Metaverse iş dünyasını nasıl değiştirecek?
Dr. Kamil Bayar
Stratejik Yönetim Danışmanı
www.kamilbayar.com
“Metaverse…” Türkçe’ye kimine göre sanal evren, kimine göre de “evren ötesi” olarak tercüme edilen bu sanal alem, gelecekte radikal değişimlere imza atacağa benziyor. Bu da bize her açıdan hazırlıklı olmamız gerektiğinin mesajı veriyor. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, 2021 yılının son çeyreğin beklenen bombayı patlatmıştı. Facebook’un orta ve uzun vadeli stratejik planını açıklayan Zuckerberg, Facebook olarak on yıl içinde geliştireceklerin sanal evrene “metaverse” ismini vereceklerini, Facebook’un adını da Meta olarak değiştireceklerini söylemişti.
Gelen haberlere göre Facebook şu an iş eforunun %20’sini metaverse işini geliştirmeye harcıyor. Mark bu işe o kadar inanıyor ki önümüzdeki dönemde sadece AB içerisinde Metaverse işine odaklı çalışacak on binden fazla mühendisin işe alınacağı aktarılıyor. Tabi böyle bir iş yatırımsız olur mu? Elbette hayır! Facebook’un ya da artık Meta’nın, yakın gelecekte bu alana 10 milyar dolardan fazla yatırım yapacağı dillendiriliyor.
Metaverse yeni bir kavram mı?
Metaverse konusu 2021 yılı sonunda Zuckerberg’in tanıtımı ile gündeme gelse de, aslında bu strateji yakın geçmişte “bir ayak izine” sahip diyebiliriz. Facebook’un o dönem stratejik büyüme planlarına bağlı olsa gerek, 2014 yılında sanal gerçeklik şirketi Aculus’a 2 milyar dolar yatırım yaptığını duymuştuk. Tabi çoğu kişi o gün, sanal gerçekliğin ne olduğunu, nerelerde nasıl kullanılacağını bugüne nazaran çok bilmiyordu. Fakat büyük ve öncü şirket olmak biraz da böyle bir şeydir. Bazı konuları birilerinden önce düşünmek, planlamak ve aksiyona geçmek onların güçlü kalmasını sağlar. Tabi bu noktada şirketin liderine ve yönetim ekiplerine de çok fazla görev düşer. Bunlar: Değişimleri öngörmek, işimizi bu değişimlere göre yeniden şekillendirmek.
Örnek bu ya, peki Mark ve ekibi bunu yapmasalar ne olur? Cevap basit! Yıllar önce cep telefonu devi olan Nokia gibi kendilerini şirketler mezarlığında bulurlar.
Metaverse adını her ne kadar bir çoğumuz yeni duysa da, aslında yeni bir kavram değil. Daha önce Güney Kore Seul yönetimi, metaverse ile ilgili adımlar attığını duyurmuştu. Seul yönetiminin planlarına göre yakın gelecekte kente ziyarete gelecek turistler veya sakinlerinin sanal gerçeklik gözlüğüyle müzeleri gezebileceklerini, kültürel etkinliklere katılabileceklerini, şehri daha sanal olarak gezebileceklerini, hatta çeşitli kamu hizmetlerini bu gözlük aracılığı ile almaya başlayacaklarını duyurmuştu. Hatta 2022’in sonunda da belediyenin kendi metaverse’ini kuracağını, bu konularda çalıştıklarını ama bu işin etiğinin çözülmesi gerektiğini konuşmaya başlamışlardı bile.
Metaverse iş dünyasını nasıl etkileyecek?
Stratejik yaklaşımlara göre, her işin, her ürünün, her şirketin bir yaşam döngüsü vardır. Tıpkı insan hayatı gibi; doğma, büyüme, olgunlaşma ve ölüm. İşletmeler de insanlar gibi yaşayan organizmalardır. Nasıl bizim hayatımızı etkileyen dönemler varsa, kurumların veya ürünlerin yaşamlarını olumlu veya olumsuz etkileyen durumlar da söz konusudur. Peki bu durumlar neler denirse, belki de en başında firma veya ürünün bulunduğu pazarın hangi evrede olduğu gelmekte. Yani pazar yeni mi oluşmakta? Büyümekte mi? Rekabetin de çok olduğu bir olgunluk safhasında mı yoksa artık arzlar da, talepler de azalmış şekliyle düşüş evresinde mi?
Bu düşünceden hareketle, Metaverse pazarının daha yeni oluşmakta olan, talebin daha tam oluşmadığı, arzların ise Facebook örneğinde olduğu gibi yavaş yavaş başladığını görebiliyoruz. Bu yeni evre birçok kişi veya işletmeye pozitif etkiler oluşturabileceği gibi bazıları için de olumsuz etkiler doğurabilecektir. Burada önemli olan ise; tüm bu öngörüler ışığında biz neye göre, nasıl stratejiler belirleyeceğiz? Hangi ana veya alt stratejilerimizi neye göre şekillendireceğiz sorusuna verilen cevaplar hayati önem taşıyacak.
Fakat şunu da vurgulamak gerekir ki; Metaverse ve onunla uzantılı blockchain, kripto varlıklar gibi süreçler üzerinde mutlaka bir Devlet otoritesi, bir regülasyon olmalı. Çiftlik Bank olayı ya da bitcoin portalları dolandırıcılığı gibi olumsuz örnekler görülmüşken daha farklı problemler yaşanmaması için bir kontrol mekanizması şart. Metaverse, blockchain ve kripto dünyasıyla paralel uzanabilecek bir alan olduğundan Metaverse üzerinde Devletin kontrolünün kurulması, tüketicileri ya da bu konuda aksiyon almak isteyen girişimcileri korumaya yönelik kamu otoritesi adına birtakım düzenlemelerin mutlaka yapılması gerekir.
Metaverse ve olası etkileri
– Bugünlerde sıkça duyduğumuz yeni kavram, sanal fuarlar. En basit anlatımıyla bugünkü sanal fuar kurguları metaverse’ün ilk adımı diyebiliriz. Bugün bilgisayar veya telefon ekranlarımızdan giriş yaptığımız bu platformlara yakın gelecekte sanal gerçeklik gözlükler aracılığı ile gireceğimiz kesin gibi. Sanal fuarlar öyle bir hal alacak ki, artık uçaklara binip, bilmem kaç bin km ötedeki şehre gidip, fuarlarda insanlarla tanışmayacağız.
– Ürünlerimizi sergilemek için stantlarda mobilya tasarımları yapmayacağız… Fuarların maliyet ve eziyetlerine katlanmayacağız.
– İnsanlarla sanal alemde buluşup, b2b görüşmeleri yapıp, kartvizit alıp verip, iş anlaşması imzalayıp döneceğiz.
– Benzer olarak, her ne kadar pandeminin etkisiyle kısmen uzaktana dönsek de, bugün hala fiziksel olarak okullara gidiyoruz veya gitmek zorundayız.
Ama sıkı durun! Belki de en radikal değişimler buralarda olacak.
– Metaverse dünyasında sanal üniversiteler, sanal okullar, sanal kurslar, sanal seminerler derken bir çok eğitim hizmetini bu sanal alemlerden alacağız! Eğitim işleri resmen yıkıcı bir inovasyonla karşı karşıya kalacak.
– Belki kabullenmesi zor olacak ama olacak: Son dönemlerde Netflix ile başlayan dijital film platformları metaverse’ün daha da gelişmesiyle birlikte evrilecek. Artık insanlar sinema salonlarına gitmeyecek, sinema salonları insanların ayağına gelecek.
– Tıpkı bugün gerçek şehirler, apartmanlar, alışveriş merkezleri inşa eder gibi sanal yaşam alanları oluşturulacak. Belki de sanal evrenden yer bile satın almayı düşüneceğiz. Bunu oluşturacak dijital mimarlık mesleğini duymaya başlayacağız.
– Bugün insanlar hem sosyalleşmek hem de ihtiyaçlarını gidermek için AVM’lere veya çeşitli mağazalara gidiyor değil mi? Metaverse aleminde buna da çözüm bulunacak. AVM’ye gitmek yerine çoğu zaman sanal alışveriş merkezlerine gideceğiz, tıpkı AVM’deki gibi bu alemde gezintiler yapacağız. İstediğimiz markanın mağazasında sanal alışverişler yapıp, mağazanın satış danışmanıyla bu evrende iletişim kuracağız.
-Gitmek derken! Gitme eyleminin anlam değiştireceğini düşünenlerdenim. Konserler veya çeşitli organizasyonların bu sanal evrende rahatlıkla yapılabileceğini tahmin etmek zor değil fakat küçük bir detay vereyim: Bu tarz organizasyonlara gerçek yüzümüzle değil dijital ikizimizle katılacağız. Yani bir tane daha, “dijital sen” olacak…
– Biz görür müyüz bilmiyorum ama ofislerin veya kongre merkezlerinin geleceği de tehlike altında gibi. Şimdiden adı konmuş ama altı doldurulmamış sanal ofisler gerçek manada sanal olacak. İnsanlar sanal ofis veya toplantı odalarında bir araya gelecek, toplantı veya sunumlarını bu sanal evrende yapıyor olacak. Belki eski tadı vermeyecek ama, uzaklar inanılmaz yakınlaşacak.
– Bugün kim bu konuda hummalı bir şekilde çalışıyor deseniz, sanırım buna verilecek ilk cevap; oyun firmaları denebilir. Bu konuyu belki de ilk gündemine alacaklar oyun firmaları olacak, belki de aldılar bize söylemiyorlar… Bilgisayar ekranında oynan tüm oyunlar sanki gerçekmiş gibi metaverse evreninde oynanacak.
– Metaverse sadece iş ve sosyal hayatta değil, askeri alanda da aktif olarak kullanılacak. Meta evrende araziler gerçeğine yakın derecede modellenecek, Askeri eğitimler ve tatbikatların artık sanki gerçek arazisindeymiş gibi yapılacağını göreceğiz
Bunlar nasıl olacak? Bu işin merkezine görme duyusu oturtulacak!
Nasıl bugün Ay’a veya Mars’a gidildiğinde işin merkezinde görme veya izleme varsa, metaverse evreninde de işin başını görme eylemi çekecek. Yani bir gözlük takacağız ve vücudumuza entegre edilecek bazı aparatlarla bu dünyada yolculuğa çıkacağız.
Gözlük işi nasıl çözülecek derseniz: İlk aşamada bugün adına artırılmış veya karma gerçeklik gibi kavramlar dense de gözümüze taktığımız adına tam olarak gözlük diyemeyeceğimiz “gözlükvari” bir şeyler takmış olacağız…
Sonrasında mı? Muhtemelen gözlükleri atıp bizi metaverse alemine götürecek lensler takmaya başlayacağız. Tüm bu anlattıklarımızı bizim kuşak görür mü bilmem ama teknolojinin değişim hızına bakacak olursak sanırım bunların çoğu 2040’a gelmeden gerçekleşecek diye düşünüyorum. Yakın gelecekte insanlığı yepyeni ve çok farklı bir dünya bekliyor…