Maziye bir bakıver…
Tahtakale Eminönü’den, Unkapanı’na doğru yürümeye devam ettiğinizde Küçükpazar semtine gelirsiniz. Tam bir gariban yatağıdır bu bölge… Kahvelerde vakit öldürenler, ucuz otellerde ömür tüketenler, feleğin sillesini yemişler birer birer çıkar karşınıza…
Mehmet Ali Ağabey, Küçükpazar’ın sakinlerindendir. Görmüş, geçirmiş beyefendi bir ağabeyimizdir. Birlikte oturup çay, kahve içmişliğimiz, kendi ağzından hikayesini dinlemişliğimiz vardır. Bir süredir göremiyorum kendisini. İnşallah sağlığı sıhhati yerindedir. En son kızıyla birlikte yaşıyordu.
Kendisi eski bir futbolcu. Öyle amatör filan da değil hani. Birinci ligde, efsane futbolcularla birlikte top koşturmuş zamanında. Çok para kazanmış futboldan. Para çuvalla geliyormuş. Ama gençlik işte… Şöhret, para, hovarda bir hayat…
Bir maçta elinden ciddi şekilde sakatlanmış. O zamanlar sahalar çim filan değil, bildiğin taş, toprak… Rakibinin bir çelmesiyle yere düşerken elini uzatmış ki… Ortalık kan, revan. Sağlık ekibi filan yok ki… Biraz pamuk, biraz tentürdiyot. Hepsi bu…
Sakatlandıktan sonra futbol bitmiş, para bitmiş, şöhret gitmiş. Bu fotoğrafı tam da bana o günleri anlatırken çektim. Öyle bir bakıyordu ki maziye…
İşte o an sanki bir el, gramofona bir taş plak koydu ve Müzeyyen söylemeye başladı: “Ömrümüzün son demi, son baharıdır artık… Maziye bir bakıver neler neler bıraktık…”
Cem Kıvırcık
instagram, twitter, facebook