Menarini META İletişim ve Bilgi Teknolojileri Grup Lideri Yıldırım Meteris: “İLAÇ, REGÜLASYONLARI SIKI BİR ALAN”
“İlaç sektörü gibi insan hayatında büyük öneme sahip bir sektörde, felaket anında ürünlerimizi en kısa sürede vatandaşlara ulaştırmak en önemli önceliğimiz ve sorumluluğumuzdur. Bu nedenle doğası gereği büyük önem taşımaktadır.
Menarini’de bu sürekliliği sağlamak adına şu anda çalışmakta olan RTO (Recovery Time Objective) 1 iş gününden kısa, RPO (Recovery Point Objective)’su 30 dakikanın altında bir felaket kurtarma çözümlerimiz bulunmaktadır.
Öte yandan bu programlar iş sürekliliği çözümü odaklı değildir. Bahsettiğim bu çözümler, birçok meslektaşımızın da uzun zamandır gerçekleştirdiği İletişim ve Bilgi Teknolojileri Felaket Kurtarma süreci (ICT DR) olarak adlandırılabilir. Bu programlarla iş birimlerinin iş sürdürülebilirlik planları desteklenebilir, ancak iş birimlerinin iş süreçlerini tam anlamı ile nasıl sürdürebileceğini belirlemek de yeterli olmayacaktır.
Bir felaket anında sürdürülebilirliği sağlamak için, firmalardaki tüm iş birimlerinin İletişim ve Bilgi Teknolojileri Departmanı ile birlikte hareket etmesi gereklidir. Bunun için de iş birimlerinin ve yönetimin, İletişim ve Bilgi Teknolojileri biriminin desteğine ihtiyacı bulunmaktadır.
Örnek vermek gerekirse, sektörümüzün büyük bir kısmının merkez ofisleri ve üretim tesisleri İstanbul bölgesinde konumlanmaktadır. Bu durumda, olası bir İstanbul depreminde vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını ulaştırmamız gerektiğini düşünürsek konunun önemi daha net ortaya çıkmaktadır. Olası bir deprem sebebiyle yıkılmış yollardan ilaçları sevk etmek veya stokları tükenen ilaçları son yaşadığımız afet örneğinde de gördüğümüz gibi acil ihtiyaç halinde nasıl üreteceğimiz konusu, sürdürülebilirlik ve insan sağlığı açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Böyle bir senaryonun yaşanmasının önüne geçebilmek için, yetkili iş birimine, bir deponun farklı bir bölgeye konumlandırılarak olası bir ihtiyaç halinde alternatif acil üretim için otoritelerle gerekli görüşmelerin yapılarak gerekli izinlerin ivedilikle verilmesini sağlayacak bir mekanizma kurulması önerilebilir.
Örneğin deprem sonrası süreçte Sağlık Bakanlığı tarafından acil ve öncelikli olarak istenen belirli ürünlerin gönderimi sağlandı. Sadece Menarini değil, tüm ilaç firmaları aynı duyarlılık ve hassasiyetle ürünlerin gönderimini gerçekleştirdi. Akabinde operasyonel süreçler tamamlandı. Öyle bir zamanda işlemlerin bekletilmeden yapılması çok kıymetlidir. Nihayetinde insan hayatının söz konusu olduğu ve insan sağlığı için gerekli olan ürünlerin sevkiyatınının sağlandığı böylesi özel zamanlarda çevik davranabilmek anlamlıdır.
İş devamlılığı açısından baktığınızda ise, meslektaşlarımın da altını çizdiği gibi böyle anlarda iletişim operatörleri büyük önem taşımaktadır. Paydaşlar arasındaki iletişimi çok hızlı bir şekilde yeniden sağlayabilmeleri önemlidir. Çözüm ortaklarımızın bu konudaki destekleri biz ilaç firmaları için de mühimdir.
Her saniyenin önemli ve kritik olduğu böyle durumlarda tek bir operatör ile değil, birden fazla operatörle çalışmanız gerekebilir. İletişim altyapısında sürdürülebilirliğin sağlanması planlanan çözümleri çalışır hale getirebilecektir. Ülkemizde faaliyet gösteren önemli operatörlerin sahip olduğu iş devamlılığı planlarını firmalar olarak bizim de incelemiz ve sürdürülebilirlik planlarımızı oluştururken beraber hareket etmemiz çok değerlidir. Bu konuda gereken kaynakların tahsis edilmesiyle öncesinde önlem almak mümkün olabilecektir. Böylelikle kriz anında gerekli iş akışının aksamadan sürdürülebilmesi sağlanabilir.
Tüm bunlara ek olarak, çözüm ortaklarımızın da iş devamlılıklarının olması kriterini gözlemlemeye başladık. Örneğin, ben bireysel olarak, iş ortağım olan lojistik operatörünün bir iş devamlılık planının olup olmadığını kontrol ediyorum. İş birimlerimiz ile birlikte hareket ederek bu konudaki farkındalığı artırıp, birlikte çözüm planlarını geliştirmek de afet anında hayat kurtarıcı olacaktır.
Bir diğer hayati konu ise yukarıda da bahsettiğimiz deprem meydana geldiğinde yakınları enkaz altında veya yardım bekleyen paydaşlarımızla ilgili. Böylesi bir durumda destek alınabilecek insan kaynağı sınırlı olabilir. Bu durum hepimizin başına gelebilir ve afet anında belli bir noktada iş devamlılığını düşünmek zorunda kalabiliriz.
Sizlerinde bildiği gibi ilaç sektörü çok yoğun regülasyonlara tabi bir sektördür. Unutulmaması gerekir ki ilaç ikinci kalitesi olmayan tek üründür. O yüzden ilacı ürettiğiniz yerlerde çok ciddi insan sağlığını korumak amacı ile düzenlenmiş kanun ve yönetmelikler uygulanmaktadır. İzin alınmış üretim noktası üretim yapamaz hale gelirse bu durumda başka bir tesiste acil durumda üretim veya ithalat izni alınması gerekebilecektir. Bu süreçler için, afet durumlarına özel olmak üzere, yasal iyileştirmeler veya yönetmelik düzenlemeleri gerekebilir. Sağlık Bakanlığımızın da muhtemel bir felaket durumunda ilaç tedariği sıkıntılarını yönetmek amacı ile sektör paydaşları ile pratik olarak uygulanabilecek ve insan sağlığı için önemli riskleri yönetmekten taviz vermeden sağlanacak planlamalar konusundaki çalışmalara destek vereceğine inanıyorum.”