm’ konusunda ise ASELSAN’ın yapay zekâdan artırılmış gerçekliğe, katmanlı imalattan otonom sistemlere kadar bu dönüşüme olanak sağlayan teknolojilerde yatırımları, projeleri ve ülkemizdeki mevcut ekosistemin gücünden faydalanarak bu ekosistemi aynı zamanda güçlendiren iş birlikleri mevcut.”
‘Gücümüz Bir’ platformunu iş ortaklarımızla dijital dönüşümü gerçekleştirmek için hazırladık
“ASELSAN genelinde izlediğimiz dijitalleşme yol haritasının en önemli öğelerinden biri; tedarik çalışmalarımızdaki dijitalleşme faaliyetleridir” ifadesini kullanan Görgün, “2017 başında uygulamaya aldığımız ‘Tedarikçi Portalı’ ile tedarik zinciri akışımızın dijitalleşmesi adına önemli mesafe kat ettik. Bu portal ile; teklif isteme, teklif toplama, kalite, tetkik ve iade süreçlerimizi tamamen dijital ortamda yürütmek için oluşturduğumuz altyapıyla, süreçlerimizin; izlenebilirliği, ölçülebilirliği, şeffaflığı artırıldı ve kurumsal hafızanın oluşmasına katkı sağlandı. Gelinen aşamada ‘Tedarikçi Portalı’mızın yaygınlaştırma ve kapsam genişletme çalışmaları devam ediyor. Bunun yanında, iş ortaklarımızla etkileşimimizi, iletişimimizi daha sistematik bir hale getirmek ve çağın gereklerine uygun olarak dijital dönüşümü gerçekleştirmek amacıyla yeni bir platform hazırladık: ‘Gücümüz Bir’. İnteraktif, hedef kitlesi ASELSAN’ın mevcut ve potansiyel tedarikçileri olan bu platform, kurumsal bir web sitesi ve mobil uygulamalar aracılığıyla hizmet vermekte. ‘Gücümüz Bir’ ile aday tedarikçi başvuruları ve millileştirme başvuruları sistematik hale getirildi. Ayrıca ASELSAN ile ilgili gelişmeler hakkında bilgilendirilmeler yapılmakta. En önemli yeniliklerden biri de; iş ortaklarımızın ihtiyacı olan insan kaynağına ulaşması için, ASELSAN aday başvuru havuzu onaylı ekosistemimizdeki firmalara açılması. ‘Gücümüz Bir’ ile, dijitalleşmenin diğer bir önemli adımı olarak, onaylı firmalarımız için ASELSAN profesyonelleri tarafından çevrimiçi eğitimler veriliyor. Nisan ayı ortasında uygulamaya aldığımız platformumuza ilgi yoğun oldu. Günde ortalama 900 ziyaret yapılan platformumuza bu kısa süre içerinde yüze yakın millileştirme başvurusu geldi; onlarca CV yüklemesi gerçekleştirildi” şeklinde konuştu. Görgün, tedarik kapsamındaki dijitalleşme çalışmalarında en önem verdikleri alanlardan birini de; ‘Robotik Süreç Otomasyonu’ olarak aktardı ve şunları kaydetti: “Özellikle sık tekrarlanan ve insan katkısına ihtiyaç duyulmayan tüm süreçlerin robotlar tarafından gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Böylece personelimizin katma değeri yüksek işlere yönlendirilmesinin yanı sıra operasyonların hata oranı azalıp hızı da artırılacak. ASELSAN olarak dijital dönüşüm yolunda atacağımız her adım gerek şirketimiz gerek savunma sanayimiz ve ülkemiz için çok değerlidir. Bu dönüşüm; verimlilikten güvenliğe, ortak çalışma kültürünün yaygınlaştırılmasından maliyet avantajına kadar birçok avantajı beraberinde getirecektir.”
ASELSAN’ın güçlü teknik altyapısını sağlık alanında da kullanarak ülkemize sunmak istiyoruz
“Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında gereken tüm tedbirleri almaya devam ediyoruz. Öncelikli hedefimiz çalışanlarımız ve ailelerinin sağlığının korunması olduğundan değişen koşullara göre ek tedbirleri zaman geçirmeden hayata geçirdik. Bu süreçten etkilenmeden üretim ve tasarım faaliyetlerimize tüm kararlılığımızla devam ediyoruz” açıklamasını yapan Prof. Dr. Haluk Görgün, “ASELSAN, ‘Defense News Top 100’ şirketleri listesindeki halka açık şirketler sıralamasında; dünyada piyasa değeri Covid-19 salgını sürecinden en az etkilenen ilk 4 savunma şirketinden biri oldu. Sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak ve bilançoyu olası kriz ve risklere karşı koruyacak her türlü önlem alındı. Etkin tedarik gücü ve dışa bağımlılığın günden güne azalmasıyla tedarik kaynaklı muhtemel sorunlar asgari düzeyde etki etti. Yılın ilk çeyreğinde ASELSAN açısından hasılat, büyüme ve kârlılık kalemlerinde hedeflerin tümü gerçekleştirildi. Hâlihazırda tüm faaliyetler de yıl sonu beklentilerine ve takvime uygun olarak eksiksiz olarak yürütülmeye devam ediyor” dedi. ASELSAN’ın bu yeni duruma hızla ayak uydurduğuna dikkat çeken Görgün, “SSB’nin öncülüğünde, Covid-19 salgını esnasında, Türkiye’nin güçlü kalabilmesi adına başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere bütün paydaşlarımıza kesintisiz ve güvenilir hizmet vermeyi sürdürüyoruz. ASELSAN’ımızın güçlü teknik altyapısını, sağlık alanında da kullanarak en kısa sürede ülkemizin hizmetine sunmak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Yeni nesil MR cihazları geliştirme faaliyeti devam ediyor, hâlihazırda 4 patent alındı
Görgün, ASELSAN’ın sağlık alanındaki çalışmalarını şöyle detaylandırdı: “Dünya genelinde ve Türkiye’de sağlık harcamalarına ayrılan kaynakların arttığını gözlemliyoruz. Bu durum, milli ve yerli sağlık çözümlerinin Türkiye’deki öncüsü olan ASELSAN için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Sağlık teknolojilerinde dışa bağımlılığın azaltılması için milli ve yerli ürün geliştirme çalışmalarının sürdürülmesi kritik önem taşımakta. ASELSAN, Türkiye’de üretilmeyen ve ihracat potansiyeli yüksek, teşhis ve tedavide kritik öneme sahip tıbbi cihazlar konusunda çalışmalar yapıyor. Tıbbi cihaz alanındaki faaliyetler, medikal görüntüleme, yaşam destek ve tanı sistemleri olmak üzere üç ana başlık altında toplanıyor: Öncelikle geliştirme çalışmaları devam eden medikal görüntüleme cihazları ‘Mobil Röntgen ve Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme’ cihazlarını sayabiliriz. MR Görüntüleme cihazı için çalışmalar; Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi / BİLKENT UMRAM ile birlikte yürütülüyor. Yeni nesil MR cihazları geliştirme faaliyeti devam ediyor. Hâlihazırda 4 patent alındı; MR cihazı sistem tasarımı özgün olup mühendislik prototipi üretildi. Bu doğrultuda ilk iş birliği defibrilatör (kalp elektroşok) üreticisi METSİS firması ile gerçekleştirildi. Bu iş birliğiyle oluşturulan ilk ürün olan otomatik harici defibrilatör cihazı (AED) 2020 yılında yurt içi ve dışında piyasaya arz edilecek. İş birliği kapsamında aynı ürünün, hastanelerde doktorlar/uzmanlar tarafından kullanılan ‘Harici Manual Defibrilatör Projesi’ de başlatıldı.”
ASELSAN, BIOSYS’in prototip cihazının üretilebilir seviyeye ulaştırılmasına büyük katkı sağladı
“‘Yaşam Destek Cihazları’ alanındaki ikinci iş birliği; yoğun bakım ventilatörü (yapay solunum cihazı) alanında prototip ürünü olan BIOSYS firması ile yapıldı” ifadesini kullanan Prof. Dr. Haluk Görgün, Covid-19 salgınını takiben tüm dünyada çok yoğun bir şekilde ventilatör ihtiyacı ortaya çıktığını vurgulayarak “Bu durum, cihazlarda kullanılan birçok bileşen için dünya genelindeki talebi kısa sürede karşılanamayacak düzeye yükseltti. Ülkelerin kendi ihtiyaçlarına öncelik verecek şekilde ventilatör cihazları ve kritik bileşenleri için ihracat yasağı ya da ihracat izni zorunluluğu gibi kısıtlamaları devreye sokmasıyla birlikte, cihazlar ve kritik bileşenleri, yurt dışından tedarik edilemez hale geldi. Böyle bir ortamda, ASELSAN, BAYKAR, ARÇELİK ve BIOSYS firmaları yerli ventilatör cihazının ülkemize kazandırılması için iş birliği yaptı ve yoğun çaba harcadı. ASELSAN, BIOSYS’in prototip seviyedeki cihazının donanım ve yazılım tasarımının kısa bir süre içinde iyileştirilmesine ve üretilebilir seviyeye ulaştırılmasına büyük katkı sağladı. Ayrıca yurt dışından tedarik edilemeyen kritik bileşenlerin yerli olarak tasarlanıp üretilmesini gerçekleştirdi. Ortaya çıkan ventilatör cihazının seri üretimin ilk partisi tamamlandı, önümüzdeki aylarda çok sayıda cihazın yurt dışı bağımlılık olmaksızın ülkemizde üretilmesi planlanmakta. ‘Yaşam Destek Cihazları’ alanındaki bir diğer iş birliği ise Bıçakcılar firmasıyla yapıldı. Geliştirilmesi planlanan kalp akciğer pompası; açık kalp ameliyatlarında kullanılan kritik bir cihazdır. Kalp akciğer pompası; kalbin durdurularak yapılan açık kalp ameliyatlarında, kalbin dolaşım ve akciğerin kanı temizleme görevlerini yerine getirir. Ayrıca ameliyat için gerekli kimyasalları kalbe iletir ve ameliyat esnasında vücudun soğutulması/ısıtılması görevlerini üstlenir” açıklamasını yaptı. Görgün, sağlık sektöründe faaliyet göstermek üzere hazırlık yapılan son alan ise ‘Tanı Sistemleri’dir diyerek “Bu alanda, virüs ve bakterilerin sebep olduğu bazı hastalıkların birinci basamak sağlık kuruluşlarında hızlı tespitine imkân sağlayan tanı kiti ve tanı cihazlarıyla kişisel kullanıma imkân sağlayan test cihazlarının geliştirilmesi hedefleniyor. İlk proje ise Araştırma Merkezimizde başlatılmış olan ‘Covid-19 Tanı Sistemi Projesi’dir. Daha önce ASELSAN Araştırma Merkezi’nde hepatit B virüsü tanısı için geliştirilmiş olan biosensör tabanlı tanı sisteminin hızlı bir şekilde Covid-19 tanısı için uyarlanması planlanıyor. Rehavete veya karamsarlığa kapılmadan Covid-19 salgınına karşı verdiğimiz mücadeleden başarıyla çıkacağımıza ve zorlu günleri atlatacağımıza olan inancım tamdır. Bize bu mücadelede destek olan Devletimizin tüm yöneticilerine buradan teşekkürlerimi sunarım.”