Metaverse evrenindeki en temel siber tehdit: ‘Gizlilik ve Mahremiyet’
15. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı (ISC Türkiye); ‘Sanal Evrende Siber Güvenlik’ temasıyla 19-20 Ekim tarihinde, siber güvenlik ekosisteminin paydaşlarının geniş katılımıyla T.C. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlendi.
ISC Türkiye; Bilgi Güvenliği Derneği tarafından T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi himayelerinde, Gazi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi iş birliğiyle düzenlendi. Konferans; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından da destekleniyor. 2007 yılından beri ülkemizdeki bilimsel ve sektörel çalışmaların paylaşıldığı çok kritik bir etkinlik olan Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’nın açılışına; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Taha Yücel katıldı. Adil Karaismailoğlu, yaptığı konuşmada, hızla ilerleyen dijital çağda, her 10 yılda büyük sıçramalar yaşandığına dikkat çekerek 2020’lerin yükselen eğilimi ‘Metaverse’ ile birlikte NFT ve kripto paraların kullanılmasının da hızlandığını vurguladı. Sanal sektörün, oyunlarla birlikte savunma sektöründe de boy göstermeye başladığını ifade eden Karaismailoğlu, “Metaverse’deki bu hareketlilikle veri güvenliği daha da öne çıktı. Bunun yanında, gizlilik ve mahremiyet konusunda kaygılar başladı. Gerçek hayatta suç kabul edilen her türlü eylem, dijital dünyada pervasızca yapılmakta” dedi. Karaismailoğlu, haberleşme uydularının sağlayacağı iletişim ortamında 6G haberleşme teknolojilerinde Wi-Fi yerine, Li-Fi, yani yüksek enerjili LED’lerle görünür ışıkla haberleşme teknolojileri kullanılacağının altını çizerek üç boyutlu duyusal genişletilmiş gerçeklikle tanışıp yüksek kaliteli mobil hologram ve dijital ikizlerle tanışılacağına dikkat çekti. Bakanlığın siber güvenlik alanında politika belirleyici görevlerini yürüttüğünü belirten Bakan Karaismailoğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde organize edilen Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin (USOM) de başarılı çalışmalara imza attığını söyledi. Karaismailoğlu, ulaşımda, iletişimde, uydu ve uzay çalışmalarıyla birlikte siber güvenlikte de Türkiye’yi dünyada etkin bir güç yapmak zorunda olduklarını vurguladı.
‘Duyuların İnterneti’nde gerçeklik sanal gerçeklikle birleşerek karma gerçeklik şeklinde ortaya çıkıyor
Dr. Ali Taha Koç, içinde bulunduğumuz çağda teknoloji dalgalarının birbirine çok yaklaştığının altını çizerek “Adeta bir ‘Dijital Tsunami’ içindeyiz” dedi. Uzaydan dünyanın her yerine yüksek hızlarda internet ve haberleşme hizmetinin kesintisiz sunulmasının mümkün hale geldiğini belirten Koç, şunları kaydetti: “Bu ‘Yeni Uzay’ veya ‘Uzay 4.0’ isimleriyle anlatılsa da uzayı navigasyon ve gözlem dışında haberleşme amacıyla kullanmak için onlarca ülke yarışa girdi bile. 2030’a kadar tüm dünyada fırlatılması planlanan 100 bin tane uydu var. 5G’nin kullanıma sunumu henüz tamamlanmadan 6G’yi konuşuyoruz. 6G ile yapay zekâ kullanımının çok daha önemli hale geleceğini öngörmek çok da zor değil.” “Makinalar artık sadece düşünmüyor, koku da alabiliyor” ifadesini kullanan Koç, “Dijital koku, his, tat teknolojileri ile ‘Duyuların İnterneti’ kavramı da insanların hayatına girmeye başladı” dedi. Bunu ‘insan beyninin dijital ortamın bir ara yüzü haline dönüşmesi’ şeklinde tanımlayan Koç, ‘Duyuların İnterneti’ ile birlikte gerçekliğin, sanal gerçeklikle birleşerek karma gerçeklik şeklinde ortaya çıktığını belirtti. Buradaki ana fikrin ‘fiziksel ve dijital ortamın bütünleşmesi’ olduğunu ve bu durumda beynin her iki ortam arasındaki geçişlere adapte olması gerektiğini söyleyen Koç, fiziksel olandan sanala geçişte beynin gerçeklik kaybına maruz kalabileceğini dile getirdi.
Saldırıların hedefi farkındalığı çok düşük olan avatarlar olacak
Koç, metaverse evreninin bir oyunun ötesinde, içinde ekonominin, siyasetin, iş hayatının, eğitimin, alışverişin, eğlencenin dünyada ne varsa bir kopyasının olacağı birçok sanal evrenin birleşimi olarak tanımlandığını aktararak buranın, insanların avatarları aracılığıyla dahil olduğu bir siber uzay olduğunun altını çizdi. Sınırsız bir sanal deneyim ortamında siber tehditlerin de çeşitleneceğini öngörmenin çok zor olmayacağını kaydeden Koç, “Teknoloji şirketlerinin ne yazık ki sosyal refahtan çok kârlılıkla ilgilendiği bir gerçek. Bu şirketlerin hâlihazırda topladıkları davranış verilerine, duyularla üretilmiş en hassas veriler de eklenince çok büyük bir sorun ortaya çıkmaz mı? Metaverse evreninde oluşturdukları platformlar sayesinde, yaşamlarımız, gizli verilerimiz, diğer insanlarla olan özel ilişkilerimiz üzerinde daha önce olmadığı kadar büyük bir kontrole sahip olacaklar. Bu nedenle metaverse evrenindeki en temel siber tehdit ‘gizlilik ve mahremiyet’ olarak karşımıza çıkacak” açıklamasını yaptı. Dr. Ali Taha Koç, bu evrenin yeni teknolojilere çok hızlı adapte olan suç örgütlerinin de iştahını kabartmak için fazlasıyla güzel bir ortam olduğuna dikkat çekti. Metaverse evreninde gerçek hayattaki suç türlerinin dijital ikizinin yer alacağını vurgulayan Koç, “Örneğin fidye ve kara para aklama gibi saldırılar, bu yeni evrende dijital varlıkların sahipliğini belirlemek için kullanılan NFT’ler aracılığıyla gerçekleşecek. Dijital cüzdan hırsızlığından, blok zinciri dolandırıcılığına kadar uzanan saldırıların hedefi ise farkındalığı çok düşük olan avatarlar olacak. İnsanlar yerine avatarlara saldırı başlayacak” öngörüsünde bulundu. Koç, siber tehditlerden korunması gereken en kritik sistemin insan, güven duygusunun ise en kritik siber güvenlik açığı olduğunu kaydetti.
Sanal evrende, insani değerlerin de dijital ikizi oluşturulmalı
Hâlihazırda gerçekleşen siber saldırıların yüzde 85’inin oltalama saldırısı olduğuna dikkat çeken Koç, sosyal mühendislik ve özellikle de kimlik avı saldırılarıyla bu ortamda daha sık karşılaşılacağını vurguladı. Koç, “Çözüm güvenlik temelli bir tasarım modelinin benimsenmesi, kullanıcıların dijital okuryazarlığının ve farkındalığının artırılması ve hepsinden önemlisi sanal evrende, insani değerlerin de dijital ikizinin oluşturulmasıdır” değerlendirmesinde bulundu. Dijital evrende yüzde 100 güvenli bir ortamın mümkün olmadığını ifade eden Dr. Ali Taha Koç, “Ancak henüz kurgu aşamasında benimsenecek güvenlik temelli bir tasarım yaklaşımı, metaverse evrenini ona yakın tabir olan ‘kötücül evren metaverse’ evrenine dönüşmekten kurtarabilir. Teknolojik altyapı ne kadar güçlü olursa olsun, bunları üretecek, geliştirecek ve yönetecek nitelikli insan kaynağını yetiştirmek işin en önemli parçası” şeklinde konuştu. Gençler arasında siber güvenliğe duyulan ilginin her geçen gün arttığını aktaran Koç, 3 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı ile yürüttükleri çalışmalar neticesinde Türkiye’nin ilk ve tek siber güvenlik meslek lisesini açtıklarını dile getirdi. Diğer yandan Koç, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin Yükseköğretim Kurulu’ ile beraber ‘Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulları’nı açacaklarını kaydetti.
Gelecek yılın teması: ‘Kuantum Çağında Siber Güvenlik’
Taha Yücel de konuşmasında, Bilgi Güvenliği Derneği olarak üniversitelerle yakın iş birliği içinde olduklarının altını çizerek gençlere ve insan kaynağına verilmesi gereken öneme dikkat çekti. Gerçekleştirdikleri bu etkinlikte Türkiye’nin ilk siber güvenlik lisesinden öğrencilerin, farklı illerdeki Bilgi Güvenliği Derneği’nde faaliyet gösteren gençlerin olduğunun altını çizen Yücel, TOBB Üniversitesi’nde Kuantum Laboratuvarı kurulacağı bilgisini de verdi. Yücel, önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek ‘Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’nın temasını; ‘Kuantum Çağında Siber Güvenlik’ olarak açıkladı. BThaber, ‘Medya Sponsoru’ olduğu bu etkinlikte plaketini Dr. Ali Taha Koç ve Taha Yücel’den aldı.