Metaverse ile binasız okul, ofissiz, yöneticisiz, otoritesiz iş, simsarsız sanat mümkün
Metaverse kavramı son günlerde sıklıkla karşılaştığımız ve yanlış anlaşılan bir kavram. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dicle Yurdakul, bu çok merak edilen konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. “Öncelikle ne olmadığını anlatalım” diyen Yurdakul, “Metaverse bir bilgisayar oyunu, zenginleştirilmiş bir 3D ortamdan ibaret değildir. Avatarlarımızla şirket toplantısına katılalım, sanal mağazalardan alışveriş yapalım diye kurulan bir dünya da değildir. Meselenin özünü anlamak için Metaverse’ü bu indirgemeci yaklaşımdan uzaklaşarak irdelemek gerekiyor” dedi.
“Yakın gelecekte, bu evrende dokunma, tat ve koku duygularını da hissedebileceğiz”
Doç. Dr. Dicle Yurdakul, tek bir cümle ile Metaverse’ün, Web 3.0’ın hayata geçeceği platform olduğunu söyledi. “Web 1.0 ve 2.0’da bu, ara yüz internet siteleri ve uygulamalardı. Web 3.0’da ise artık daha derin ve çok boyutlu bir ilişkiyle bağlanabileceğimiz ve öncelikle sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarıyla görsel ve işitsel duyularımızla üç boyutlu olarak var olabileceğimiz bir internetten bahsediyoruz. Sonraki süreçlerde ise bu evrende dokunma duyusu, tat ve koku duyularının da hayata geçirilebileceğini tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Web 1.0 döneminde internetin tek yönlü bir iletişim mecrası olarak karşımıza çıktığına değinen Yurdakul, bu seviyede yalnızca bazı kullanıcılar içerik üretebildiğini, diğerlerinin ise geleneksel medyada olduğu gibi pasif bir pozisyonda sadece kendilerine verilen içeriği tüketebildiklerini belirtti. Web 2.0 ile birlikte tüm kullanıcıların içerik üreticisi hale geldiklerini ve bunun ilk etapta büyük bir demokratikleşme, özgürleşme, sesimizi duyurma imkânı olarak algılandığını işaret etti. Dicle Yurdakul, “Ancak son derece umutla yaklaştığımız bu yeni dönemin içinde, kontrolün aslında ürettiğimiz içerikleri saklayan sunucuların (server) sahiplerinin elinde olduğunu öğrenmemiz de uzun zaman almadı” dedi.
“Web 3.0, hiçbir otoritenin sistemi ‘fişten çekemediği’ bir ortam”
Dicle Yurdakul, şimdi üzerinde konuştuğumuz yeni web yapısının ise, beklediğimiz özgürleşmeyi sağlayabilecek bambaşka bir yapı olduğuna işaret ederek “Web 3.0 hiçbir merkezi kontrol mekanizmasının, sunucunun ya da şirketin verileriniz üzerinde söz sahibi olamadığı, hiçbir otoritenin sistemi “fişten çekemediği” bir ortam. Bunu sağlayan ise akranlar / eşler arası olarak Türkçeleştirilen “peer-to-peer” teknolojisi” açıklamasını yaptı. Peer-to-peer mantığıyla inşa edilen sistemlerde merkezi bir sunucunun olmadığını, bunun yerine tüm bilgi akışı, ağa bağlı ve eş yetkilere sahip olan birimler (bilgisayarlar ya da kişiler) arasında gerçekleştirildiğini ifade eden Yurdakul, verilerin, tek bir kişinin ya da kurumun kontrolü altında değil, tüm kullanıcıların ortak kontrolü altında saklandığını belirtti.
Metaverse nasıl bir dönüşüm yaratacak?
Dönüşümün ilk habercileriyle şimdiden iç içe yaşamaya başladığımızı dile getiren Dicle Yurdakul, “Özellikle Blokzincir teknolojisi önem kazanıyor. Kripto para ve merkeziyetsiz finans (DE-FI) geleneksel finansal piyasalardan, NFT, telife tabi materyallerin korunması için geleneksel pazar sistemi dinamiklerinden çıkışı sağladı. Henüz ilk aşamalarında olduğumuz bu dönüşümlerin çok farklı sistemleri dönüştürdüğüne tanık olacağız” şeklinde konuştu. Yurdakul, merkez bankasız para sisteminin şimdiden hayatımızın bir parçası haline geldiğine dikkat çekerek, gelecekte tanık olacağımız hususlara örnekler verdi. “Fiziki bir okulun olmadığı, gayri merkezi bir eğitim sistemi; yönetim kurulu ve CEO’su olmayan, tüm çalışanların ve yatırımcıların ortak kararlarıyla yönetilen kurumlar, galerisiz, simsarsız sanat, ofissiz, yöneticisiz, otoritesiz iş; akıllı sözleşmelere bağlı ticari ve hatta beşeri ilişkiler… Elimizdeki teknolojilerle bu sistemlerin hayata geçirilebilmesi ise son derece mümkün.”