Maysan Mando Bilgi Teknolojileri Müdürü Serdar Şencan: “DİJİTAL OLGUNLUK MODELİ İLE DÖNÜŞÜM”
Maysan Mando, Çukurova Holding ve Güney Koreli Mando Grubu’nun ortaklığında faaliyetlerini sürdürmektedir. Ürün gamımızda; binek ve hafif ticari araçlar, otobüs ve kamyonun yanı sıra, demiryolları ve askeri uygulamalara yönelik geniş bir amortisör yelpazesi yer alıyor. Hem doğrudan OEM hatlarına hem de bayi ağımız için aftermarkete (bağımsız yedek parça pazarına) yönelik üretim yapıyoruz.
Mayıs 2020’den beri Maysan Mando’da çalışıyorum. Yönetim olarak odaklandığımız bir nokta dijital dönüşüm. Dijital dönüşüm çalışmalarımızı Dijital olgunluk modeli ile takip ediyoruz. Modelimizde beşli bir skala var. 1- ayrık sistemler, 2- şirket içi entegrasyon, 3- şirketler arası entegrasyon, 4- akıllı şirket, 5- otonom şirket. Yol haritamızda 2024 sonunda akıllı şirket olmayla ilgili bir stratejimiz var. Şu ana kadar da ERP tarafında daha önce ayrık olan sistemlerin konsolidasyonu, firma içi ve dışı entegrasyon tarafındaki çalışmaları tamamlamış durumdayız. Geldiğimiz noktada olası farklı senaryoların şirketimize etkisini kullanıcılarımız kendi ellerindeki araçlarla sağlayabilir durumdalar. Maysan Mando’nun yönetimi teknolojik gelişmelere açık, inisiyatif sahibi. Kullanıcıların değişimi ve dönüşümü sahiplenmesi noktasında yönetimin desteği çok önemli olmakla birlikte kullanıcıların fayda gördüğü dönüşüm faaliyetlerine motivasyonun arttığını görüyoruz.
İlerlemenin diğer bir bacağı da iş sürekliliği ve güvenlik. Sistemleri hem kurarken hem işletirken, ana değerlerimizden bir tanesi iş sürekliliği ve güvenliği oldu. En iyi teknolojileri kurabilirsiniz ama bu konuda en zayıf halka her zaman için farkında olmayan kullanıcıdır.
Kullanıcıları bu oyunun içinde tutup onları bilgilendirmeyle bu süreçlerimizi destekledik.
Otomasyon seviyesi üretim hatlarımızda yüksek. Günlük yaklaşık 20 bin civarı amortisör üretiyoruz. İşin durmaması ve diğer risklerden etkilenmemesi için otomasyonun ve üretim tarafında oluşturduğumuz hızlı yapının iş tarafında da aynı şekilde devam etmesi bizim için önemli.
ERP’yi bir ağır vasıtaya benzetiyorum. Dar sokağa girebilecek bir araç değil. Giremediği yerlerle ilgili tekrar eden ve katma değeri olmayan işlerle kullanıcıları yormadan, onları destekleyecek RPA gibi teknolojiler üzerinde çalışmalarımız var. Buradaki temel yaklaşımımız kullanıcılara empati ile yaklaşmak hem onlara gerçekten verimli olabilecekleri alanlar oluşturmak ve periyodik olan katma değeri olmayan işleri olabildiğince arka planda proses etme.”